Haberin İngilizcesi için tıklayın
İstanbul Eyüpsultan'da 3 aylık kediye tecavüz eden B.Ç.’nin (55) tutukluluk halinin devamına karar verildi.
B.Ç. 20 Haziran’da “haksız yere sahipli hayvanı öldürme, işe yaramayacak hale getirme, değerini düşürme (hayvana tecavüz)” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Bugün İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmaya çok sayıda hayvan hakları savunucusu katıldı. Yüzlerce kişi, davaya bireysel olarak müdahillik başvurusunda bulundu.
Mahkeme Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği, Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM), Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu (HAYKONFED) ve Hayvanlara Adalet Derneği’nin (HAD) davaya müdahillik başvurularını kabul etti. Sanık B.Ç.’nin tutukluluk halinin devamına karar verdi.
bianet’e konuşan avukat Hülya Yalçın, “Hakim, tutukluluk halinin devamına tehlike gördüğü için karar verdi. Bu çok önemli bir karar. Hayvanlara yönelik şiddet davalarında tutukluluğun devamına karar verilmesi bir ilk” dedi.
Bir sonraki duruşma 16 Ağustos saat 15.00’da görülecek.
Sanık B.Ç.: Mağdurum
Duruşmada sanık B.Ç., tecavüz olayını hatırlamadığını, alkollü olduğunu söyleyerek kendini savundu.
“Sanığın duruşmayı izlerken kendi kendine gülümsediği” ifadesi mahkeme tutanağına geçti.
B.Ç.’ye evinden çıkan silahlar ve porno kasetler de soruldu. B.Ç. ifadesinde şunları söyledi:
“Mağdur durumdayım. Dışarı çıkmaktan korkuyorum. Esasen korkmuyorum. Ben alkollü idim. Hatırlamıyorum. Ben kimseye tecavüz etmedim. Silahım vardır. Buna bir şey diyemiyorum. Ben porno CD’lerini camiden gelirken yolda buldum. Çoğu bozuktu. Benim geçmişim temizdir. İnsanlar çocuklarını öldürüyor, bu kadar televizyona çıkmıyor.”
Avukat Yalçın: Çocuk istismarı ihtimali de var
Avukat Hülya Yalçın, sanık B.Ç.’nin duruşma boyunca “Sanki ben adam öldürdüm” gibi ifadeler kullandığını söylerken, “İşlediği suçu küçümsüyor. Sorulara cevap veremeyince hatırlamadığını, alkollü olduğunu söylüyor. Evinde bulunan porno kasetler için ‘camiden dönerken buldum, kuran zannettim aldım’ dedi. Toplumda yükselen dini değerlerden faydalanmaya çalışıyor” dedi.
“Hakim, tutukluluk halinin devamına tehlike gördüğü için karar verdi. B.Ç. bozuk para topluyormuş ve evine çağırdığı çocuklara bozuk para veriyormuş. O bölgedeki (Alibeyköy) ailelerin çocuklarını kontrol ettirmelerini ve istismar varsa mutlaka şikayet etmelerini istiyoruz.”
“Bu dava, Hayvan Hakları Yasası çalışmalarının seyrini de etkileyecek”
Avukat Yalçın, hayvana şiddet davalarında tutukluluk haline devam kararının bir ilk olduğunu, bunun da toplumda oluşan tepki sayesinde olduğunu belirtti.
Yalçın, bu davanın seyrinin Meclis’ten çıkacak yeni Hayvan Haklarını Koruma Yasası çalışmalarını da etkileyeceğini ifade etti:
“Toplumda yükselen infialle ilgilendiriyorum. Hakim yüzlerce bireysel müdahillik talebi değerlendirdi. Bu kadar büyük bir tepki varsa tutukluluk halinin devamı gerekir, diye düşündü. Bu çok önemli, diğer mahkemelerde de tutukluluk kararı çıkması açısından. Bu bir ilk. Umarız devamı da gelecek. Ankara’nın gözü kulağı bu duruşmada, yasa yapım sürecini de etkileyeceğini düşünüyoruz.”
Ne olmuştu?
Sokaktan sahiplendiği kedi doğum yapan Rafet Altınkaynak, Haziran 2018’de yavrulardan birinin kaybolduğunu fark edince, şüphelendiği B.Ç.’nin evine gitmiş ve B.Ç.’yi kedi yavrusuna tecavüz ederken bulmuştu. Altınkaynak’ın şikayeti üzerine, B.Ç. gözaltına alınmış ve “mala zarar” suçundan tutuklama talebiyle mahkemeye çıkarılmıştı.
Tecavüze maruz bırakılan 3 aylık kedi ise veterinerde tedavi altına alınmış ancak kısa süre sonra hayatını kaybetmişti.
20 Haziran 2018’de B.Ç.’nin sevk edildiği İstanbul 12. Sulh Ceza Hakimliği, sanığın “haksız yere sahipli hayvanı öldürme, işe yaramayacak hale getirme, değerini düşürme (hayvana tecavüz)” suçundan tutuklanmasına karar vermişti.
Kararda “Şüphelinin hayvanı eziyet çektirerek öldürdüğü” belirtilirken, “bu aşamada verilmesi beklenen cezanın üst sınırı delillerin toplamda aşamasında olduğu (genetik moleküler inceleme sonuçlarının henüz gelmediği) , suçun toplumda oluşturmuş olduğu infial, suçun vahameti göz önüne alındığında adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı” söylenmişti. (ÇT)