Göç Vakfı’nın 2012 yılına ilişkin çocuk hak ihlallerini görünür kılmak üzere hazırladığı raporda, çocuklara yönelik hak ihlallerinin her geçen gün daha da derinleştiğine dikkat çekildi.
“Türkiye 2012; Çocuklar Sadece Hak İhlallerinden Pay Aldı” başlıklı raporda, Türkiye’de kamu otoritelerinin halen çocukları toplumun özgür ve eşit haklara sahip bireyleri olarak görmediği vurgulandı.
“Aksine çocukları, her konuda yetersiz ve zayıf olan ve bu nedenle, yetişkinlerin koruma ve gözetimlerine terk eden bir bakış açısı egemendir.
“Bu bakış açısı nedeniyle çocuklar, toplumsal yaşama eşit ve özgür bireyler olarak katılma, potansiyellerini geliştirme ve kendileri hakkında alınacak karar süreçlerine katılım hakkından mahrumdur. Bu durum her türlü istismarın ve ihmalin temelini oluşturmaktadır.”
Veri eksikliği
Raporda değinilen noktalardan biri resmi istatistikler çocuk hakları ihlallerini gizlemesiydi. Türkiye’de çocuklara ilişkin sağlıklı istatistiklere ulaşmanın mümkün olmadığı dile getirildi.
“Ayrıştırılmış ve sadece çocuk sayılma yaşını içeren istatistikler ya hiç toplanmamakta ya da toplanan istatistikler güncellenmemektedir.”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik bir önergeye cevabında “TÜİK tarafından çocuk işgücü istatistiklerine ilişkin son araştırmanın 2006’da yapıldığını” bildirmişti.
Yaş karmaşası
Raporda verilen bilgilere göre, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) özellikle yaş grubuna dayalı istatistiklerde 19 yaşındaki bireyleri de ilgili istatistiklere dâhil ediyor.
“Bu durum bir yandan çocuklara ilişkin net verilerin ortaya çıkmasını engellemekte diğer yandan çocuklara yönelik ihlalleri görünmez kılmakta ve gerçek durumun ortaya konmasını perdelemektedir.”
Önleyici mekanizmalar
Göç Vakfı’nın raporda vurguladığı talep ve önerilerin bazıları şunlar:
* Türkiye Cumhuriyeti Anayasa ve yasaları Çocuk Hakları Sözleşmesi’yle tam uyumlu hale getirmeli.
* Çocuğa yönelik şiddet ve çocuk intiharlarına ilişkin geniş ölçekli araştırmalar yapılarak gerekli önleyici mekanizmalar oluşturulmalı.
* Çocuk hakları ihlallerinin gerçekleştiği alanlarda önleyici tedbirler ve desteklere öncelik verilmeli.
* İhlallerin önlenmesinde tek yöntem olarak ailelerin cezalandırılması kullanılmamalıdır.
* Çocukların yaşadığı kapalı kurumların, çocuk haklarına uygun mekânlara dönüştürülmesi için acil girişimler gerçekleştirilmelidir.
* Çocukların bulunduğu tüm kapalı kurumlar bağımsız sivil izlemeye açılmalıdır.
* Çocukların aile ve toplum içinde çocuk haklarına uygun bir yaşam sürebilmesi için gerekli ekonomik, sosyal ve eğitimle ilgili desteklerin ivedilikle yapılandırılması gerekmektedir.
* Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne konulan çekinceler kaldırılmalı; anadilde eğitim başta olmak üzere çocukların toplumsal süreçlere katılımlarının önündeki engellerin kaldırılması için gerekli düzenlemeler yapılmalı.
* Öncelik sivillere açık bölgelere verilerek kara mayınları temizlenmeli ve temizleme sürecinde gerekli işaretlemeler yapılmalı. (YY)
Raporun tamamına ulaşmak için tıklayınız.