Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin yeniden görülen davann beşinci celsesinin ikinci duruşması bugün (27 Eylül) Çağlayan'daki İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
35 sanıklı davanın duruşmasına tutuklu sanıklar Ali Fuat Yılmazer, Ramazan Akyürek, tutuksuz sanılar Celalettin Cerrah, Ahmet İlhan Güler, Sabri Uzun, Mehmet Ayhan, Ercan Demir, Onur Karakaya, Faruk Sarı ve Erhan Tuncel katıldı.
Duruşmaya, Ogün Samast, Yasin Hayal, Hamdi Egbatan, Osman Gülbel, Ali Poyraz, Şükrü Yıldız, Mehmet Ali Özkılınç SEGBİS aracılığıyla görüntülü ve sesli olarak katıldı.
Duruşmanın sabahki kısmında cinayeti döneminde Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi görevlisi Mehmet Ayhan'ın çapraz sorgusu tamamlandı.
TIKLAYIN - YILMAZER: İMHA EDİLEN F4 RAPORLARININ SORUMLUSU MEHMET AYHAN HALA GÖREVDE
Onur Karakaya'nın savunması
Öğleden sonraki kısımda ise dönemin Trabzon Emniyeti İstihbarat Şubesi görevlisi polis memuru Onur Karakaya'nın savunması ve çapraz sorgusu alındı.
Karakaya savunmasında, göreve yeni başladığı için Erhan Tuncel ile sadece iki üç görüşmeye katıldığını, ilk görüşmeye katılana kadar Tuncel ile tanışmadığını, Yasin Hayal'in Dink'i öldürme tasarısından o zamana kadar haberi olmadığını, rapor düzenlemekle yükümlü olmadığını söyledi.
Hayal'in fiziki takibine katılmadığını, soruşturma süresine kadar “Hayal grubu” diye bir gruptan haberi olmadığını belirten Karakaya, Pelitli ilçesinde birçok polis tesisi olduğu için Hayal'in Vizyon Cafe'den çıktığını görüp raporlaştırdıklarını söyledi.
“FETÖ/PDY'den 17-25 Aralık'a kadar haberim yoktu” diyen Karakaya, Yılmazer ve Akyürek'i tanımadığını, ilişiğinin olmadığını, cemaatle ilişkisi olmadığı için hala görevde olduğunu ekledi.
Karakaya'nın savunmasının ardından çapraz sorgusuna geçildi.
Tuncel'in “mermi” mesajı
Mahkeme heyeti, Karakaya'ya Aralık 2006'da Tuncel'in telefonundan istihbarat şubede elemanlar için kullanılan telefona gönderilen çağrı ve mesajları sordu.
Karakaya “O elemanlarla görüşmede bulunulan, çekmecede bulunan bir telefon. Eğer bir bilgim, görüşmem olsaydı Ercan [Ercan Demir] amirime bildirirdim” dedi.
Sanıklardan Erhan Tuncel'in Tuncay Uzundal'ın kendisine “mermi lazım” mesajını emniyete iletmek için söz konusu telefonu aradığını, mesaj attığını söylemesi üzerine Mehmet Ayhan'ın o tarihte izinde olduğunu yineledi.
“Personelime bilgi ulaştırılması halinde bile yazıya dökülür, benim de bilgim olur. O tarihte, Muhittin'in [Zenit] ayrılışından cinayete kadar yüzün üstünde fiziki ve yüz yüze görüşme yaptık.
“Belki o tarihteki görevlilerimiz hatırlamıyordur. Ama o telefona cevap vermeme gibi bir durum olamaz. O güne ait günlük görev listesi istenebilir.”
Cinayet tasarısı şubede konuşulmadı mı?
Savcı da Karakaya'ya, Muhittin Zenit'in dilekçesinde Tuncel ile ilgili bilgilerin ekip tarafından değerlendirildiğini söylediğini hatırlatarak Karakaya'nın bu değerlendirme içinde yer alıp almadığını sordu. Karakaya yer almadığını söyledi.
Aynı konuyla ilgili Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu ise “Hedef şahıs olan Hayal'in Dink cinayeti tasarısı olduğu konusu şubede konuşulmadı mı” sorusuna ise “Bilmiyorum. Yardımcı İstihbarat Elemanı mahrem konudur. Bilgi alan davul çala çala konuşmaz” diye cevap verdi.
Bakırcıoğlu, Faruk Sarı'nın Başbakanlık Teftiş Kurulu'na ifadesinde bu konunun sabah toplantılarında konuşulduğunu söylediğini hatırlatması üzerine Karakaya “Amirler arası toplantı olabilir, ben katılmadım” dedi.
Herkesin bildiği cinayetle ilgili kimse bilgi vermedi mi?
Bakırcıoğlu, sorgusunda Hayal grubuyla ilgili Mihmandar Kafe sahibinin tariflediği kişileri, Başkanlar grubunu sordu, Karakaya hiçbirini tanımadığını belirterek “Herkes cinayetten sonra konuşuyor, keşke cinayet öncesinde ihbarda bulunsalardı” dedi.
Karakaya'nın beyanının ardından Bakırcıoğlu "Pelitli'de herkesin bildiği cinayet söz konusu, ciddi fiziki takip yapılmasını düşünmediniz mi diye sordu.
Hakan Bakırcıoğlu (HB): Siz vatandaşların bilgi aktarmasını mı beklersiniz, isithbarat şube olarak çalışma yapmayı mı? Bu, Pelitli beldesinde herkes tarafından bilinen bir cinayet. Bu konuda istihbaratınız var, söz konusu bir insan yaşamı, herkes haberdar, Pelitli'de çok sayıda polis tesisi var, siz buraya gidip geliyorsunuz, kimse size bir bilgi iletmedi mi? Okan Karakaya (OK): Herhangi birini geçin, kendi elemanımız bile iletmedi. Adres sorsanız ajan mısınız diyorlar. Kapalı bir yer. HB: Dosyayı okuduğumda jandarmaya ve emniyete bilgi aktarıldığını görüyorum. Yani Pelitli sizin tarif ettiğiniz gibi bir yer değil. Coşkun İğci bunlardan biri. Böyle çok fazla kişi var. OK: Keşke bunlardan biri söyleseydi. HB: Yasin Hayal telefonunun izlendiği bilgisine sahip, telefonunu kullanmayı bırakmış. Teknik takipin sonuç vermeyeceği belli. OK: Ben onu bilmiyorum ama. HB: Eğer bahsettiğiniz gibi cinayeti önlemek amacıyla çalışıyor olsaydınız bu bilgiye sahip olunurdu. Vatandaşlardan bekliyorsunuz ama bilgi aktarılmıyor. Güvenilmez bir eleman var, ve siz soğutma sürecine girmişsiniz. Fiziki takip yapmıyorsunuz. Sizin deyiminizle “Arta kalan zaman olursa” kontrol ediyorsunuz. Bundan bir sonuç çıkmayacağı belli. Tüm bunlar yaşanırken ciddi fiziki takip yapılması gerektiğini büronuzda değerlendirdiniz mi? |
Duruşmada söz alan Ali Fuat Yılmazer ise tüm sanıkların kendisini ve Ramazan Akyürek'i tanımadığını beyan ettiğini belirterek “Hiç görüşmediğimiz, müdahil olmadığımız kişiler üzerinden cinayeti örgütlemekle, kasıt yüklenerek suçlanıyoruz” dedi.
Karakaya'nın sorgusunun tamamlanmasının ardından duruşma sona erdi. Davaya Perşembe günü, Mehmet Uçar'ın savunmasıyla devam edilecek.
Onur Karakaya kimdir?Trabzon İl Emniyet İstihbarat Şube’de memur. Erhan Tuncel’le görüşmelere katılanlardan biri. Karakaya hakkında "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilen iddianamede, bu şüpheliler hakkında ayrıca ''silahlı örgüte üye olmak, resmi belgede sahtecilik, resmi belgeyi yok etme, görevi kötüye kullanma'' suçlarından çeşitli hapis cezaları öngörüldü. Kaynak: Agos |
(EA)