10 Ekim Katliamı Davası Avukat Komisyonu, Anayasa Mahkemesinin (YMA) kamu görevlilerinin sorumluluğuna dair başvuruyla ilgili kararına dair yazılı açıklama yaptı.
Avukatlar, AYM’nin kararının açıkça dayanaktan yoksun olduğunu belirtti: “Anayasa Mahkemesi de devletin katliamdaki sorumluluğunu ortaya koyan delilleri inkâr edenler ittifakına katıldı.”
16 Mayıs’ta gerekçeli kararını açıklayan Anayasa Mahkemesi, 2016 yılında Mülkiye Müfettişlerinin raporuna rağmen kamu görevlileri hakkında soruşturmaya izin vermeyen Valiliği ve soruşturma açmayan Ankara Savcılığını haklı buldu.
“Olmayan bir hukuk yoluna başvurmadıkları için”
Avukat Komisyonu, kararla ilgili şu bilgiyi verdi:
“Anayasa Mahkemesi 9 grup altında incelediği başvuruda yakınını kaybeden ya da yaralanan bir grup başvurucunun, sunulmuş bütün raporlara rağmen katliamda zarar gördüklerinin tam anlaşılamadığına,
Bir grup için, hiç verilmemiş bir karara itiraz etmediklerinden iç hukuk yollarının tüketilmediğine, diğer bir grup için olmayan bir hukuk yoluna başvurmadıkları için iç hukuk yollarının tüketilmediğine,
Doğrudan hedef alınan bir grup için hedef olup olmadıklarının kesin olmadığına,
Hayatını kaybedenlerin ölümlerinde sağlık hizmetinin gecikmesi ya da alana gaz sıkan polislerin sorumluluğunun olup olmadığının tam olarak anlaşılamadığı için ‘açıkça dayanaktan yoksun’ olduğuna hükmetti.”
“Başvurucuların mağdur olduğu inkâr edildi”
Komisyon, bu kararın, hukuka, mantığa ve vicdana sığmadığını ifade etti:
“Başvurudan 8 yıl sonra verilen, usulü olduğu iddia edilen ve açıkça gerçeğe aykırı gerekçelerle kabul edilemez bulunan bu kararla başvurucuların mağdur olduğu inkâr edildi, idari ve adli yargıdaki bütün aşamalar çarpıtıldı ve sonuç olarak 10 Ekim Ankara Katliamı, öncesi ve sonrası aklandı.
İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişlerinin, ‘katliamda sorumlulukları olduğu için haklarında ceza soruşturması başlatılmalı’ dediği Ankara Emniyet Amirlerinin sorumluluklarının tartışılmasından kaçıldı.
Katliamın istihbaratını gizleyen, yeterli güvenlik önlemini almayan, insanları bile bile ölüme gönderen o amirler, bugün İçişleri Bakanlarının çete kavgalarında bir bir düşerken Anayasa Mahkemesinin bu "suya sabuna dokunmayan" kararını biz "açıkça dayanaktan yoksun" ve "kabul edilemez" buluyoruz.
“Hukuk mücadelemiz sürecek”
Hukuk mücadelemiz hakkın sahibi halkın nezdinde; Anayasa Mahkemesinin "mağdur olduklarının belirsiz olduğu" nitelemesi yaptığı müvekkillerimizin gayretiyle sürüyor, sürecek.
Devletin güç savaşlarından bize düşen kırıntılarla değil, tırnaklarımızla kazıyarak elde ettiğimiz gerçeklerle bütün sorumluları mahkum edeceğiz. Bir kez daha hatırlatmak istiyoruz: Katilleri de koruyanlar da unutturmayacağız!”
DİSK: Uydurma gerekçelerle reddedildi
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da kararla ilgili DİSK Yönetim Kurulu adına yaptığı yazılı açıklamada, hakikatın gizlenmeye çalışıldığını söyledi:
“Anayasa Mahkemesi, katliamda sorumluluğu bulunan kamu görevlileri hakkında yürüttüğümüz hukuk mücadelesinde yaşanan hak ihlallerine dair başvurularımızın reddine karar verdi.
Başvurumuz, Anayasa Mahkemesi raflarında yıllarca bekletildikten sonra, son derece özensiz bir dille, ne olduğu anlaşılamayan uydurma gerekçelerle ve en kötüsü de AYM'nin varlık nedenini inkar edecek şekilde devletin karanlığını korumaya adanmış bir gerekçeyle reddedildi.
Mülkiye müfettişlerinin açıkça tespit ettiği sorumlulukları dahi görmezden gelen bu karar, hukuk tarihimizin en karanlık sayfalarında yerini aldı.
AYM, kararında, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde kamu görevlilerinin güvenliği gerçekleştirme yükümlülüğü olmadığını ileri sürerek sadece özgürlüklerin değil artık güvenliğin de koruyucusu olmadığını ilan etti.”
(AS)