* Fotoğraf ve video: Marmaris Kent Konseyi arşivi.
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Marmaris Kent Konseyi, Muğla'nın Marmaris ilçesindeki Kızılbük koyu sınırlarındaki Milli Park'a bu kez de "beton santrali" kurulduğunu duyurdu.
Konsey, bugün yayımladığı açıklamada "Anlıyoruz ki adınız Sinpaş ise bu şehrin valisi, kaymakamı, belediye başkanı hatta ülkenin bakanlığı yokmuş gibi, üstelik inşaat yasağı varken, üstelik milli park gibi özel kanunlarla korunan bir alanın göbeğine getirip beton santralini dikersiniz. Neden?" diye sordu.
Bölgede daha önce, Ocak 2022'de, projedeki sınırlar ihlal edilerek denize beton santrali kurulmuştu.
TIKLAYIN - "Sinpaş hiçbirimizden büyük değil"
Milli Park'ta dinamit
Marmaris Kent Konseyi'nin bu kez daha yüksek bir alana kurulan beton santrali ile ilgili açıklaması özetle şöyle:
"Sinpaş bütün kurumların üstünde ve onların amiri pozisyonunda milli parkı talan etmeye devam ediyor. Bakanlık ve Sinpaş arasında himaye köprüsü çoktan kurulmuş bile. Bu koruma kalkanı Sinpaş'ın hiçbir kural ve kanuna uymadan Milli Parkı talan etmesini, Milli Park'ta dinamit kullanmasını cesaretlendiriyor.
"Kalkan o kadar güçlü bir koruma sağlıyor ki tek altyapı sağlayıcısının Muğla Büyükşehir Belediyesi olmasına ve Büyükşehir Belediyesi'nin inşaat bölgesinde altyapı yoktur, sağlamam da imkânsızdır raporuna rağmen Çevre Bakanlığı tarafından 'ÇED olumlu kararı' altın tepsi içerisinde Sinpaş'a sunuluyor.
Bina yığını
"Himayeden emin olan Sinpaş, Marmaris'te kanun tanımazlığın, paranın gücünün, rantiye hevesinin ve yozlaşmanın bir simgesi olarak beton santralini getirip milli parkın göbeğine dikiyor. Marmaris Körfezi'ne girişte turistlerin gördüğü ilk manzara tepeye dikilmiş ucube beton santrali, yıkıma uğratılmış bir doğa ve soğuk savaş dönemlerinden kalma bina yığını oluyor.
"Bu andan itibaren Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın verdiği ÇED olumlu kararını iptal edip etmediğini, mülki ve yerel idarecilerin görevlerinin gereğini yerine getirip getirmediğini günbe gün takip edip, kamuoyunu bilgilendireceğiz.
"Tüm kamuoyuna bir kez daha duyurmak isteriz: Yasa ve yönetmeliklere göre bu yağma yapılamaz. Mücadelemizde sonuna kadar haklıyız. Davaları kazanacağımızdan zerre şüphemiz yok. Ama geçen zamanda oluşan yıkımı geri döndürme şansımız da yok. Ya sahip çıkacağız ya da yağma sonucunda hep beraber kaybedeceğiz."
Ne olmuştu?
|
(TY)