1929'da yayımlanan Kendine Ait Bir Oda isimli kitabının daha sonra kadınlar üzerinde ne kadar etkili olacağını elbette tahmin etmiyordu. Kitabında Shakespeare'in hayali kızkardeşi Judith'yle konuşarak, bu yetenekli kadının neden oyun yazamadığını keşfetmeye çalıştı. Shakespeare'in kızkardeşi olan Judith, ağabeyi gibi okula gönderilmez, üstelik kitap okuması bile yasaklanır ona. On yedi yaşında ise zorla evlendirilir. Evden kaçan Judith, tiyatrocu olma hayallerindedir, ama kadın rollerini erkeklerin oynadığı Londra'da iş bulamaz, sefil bir şekilde ölür. Kadının yüzlerce yıldır süren ezilmişliğini böyle açıkladı Woolf ve kitap büyük ilgi topladı, hala da topluyor.
Kadınlara erkeklere öykünmeden, kadınca duyarlılıklarını koruyarak yazmasını önerdi. Kadın yazarların erkeklere ait bir dünyada karşılaştıkları zorlukları anlattı. Dalgalar, Deniz Feneri, Orlando en ünlü romanları arasındadır.
Woolf kalabalık bir ailede yaşadı. On üç yaşındayken annesini kaybetti ve o yıldan itibaren günlük tutmaya başladı. Annesinin, babasının ölümü, üvey ağbisinin tacizi gibi sarsıcı olaylardan sonra 30 yaşındayken Leonard Woolf'la evlendi. Birlikte bir matbaa kurdular.
Wirginia Woolf, kadın hareketiyle de ilişkilendi. Sufrajetlerin kampanyasına katılarak, kendisine mütevazi bir iş verilmesini önerdi. Ona mütevazi bir işi verildi: Zarfların üzerine adres yazma işi... Kırklı yaşlarda açık hava toplantılarında ateşli bir konuşmacıydı.
Yazarlığı boyunca babasının bir öğüdünü hiç aklından çıkarmadı:. "Yazar, kendisi olma cesaretine sahip çıkmalıdır." Kitaplarında kendisi vardı ve kendisine sahip çıkıyordu. Woolf, kadınlara da aşık oluyor ve onlarla birlikte oluyordu. Kitaplarına bunu yansıttı.
Cesareti, başka alanlara da yansıdı. 50 yaşında Cambridge'de ders vermesi önerildi. Buna layık görülen ilk kadındı ama o bu işi reddetti. Manchester Üniversitesi'nin onur üyeliğini ve Kraliyet Onur Nişanı'nı da kabul etmedi.
Wirginia Woolf düzenli olarak günce yazmayı 1941'e kadar sürdürdü, son günce yazısını ölümünden dört gün önce yazdı. Her gün düzenli olarak yazmadı. Bazen günler boyu art arda, genellikle ise birkaç gün arayla yazardı, sonra birkaç haftalık bir ara verirdi. Ama güncesi yıllar boyunca neler yaptığı, kimleri gördüğü, özellikle de bu insanlar hakkında, kendisi hakkında, yazdığı, okuduğu kitaplar hakkında neler düşündüğü konusunda kesintisiz denebilecek bir kayıt defteri niteliğindedir. Ölümünden sonra güncelerinden seçilmiş parçalar kitap oldu. Türkçe olarak da yayınlandı.
Özellikle Kendi Ait Bir Oda'yla kadınların dünyasında özel bir yeri olan Wirginia Woolf, 28 Mart 1941'de 59 yaşındayken intihar etti. Daha önce de birkaç kez intihara kalkışan Woolf, kocasına bıraktığı mektupta "Senin yaşamını berbat etmeye devam edemem" diyordu. "Yapabileceğim en doğru şeyi yapıyorum. Bundan böyle savaşamam."
İntihar etmeden hemen önce yazmıştı bu satırları. Sonra ceplerine taş doldurup Ouse ırmağına bırakıverdi kendini; yüzme bilmiyordu. İngiliz edebiyatının bu önemli ismi aklını yitirmekten, bir saplantıya dönüşmüş bu savaştan usanmış, sonunda ölümü tercih etmişti.