Yedi örgütün kadın temsilcilerinin Bilge (Zanqirt) köyünde 44 kişinin öldürülmesiyle ilgili kaleme aldığı raporda, köylü kadınlar "herkesin, görevlilerin, askerlerin, misafirlerin köylerinden gideceğini, bundan sonra ne yapacaklarını bilmediklerini" söylüyor.
İHD, Türkiye Barış Meclisi, TMMOB Kadın Mühendisler, KESK, TTB, Kadın Dayanışma Vakfı ve Halkevleri'nden yedi kadının oluşturduğu, daha sonra bölgedeki kadın örgütlerinin temsilcilerinin de katıldığı heyet*, Mardin'de vali yardımcısı, Mazıdağı belediye başkanı, müftü, sendika, meslek örgütü ve sivil toplum örgütü temsilcileri, köyde yardım veren ruh sağlığı uzmanları ve köylülerle 12-13 Mayıs tarihlerinde görüştü.
"Maskeli değildiler"
Köyde yaşayan kadınlar, katliamın "arkasının gelmesinden" kaygılı olduklarını, anne babasız kalan çocukların "sonlarının ne olacağını bilmediklerini" de dile getiriyor. Olay gecesinden bahsederken de, katliamı gerçekleştirenlerin, medyada yer aldığı gibi maskeli olmadığını ekliyor.
"Çocuklara psikolojik destek sürmeli"
Rapora göre, olay yakınlarını kaybeden kadınlar ve çocuklar için çok daha travmatik.
Heyetin görüştüğü, köydeki çocuklara ruh sağlığı yardımı veren uzmanlar da, yakınlarını kaybeden çocukların rehabilitasyon ihtiyacının olduğunu, uzun vadeli takip gerektiğini belirtiyor.
Hayatta kalan yetişkinler, köy nüfusunun tümü akraba olduğu için, anne babasız kalan çocukları Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na vermek istemiyor. Rapora göre, köydeki ruh sağlığı uzmanları da bu görüşe katılıyor. Birlikte kayıp yaşayan çocukların travmadan çıkmalarının daha kolay olacağı kanısındalar.
Aralarında gönüllü olarak köyde bulunanların da olduğu psikologlar, kendileri köyden ayrıldıktan sonra da çocuklara özel ilgi gösterilmesi, psikolojik ve toplumsal desteğin sürmesi gerektiğini söylüyor. Psikologlar köyden dönüşümlü olarak ayrılmayı planlıyor.
Uzmanlar, yakınlarını kaybeden çocuklar için bir yatılı bölge okulu kurulmasını da öneriyor.
"Hemen her evde silah var"
Ruh sağlığı uzmanlarının dile getirdiği bir konu da köyde hemen her evde silah bulunması. Bu, şiddet iklimine alışkın olmayı doğuruyor.
"Kadın ve çocuklara özel destek gerek"
Heyet, saptamalarında, köydeki kadın ve çocukların yaşamlarını sürdürmeleri için gerekli sosyal, psikolojik ve ekonomik desteğin verilmesi gerektiğini söylüyor. Rapordaki önerilerden biri de bundan sonraki sürecin sağlıklı işleyebilmesi için, Valilik bünyesinde, içinde belediye başkanı, sivil toplum örgütleri ve köyden temsilcilerin de bulunacağı bir "koordinasyon kurulu" kurulması. (TK)
* Heyetin oluşumu: Raporu kaleme alan İnsan Hakları Derneği Genel Sekreteri Sevim Salihoğlu, Türkiye Barış Meclisi Sözcüsü Yüksel Mutlu, KESK Kadın Sekreteri Songül Morsümbül, TTB Merkez Konsey Üyesi Dr. Hülya Biriken, TMMOB Kadın Mühendisler grubundan Ayşen Hadimioğlu, HALKEVLERİ'nden Dilşat Aktaş ve Ankara Kadın Dayanışma Vakfı'ndan Gülay Aydın'a, Diyarbakır’da Bağlar Belediye Başkanı Yüksel Baran, Bağlar Belediyesi Kardelen Kadın Evi, Bağlar Kadın Kooperatifi'nden Esra Şimşek, Zeynep Demir Akçer, DİKASUM'dan Özlem Özen, EPİDEM'den Rozan Kahraman, SELİS'ten Nuran Duman, Ceren Kadın Eğitim Evinden Keziban Güler katıldı. Heyete Mardin’den de Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan ve Derik Belediye Başkanı Çağlar Demirel katıldı.