Ankara'da kadınlar, iki tecavüz sanığının "Adli Tıp Kurumu'nun raporunun gecikebileceği ve bu sürede tutukluluğun mağduriyet yaratacağı" gerekçesiyle tahliye edilmesine karşı eylem yaptı.
Kadınlar, yaptıkları basın açıklamasıyla bağımsız üniversite hastanelerinin bilirkişi olarak kabul edilmesini ve üniversite hastaneleri bünyesinde "tecavüz kriz merkezleri" açılmasını istedi.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nin üniversite hastanelerinden alınmış raporları geçerli saymasını talep eden kadınlar, mahkemelere de çocukları ve kadınları Adli Tıp Kurumu'na göndermemeleri ve Adli Tıp Kurumu'nu gerekçe göstererek tecavüzcüleri serbest bırakmamaları çağrısı yaptı.
Erkek değil gerçek adalet
Sincan Adliyesi önünde yaklaşık bir saat süreyle oturma eylemi yapan yaklaşık 40 kadın, "Tecavüzcüler dışarıda, adalet nerede?" pankartı açıp "Erkek adalet değil gerçek adalet" sloganı attı.
Oluşumdan kadın avukatlar da Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne "tahliye itiraz" dilekçesi sundu.
Grup adına basın açıklamasını feministbiz oluşumundan Sevim Özdemir okudu. Özdemir, taciz ve tecavüz davalarında tacizi ve tecavüzü ispatlamada yaşanan zorluklara ve erkek egemen zihniyetin neden olduğu adaletsizliklere dikkat çekti:
"Bazı yerel mahkemeler üniversite hastanelerinden alınan Travma Sonrası Stres Bozukluğu raporunu kabul ederken, Yargıtay 5. Ceza Dairesi bu raporlara dayanılarak verilen mahkûmiyet kararlarını bozuyor ve Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınmasını zorunlu kılıyor.
Diğer yerel mahkemeler ise, Yargıtay'ın kararlarını bozacağını gerekçe göstererek üniversitelerden alınan ruh sağlığı bozulmuştur raporlarına rağmen tecavüze uğrayan kadınları İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderiyor.
Verdiği kararların güvenilirliği tartışmalı olan İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderilen tecavüz davaları yıllarca uzuyor ve tecavüzcüler ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaşıyor."
Yargıtay'a, hükümete ve mahkemelere çağrı
Özdemir, Yargıtay'a hükümete ve mahkemelere, adaletsizliklerin giderilmesi için çağrıda bulundu:
"Yargıtay'a sesleniyoruz: Tecavüz davalarında Adli Tıp Kurumundan rapor alınması zorlamasına son verilmelidir. Tecavüz davalarında üniversite hastanelerinden alınmış raporlar yeterli ve geçerli kabul edilmelidir.
Hükümete sesleniyoruz: Bağımsız üniversite hastaneleri bilirkişi olarak kabul görmelidir. Bu düzenleme derhal hayata geçirilmelidir. Üniversite hastaneleri bünyesinde 'Tecavüz Kriz Merkezleri' açılmalıdır.
Mahkemelere Sesleniyoruz: Çocukları- Kadınları Adli Tıp Kurumu'na göndermeyin. Adli Tıp Kurumunu gerekçe göstererek tecavüzcüleri serbest bırakmayın."
Ankara'da 18 Mart 2010'da iki kişi, üniversite öğrencisi İ.G.'yi kaçırıp tecavüz etmişti. Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 30 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan sanıklar, geçtiğimiz hafta, dosya İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildiği ve kurumdan gelecek raporun gecikebileceği gerekçesiyle tahliye edilmişti. (BB)