Yıllar yıllar önce pop müzik dünyası Cher, Madonna gibi kadınların çıplaklıklarıyla uğraşıyordu. Britney Spears'ın kutsal bekaret masallarını sallayıp sallayıp MTV stüdyolarında striptiz yapmasından çok önceydi. Cher de, Madonna da kısa bir süre içinde "çoluğa çocuğa kötü örnek", "pornografik" kadınlar olarak damgalandılar. Ancak, öyle güçlü, öyle tutarlıydılar ki, yıpranmadılar. Hem şarkılarını dinlettiler, hem resimlerine baktırdılar. Bütün o afarozlar, tenkitler boşa gitti. Pop müzik endüstrisinin bütün oyunlarını başarıyla oynayan Madonna, bir pin-up'tan fazlası olduğunu kanıtladığı yetmezmiş gibi, fiziksel güzelliğin aslında zekanın ve gücün bir yansıması olduğunu ortaya koyacak kadar ileri gitti. George W. Bush'un Eminem'den daha saldırgan sözler söylediğini açıklayabilecek nadir Amerikalılar'dan oldu. Bir zamanlar kuş kadar aklı bile, "fıstık" pop şarkıcılarına çok gören popüler müzik endüstrisi kurallarını yeniden gözden geçirmek zorunda kaldı. Madonna, seksi tüketti, ama endüstri pekala da başarılı bir şarkıcı, iyi bir söz yazarı ve dansçı olan Madonna'yı tüketemedi.
Şimdilerde insan bir başka pop şarkıcısını, henüz çok genç denebilecek bir yaşta bulunan Christina Aguilera'yı geçen yılki "masum bakire" imajından sıyrılmış görünce, ister istemez bunların muhasebesini yapıyor.
18 Aralık 1980'de New York'ta doğan Christina Aguilera, çocuk yıldız furyasında sivrildi. İrlandalı bir anne ve Ekvadorlu bir babanın Latin esintili kızıydı. Altı yaşında yetenek yarışmalarına girdi, on iki yaşında Britney gibi pop yıldızlarının önünü açan "The New Mickey Mouse Club" adlı şovda görev almaya başladı. Küçük yaşta Japon bir pop yıldızı ile düet yaptı. Mulan filmi için söylediği Reflection adlı şarkıdan sonra RCA şirketi ile bir kontrat imzaladı. İlk single'ı "Genie In A Bottle" bir numaraya çıktı. Sonra ardından düetler, klipler, konser... İlk albümü ile Grammy dahil, pek çok ödül kazandı. Ardından çıkardığı İspanyolca albüm Mi Reflejo ile Latin dünyasıyla dayanıştı. Güzel sesi, sağlam yorumculuğu ile gelecek vaad eden bir şarkıcıydı. Britney'den farklı olarak, daha sakin bir görünüm çiziyordu. Mariah Carey, Whitney Houston gibi şarkıcılarla kıyaslanıyordu.
Christina'nın ağır menajer kontrollü kariyeri, yaşının ilerlemesiyle birlikte bambaşka bir hal adlı. Britney Spears'ın skandallarla sarsıldığı şu günlerde, pop genç kızı imajı pek de gerçekçi durmayacaktı. Hem Christina da yirmilerine girmişti. Müzik olarak yapabilecekleri sınırlıydı. Plak şirketi onun sınırlarını çoktan çizmişti. Eh, geriye değiştirilebilecek tek bir şey kaldı, sahne imajı. Onu da en kolay şekilde değiştirdiler: "Kızı soyun".
Yeni albümü Stripped'ın kapağındaki fotoğrafı ya da son klibindeki halleri, Rolling Stone dergisinde yayımlanan fotoğrafların yanında epey kapalı kalıyor. Rolling Stone; FHM gibi dergilerin sınırlarını da aşarak, Christina'yı epey nu bir vaziyette kapağına aldı. Bu arada basın toplantısında, "Artık herkesin gerçek beni görmesini istiyorum... Soyunmak benim kararımdı.... Endüstriye aldırmıyorum", türünden sözler sarf eden Christina, plak şirketinin desteği almıştı. Plak şirketi adına konuşan bir yetkili "O, kariyeri ile ilgili sorumlulukları üzerine alır, o artık daha bireysel bir sanatçı", diyordu.
Pek çok basın kuruluşu ise mikrofonları Aguilera hayranlarına uzattılar ve hiç de hoş olmayan sözleri ekranlara, sayfalarına taşıdılar. Popüer Amerika'nın popüler çocukları son durumu yadırgamamışlardı, herkes soyunuyor zaten, deyip omuz silkiyor, Aguilera'nın son single'ı da beğenmediklerini, klibi iğrenç bulduklarını filan söylüyorlardu. Aguilera şeker kız Kendi'nden piercing'ler, saç boyaları, küpeler ve bikini üstleri ile istifa etmişti. Hayranları ise başka bir şeker kız Kendi istiyorlardı.
Yine de ve sonuçta Christina çok çabuk bir biçimde ilgi çekti, yeni albümünün çıktığını duymayan kalmadı. Kısa bir sürede plak şirketinin albüm reklam gelirlerini azaltacak haber çıktı basında. Ama Christina eğer bir şarkıcı ise, bir noktada boğazında düğümlenen şeyler olacak. Örneğin, albümündeki pek çok şarkının yazılmasına katkıda bulunduğu, hip hop'a yönelmenin sinyallerini verdiğini filan kimse konuşamayacak. Cici kızken seksi yıldızlığa oynayan, sonra da şarkıcılığını tüketip akıl hastanelerine düşen Mariah Carey'in hikayesini bilmiyor mu? Herşeyin bol boya, yaldızlı kağıt ve dekor olduğu bir dünyada yakın bir zamanda "üzdüğü hayranlarından ve ebeveynlerinden" af dilerken görecek miyiz onu? Pop dünyası da olsa, kalıcılığın iyi şarkılar, keskin zeka ve yaratıcılıkla sağlandığını biliyor olmalıydı. Kylie'yi, Madonna'yı bacakları ve göğüsleri bugünlerine getirmedi. Aguilera'nın zayıf, kendini tekrarlayan albümünü cümle alemin bacakları ve göğüsleri kurtaramaz.