Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Olağan Toplantısı Üçüncü Oturumunda AKPM Türkiye Grubu ile birlikte Strasbourg'da bulunan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Mersin Milletvekili ve Birleşik Avrupa Solu Meclis (UEL) üyesi Ertuğrul Kürkçü, düzenlediği basın toplantısında Türkiye'deki cezaevlerinde yaşanan olumsuzluklar ve muhaliflere yönelik baskılarla ilgili bilgi verdi.
Şanlıurfa Cezaevi'nde 16 Haziran'da çıkan isyanda 13 mahkumun hayatını kaybettiğini hatırlatan Kürkçü, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarı süresinde Türkiye'de cezaevlerindeki nüfusun yüzde 250 arttığına dikkat çekti.
"Geçtiğimiz on yıl içinde AKP iktidarı altında Türkiye'deki tutuklu sayısı, cezaevleri kapasitesinin neredeyse üç katına çıktı. 2001'de Türkiye'de cezaevlerinde 55 bin 209 kişi bulunuyordu. On yıllık süreçte ülke nüfusu sadece yüzde 4,2 büyürken, cezaevi nüfusu ise yüzde 250 büyüme gösterdi."
"Cezaevlerinde 125 bin 100 kişi var"
Kürkçü, Şanlıurfa'da üç kişilik koğuşta 18 kişinin kaldığını ve mahkumların cezaevi koşullarını protesto etmek için kolay tutuşan yatakları ateşe verdiğini, infaz koruma memurlarının yangını geç fark ettiğini, itfaiyenin de yangına geç müdahale edebildiğini söyledi.
Bu trajik ölümlerin Gaziantep'te, Osmaniye'de ve Karaman'da peşpeşe gerçekleşen diğer isyan amaçlı cezaevi yangınlarını tetiklediğini söyleyen Kürkçü, yangınların hepsinin sıradan tutuklular ve çocuk mahkumlar tarafından başlatıldığını belirtti.
"Gerçekten de aslen 300 kişi için tasarlanmışken 1000'i aşkın mahpusun bulunduğu Şanlıurfa Cezaevi Türkiye'deki standartaltı ve aşırı kalabalık cezaevleri zincirinin çürük halkalarından birini oluşturuyor."
"Adalet Bakanlığı'nın son verilerine göre bu yozlaşmış cezaevlerinde 125 bin 100 kişi var."
"TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun da bir üyesi olarak, Mersin, Osmaniye ve Mardin Cezaevlerinde de tutukluların insanlık dışı şartlara, acımasız muamelelere ve hukuksuzluğa maruz kaldığına şahsen tanık oldum. Var olan kısıtlayıcı düzenleme ve yasalar bile bu cezaevlerinde ihlal ediliyor."
"8 bin 995 siyasi mahkum var"
Kürkçü, cezaevlerinde yatanların 8 bin 995'inin, Türkiye hükümetinin "terörist" ilan ettiği siyasi mahkûmlar olduğuna dikkat çekerek, bu "terörist"ler arasında 2011 genel seçiminde milletvekili seçilmiş dokuz milletvekili, 16 belediye başkanı, 442 belediye meclis üyesi ve muhtarla yaklaşık 500 öğrenci, 100 gazeteci, akademisyen ve kanaat önderinin olduğunu söyledi.
25 Haziran Pazartesi günü Türkiye'nin en büyük kamu emekçileri sendikaları konfederasyonu KESK'e yönelik operasyon düzenlendiğini hatırlatan Kürkçü, KESK Genel Başkanı Lami Özgen de dahil olmak üzere 72 sendika yöneticisi ve üyesinin gözaltına alındığını ve birkaç gün içinde bu kişilerin de Özel Yetkili Mahkeme kararıyla tutuklular arasına katılabileceğini vurguladı.
"İmralı Adası'nda müebbet hapis cezasına çarptırılmış olan PKK lideri Abdullah Öcalan da bu baskıcı hapishane rejiminden çekiyor. Öcalan, Temmuz 2011'den beri ailesiyle ve avukatlarıyla görüşemiyor" diyen Kürkçü, Öcalan'ın durumunun Kürt tutukluların açlık grevlerine gitmesine sebep olduğunu, dört kişinin de Öcalan'a uygulanan bu mutlak izolasyonu protesto amacıyla kendilerini yaktığını ifade etti.
"Dünyadaki 'teröristlerin' üçte biri Türkiye'de!"
Kürkçü, Associated Press'in Eylül 2011'de yaptığı araştırmaya atıfta bulunarak dünyada "terör" nedeniyle hüküm giyenlerin üçte birinin Türkiye'de olduğunu söyledi.
"11 Eylül 2001'den beri 44 ülkede 119 bin 044 kişi terörizm suçlamasıyla tutuklandı ve bunlardan 35 bin 117'si mahkum oldu."
"Bu 35 bin 117 mahkûmiyetin yarısından fazlası, muhalif hareketleri susturmak için anti-terör yasalarını kullanmakla suçlanan iki ülkeden geldi: Türkiye ve Çin. Sadece Türkiye dünyadaki "terörizm"le bağlantılı mahkûmiyetlerin üçte birini karara bağladı: 12 bin 897."
"Bir Avrupa Konseyi üyesi olan Türkiye Mart 2004'te Avrupa Konseyi Parlamanter Meclisince gözleme listesinden çıkarılırken ülkeyi Konsey standartlarına ulaştırması amacıyla yaygın reformlar gerçekleştirmeye davet edilmişti. Bu davetin üzerinden 9 yıl geçtikten sonra bile Türkiye hala meclis tarafından yerine getirilmesi istenen 12 maddeden hemen hiçbirini yerine getirebilmiş değil."
"Dostoyevski ta 1861'de 'Ölüler Evinden Anılar' adlı kitabında 'Bir toplumun uygarlık seviyesi hapishanelerine girince anlaşılabilir' diye yazmıştı. Türkiye'deki hapishanelere bakarak bu ülkenin Avrupa Konseyi'nin uygarlık standartlarında olduğunu nasıl söyleyebiliriz?" (EKN)