Ankara Sincan'da geçtiğimiz yıl kaçırdıkları üniversite öğrencisine tecavüzden yargılanan ve yaklaşık yedi ay tutuklu kaldıktan sonra geçtiğimiz duruşmada serbest bırakılan iki sanığın yeniden tutuklanması istemi reddedildi.
Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü duruşmasına, tutuksuz sanıklar A.Y. ve T.D. katılmadı. Müşteki avukatları, geçtiğimiz duruşmada "Adli Tıp Kurumu raporunun gecikeceği ve tutukluluk halinin mağduriyet yaratabileceği" gerekçesiyle tahliye edilen sanıkların yeniden tutuklanmasını talep etti.
Cumhuriyet Savcısı ise sanıkların hukuksal durumunda bir değişiklik olmadığı için tutukluluk talebinin reddini istedi.
Aralarında kadın üye Safiye Bilge Teköz'ün de bulunduğu mahkeme heyeti talebin reddi yönünde oy kullandı ve tutuklanma talebi oy çokluğuyla reddedildi. Mahkeme Başkanı Osman Kaçmaz ise sanıkların tutuklu yargılanması gerektiğini belirterek karara karşı oy kullandı.
Dava, 10 Mayıs 2011'e ertelendi.
Ankara'da 19 Mart 2010'da iki kişi, üniversite öğrencisi bir kadını kaçırıp tecavüz etmişti. Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 30 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan sanıklar, geçtiğimiz duruşmada, dosya İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildiği ve kurumdan gelecek raporun gecikebileceği gerekçesiyle tahliye edilmişti.
Kadınlar adliye önünde eylemdeydi
FeministBiz, Kadın Dayanışma Vakfı ve Kaos GL'den kadınlar, duruşmadan önce Sincan Adliyesi önünde eylem yaptı.
"Adli Tıp bahane değil, tecavüzcüler tutuklansın" pankartı açan kadınlar, "Erkek adalet değil gerçek adalet", "Yargı kadını değil, tecavüzcüyü yargıla", "Tecavüzcüler dışarıda, adalet nerede" yazılı dövizler taşıdı.
Devlet kurumlarında yerleşik zihniyetin kadınlara yönelik taciz ve tecavüzü haklı göstermeye çalıştığını vurgulayan kadınlar, yargının da tecavüzcüleri koruduğuna dikkat çekti.
"Tecavüzcüler ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaştığı sürece güvende olmayacağız" diyen kadınlar, "Suçluların cezalandırılması için daha kaç kadına tecavüz edilmeli? Güvenliğimizin sağlanması için daha kaç kadının ölmesi gerekiyor?" diye sordular.
"Tecavüzcüyü korumak suça ortak olmaktır" diyen kadınlar mahkemeye de "Siz suça ortak olacak mısınız?" sorusunu yönelttiler.
"Suçlu sabit olmasına rağmen suçluları koruyan devlet ve yargı mensupları, tecavüzlerden de kadınları sorumlu tutma gayreti içine girdi. Bu yaklaşımın temelinde erkek egemen zihniyetin yattığının, kadınların yaşam alanlarının daraltılmaya çalışıldığının farkındayız. (BB/EÖ)