Kürt Özgürlük Hareketi, Türkiye sınırları içindeki tüm güçlerini geri çekmeye başladığını duyurdu. Kürt Özgürlük Hareketi yönetimi, imzalı açıklamada bu kararın Abdullah Öcalan’ın onayı ile alındığı vurgulandı.
Açıklamada, “12. Kongre kararlarına bağlıyız, bunların hayata geçebilmesi için gerekli hukuki ve siyasi adımlar gecikmeden atılmalıdır” denildi.
Açıklamayı, KCK Yürütme Konseyi üyesi Sabri Ok Türkçe, YJA-Star komutanlarından Vejîn Dêrsim Kürtçe olarak okundu. Geri çekilen 25 HPG (Hêzên Parastina Gel) ve YJA-Star (Yekîneyên Jinên Azad-Star) gerillası da açıklamada hazırdı.
Süreç Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ile başladı

Kürt Özgürlük Hareketi yönetimi, Ortadoğu’da artan çatışmaların Türkiye ve Kürtlerin geleceğini tehdit ettiğini belirtti, Öcalan’ın 27 Şubat 2025 tarihli “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısının sürece yön verdiğini açıkladı.
Açıklamada, bu çağrı sonrası Kürt tarafının barışa dönük birçok adım attığı hatırlatıldı:
- 1 Mart’ta ateşkes ilan edildi.
- 5–7 Mayıs’ta gerçekleştirilen 12. Kongre’de PKK’nin silahlı mücadele stratejisini sona erdirme kararı alındı.
- Bu kararların doğrudan Abdullah Öcalan’ın yürütmesiyle uygulanabileceği vurgulandı.
- 11 Temmuz’da, Öcalan’ın görüntülü mesajıyla, KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat öncülüğünde 30 kişilik bir grup sembolik olarak silahlarını yakarak mücadeledeki yeni dönemin başladığını ilan etti.
“Türkiye’deki tüm güçlerimizi geri çekiyoruz”

Kürt Özgürlük Hareketi yönetimi, sürecin ikinci aşamasına geçildiğini belirterek, Türkiye sınırları içinde çatışma riski oluşturan tüm güçlerin “Medya Savunma Alanları”na çekilmekte olduğunu açıkladı.
Açıklama şöyle:
“12. Kongre kararları temelinde, Önder Abdullah Öcalan’ın onayıyla, Türkiye’deki tüm güçlerimizi geri çekme işlemini başlatmış bulunuyoruz. Bu güçlerden bazıları şu anda burada ve bu açıklamaya bizzat katılıyor. Ayrıca sınır hattında olası provokasyonlara açık alanlarda da benzer önlemler alıyoruz.”
Bu adımın, PKK’nin 12. Kongre kararlarını uygulamadaki kararlılığını ve net tutumunu gösterdiği vurgulandı.
Açıklamada, barış sürecinin kalıcı olabilmesi için yasal ve siyasal düzenlemelerin hızla yapılması gerektiği belirtildi.
“Biz 12. Kongre kararlarına bağlıyız ve bunları uygulamakta kararlıyız. Ancak sürecin ilerlemesi için, PKK’ye özgü bir geçiş hukuku temelinde demokratik entegrasyon yasaları çıkarılmalı ve Kürt tarafının siyasete katılımı güvence altına alınmalıdır.”
Açıklamanın tamamı

“Ortadoğu’da yaşanan çatışma ve savaşların Türkiye’nin ve Kürtlerin geleceğini çok ciddi biçimde tehdit eder hale gelmesi üzerine; geçen yıl Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yle, Önder Abdullah Öcalan’ın açıklamalarıyla başlayan ve Önder Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025 tarihli ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısı ile kimlik kazanan süreç, son derece önemli ve kritik bir aşamadan geçmektedir.
Geçen 8 aylık süre içinde Kürt tarafı olarak biz, Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı temelinde tarihi öneme sahip büyük adımlar attık. Sakin ve rahat bir tartışma ortamı yaratabilmek için, çağrıdan hemen sonra 1 Mart günü ateşkes ilan ettik. Önder Abdullah Öcalan’ın uygun yöntemlerle gerçekleştirdiği yönlendirme temelinde 5-7 Mayıs tarihleri arasında PKK 12. Kongresini toplayarak PKK’nin örgütsel varlığını ve silahlı mücadele stratejisini sona erdirme kararlarını aldık ve bunların ancak Önder Abdullah Öcalan’ın doğrudan yürütmesi ile pratikleşebileceğini de bu kararlara ekledik.
İki ay sonra 11 Temmuz günü ise, Önder Abdullah Öcalan’ın görüntülü çağrısı temelinde KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat yönetimindeki 30 kişilik Barış ve Demokratik Toplum grubu, düzenlenen bir törenle silahlarını yakarak silahlı mücadeleyi sona erdirme kararını uygulamadaki net ve kararlı tutumumuzu ortaya koydu.
Önder Abdullah Öcalan ve PKK öncülüğünde Kürt tarafının attığı bu tarihsel adımlar, Türkiye siyasi ve toplumsal ortamını derinden etkileyerek, barış ve demokratikleşme doğrultusunda yeni bir ruh ve irade ortaya çıkardı. Kürtlerin barış, demokratik ve özgürlükten yana olan bu cesur ve fedakar tutumu, Türkiye içinde ve dışında genel planda hep takdirle karşılanmıştır.
GÜÇLERİMİZİ GERİ ÇEKME İŞLEMİNİ GERÇEKLEŞTİRİYORUZ
Yaşanan yetersiz yaklaşımlara rağmen Önder Abdullah Öcalan ve Kürdistan Özgürlük Hareketi, Türkiye ve Kürtler üzerine gittikçe ağırlaşan tehlikeleri bertaraf edebilmek için gelecek yüzyılların özgür, demokratik ve kardeşçe yaşamının temellerini atabilmek için, Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ni ikinci bir aşamaya taşıyabilmek amacıyla ön açıcı yeni pratik adımlar atmaya çalışmaktadır. Bu doğrultuda, 12. Kongre kararları temelinde planladığı Türkiye sınırları içinde çatışma riski oluşturan ve olası provokasyonlara açık olan Türkiye’deki tüm güçlerimizi Medya Savunma Alanlarına geri çekme işlemini Önder Abdullah Öcalan’ın da onayı temelinde gerçekleştirmekteyiz. Medya Savunma Alanlarına ulaşan gruplardan bir kısmı şu an burada bulunmakta ve bu açıklamaya bizzat katılmaktadır. Ayrıca sınır alanlarında da çatışma riski oluşturan olası provokasyonlara açık olan mevzilerde de benzer düzeltici tedbirler alınmaktadır.
Kuşkusuz attığımız bu adımların etki düzeyini pratik gösterecektir. Ancak attığımız bu pratik adımlar da PKK’nin 12. Kongre Kararlarını uygulamadaki kararlılığı ve net tutumumuzu bir kez daha ortaya koymaktadır.
ENTEGRASYON YASALARI ÇIKARILMALI
Çok açık ki biz 12. Kongre Kararlarına bağlıyız ve uygulamakta kararlıyız. Ama bunların pratikleşmesi için de yine PKK 12. Kongresinin aldığı kararlar doğrultusunda sürecin gerektirdiği hukuki ve siyasi yaklaşımlar gecikmeden gösterilmelidir. Bu çerçevede PKK’ye özgü Geçiş Hukuku esas alınmalı, demokratik siyasete katılabilmek için gerekli özgürlük ve demokratik entegrasyon yasaları gecikmeden çıkarılmalıdır.
HERKES SEFERBERLİK RUHUYLA MÜCADELE ETMELİ
Son olarak çağrımız, başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm halkımızadır. Süreç birilerinden bir şeyler bekleme değil, özgür ve demokratik yaşamı örgütlü mücadeleyle yaratma ve kazanma sürecidir. O halde kendini bu yaşamın içinde gören herkesin ‘Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin’ başarısı için seferberlik düzeyinde mücadele etmesi gerekir.
Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu mutlaka zafere ulaşacaktır.
26 Ekim 2025
Hareket Yönetimi.”
Sabri Ok: Önder Apo’nun büyük çabalarıyla önemli bir aşamadayız
KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok, Kürt Özgürlük Hareketi’nin “Barış ve Demokratik Toplum Süreci”nin ikinci aşamasına ilişkin yaptığı açıklamada, sürecin ilerlemesi için “özel yasal düzenlemelere” ihtiyaç duyulabileceğini söyledi.
Basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ok, Mezopotamya Ajansı’nın geçici yasal düzenlemelere ilişkin sorusu üzerine şu değerlendirmede bulundu:
“Sürecin halklarımızın beklentilerine uygun biçimde ilerlemesi için bazı geçici hukuksal düzenlemelere ihtiyaç var. Şimdiye kadar yapılan çalışmalar, hukuksal alanda da bazı adımların atılmasını gerektiriyor. Bu, bir geçiş sürecidir; bitmiş değildir. Adımlar atıldıkça süreç ivme kazanacaktır. Biz herhangi bir af değil, 50 yıllık mücadelenin geldiği aşamaya uygun özel yasal düzenlemeler talep ediyoruz. Önder Apo’nun büyük gayretleriyle çok önemli bir noktadayız. Bu sürece mahsus, özgün bazı yasalar ve düzeltmeler olabilir.”
Ok, kamuoyunun ve ilgili tarafların süreçle ilgili merak ve beklentilerinin doğal olduğunu belirterek, “Türk devletinin de bu sorumlulukla hareket etmesini umuyoruz” dedi.
“Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü sağlanmalı”
Channel 8’in “Türkiye’den beklentileriniz nedir?” sorusunu yanıtlayan Ok, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne kavuşması gerektiğini vurguladı:
“Dünyada, bir halkın önderinin zindan koşullarında barış ve çözüm çabası yürüttüğü başka bir örnek yok. Önder Apo, özgür koşullarda bu çalışmaları yürütmeli. Henüz fiziki özgürlüğüne kavuşmadı ama buna rağmen tarihi bir sorumluluğu yerine getiriyor. Kamuoyunda da sıkça tartışıldığı gibi, bir an önce özgürlüğüne kavuşmalı.”
“Meclis Komisyonu, Önder Apo ile görüşmeli”
Meclis Komisyonu’nun çalışmalarına ilişkin bir soruya da değinen Ok, komisyonun doğrudan Abdullah Öcalan’la görüşmesi gerektiğini söyledi:
“Komisyonun çalışmaları önemli ama rolünü tam olarak yerine getirmedi. Çeşitli toplumsal kesimleri dinledi, ancak esas olan Önder Apo’nun da dinlenmesidir. Süreci başlatan ve yürüten odur. Meclis Komisyonu bir an önce İmralı’ya gidip görüşmelidir.”
“Sorumluluk herkesin”
Devletin açıklamalarına ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Sabri Ok, mücadelenin yalnızca devletten beklenmemesi gerektiğini belirtti:
“Bu bir mücadeledir. Herkes kendi sorumluluğunu yerine getirmelidir. Attığımız adımların olumlu etkilerinin olacağına inanıyoruz.”
El Arabia muhabirinin “Ankara bu adımınıza karşılık vermezse?” sorusuna ise, “Olumlu düşünelim, beklentimiz herkesin sürece uygun davranmasıdır” yanıtını verdi.
“Yeni paradigma ile siyaset önerisi”
Reuters’ın “Türk devletinin Başurê Kürdistan’dan çekilmesi beklentiniz var mı?” sorusu üzerine Ok, Abdullah Öcalan’ın yeni paradigma yaklaşımına dikkat çekti:
“50 yıllık mücadelenin ardından tarih, sosyoloji ve bölgesel koşullar dikkate alındığında, Önder Apo yeni bir paradigma ile siyaset yapmayı öneriyor. Bu temelde mücadelemizi sürdürüyoruz. İlgililerin sorumluluklarını yerine getirmesi, sürecin tüm bölgeye olumlu yansıyacaktır.”
AFP’nin “Bu adıma karşılık verilmezse?” sorusuna ise Ok şu yanıtı verdi:
“Böyle bir durumu düşünmek istemiyoruz. Önder Apo’nun zindan koşullarında Kürt sorununun çözümü mümkün değildir. Fiziki özgürlüğü sağlanmalı, özgür koşullarda çalışabilmelidir.”
(EMK)








