"Bölgedeki aşiret yapısının pekiştirilerek sürdürülmesi, ataerkil kültürün beslenmesi ile koruculuk sistemi arasında çok açık bir bağ varken meselenin cehalete, töre düzenine ve insanların yapısına bağlaması art niyetle yapılmış bir ayrımcılık değilse hatalıdır, yanlıştır. Söz konusu yanlışı yapanın bölgedeki en üst düzeydeki resmi yetkili kişi olması da çok manidardır."
"Analar, Tanrıçalar, Yoldaşlar" kitabının yazarı Dr. Handan Çağlayan Mardin Valisi Hasan Duruer'in "kızlara ayrı okul" önerisinin çözüm olmayacağını savundu.
Duruer, Bilge köyündeki katliamla ilgili koruculuğun bir etken olmadığını, kıskançlık ve cehaletin belirleyici olduğunu belirtmiş ve kız çocuklarına ayrı okul önerisinde bulunmuştu:
"Yörenin inançları gereği, kız çocuklarının ayrı okullarda okumasının faydalı olacağını düşünüyorum. Erkeklerle aynı okullarda okumaları istenmiyor. Bu çocukları eve mahkum etmemek için, çok sayıda kız okullarına, yurtlarına ihtiyacımız olacaktır."
Çağlayan Valinin yaptığı açıklamayı "kabul edilemez" buldu.
"Kız çocuklarını gerçekten düşünen bir mülki idari amir, işe bu çocukların babalarının silahsızlandırılmasını talep etmekle başlasa daha iyi olurdu."
"Koruculuk nedeniyle aileler çocuklarının peşine düşemiyor"
Çağlayan yörede koruculuğun, bölgede nasıl etkileri olduğunu özellikle kız çocuklarının yaşamını nasıl etkilediğini anlattı:
"Bölgede korucular tarafından gerçekleştirilen kız kaçırma, tecavüz, ateşli silahla öldürme vakaları çok fazla yaşandı. Korucu erkeklerin, silahlı olmaları, bölgedeki askeri ve sivil resmi otoritelerle ilişki içinde bulunmaları, suça eğilim göstermelerine, haksızlıklar yaşanmasına yol açmakla kalmadı çoğunlukla işledikleri suçların cezasız kalmasına da yol açtı. Örneğin kızı kaçırılan aileler çoğunlukla tehdit edildikleri ve ailenin diğer üyelerine fenalık yapılmasından korktukları için kaçırılan kızlarının peşine düşemeyip, şikayetçi olmaya bile çekindiler.
Şikayetçi oldukları durumlardaysa cezalandırılmaları önünde başka engeller oldu. Basında sık sık korucu olan babasının ya da eşinin silahı ile intihar eden kadınlarla ilgili haberler yer aldı. Bunların gerçekten intihar mı ettikleri yoksa intihara mı zorlandıkları açıklık kazanmadı. Bugün 16 kadının ve altı çocuğun katili de, sivil köylüleri sorumsuzca silahlandıran ve toplumu militarize eden koruculuk sisteminden başkası değil." (EZÖ)