Projede; Kadın Hakları Danışma ve Uygulama, Çocuk Hakları, İşkenceyi Önleme, Göç ve Kara Mayınları Mağdurlarına Hukuki Destek, Cezaevleri ve Faili Meçhul Cinayetler Koordinatörlükleri çalışma yürütüyor.
Diyarbakır Barosu'nun hazırladığı, projeyi tanıtan broşürlerde kadınlara "Haklarınızı öğrenmek istiyorsanız onların ihlal edilmesini beklemeyin" uyarısı yapılıyor ve hakları korumak için önce hakları bilmek gerektiğinin altı çiziliyor.
Tam adıyla "Diyarbakır Barosu Herkes İçin Adalet Projesi Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Koordinatörlüğü"; evlenme, boşanma ve mal paylaşımıyla ilgili hakları konusunda kadınları bilgilendiriyor. Herhangi bir nedenle dava açmak ve davayı avukat yardımıyla takip etmek isteyenler, aleyhine dava açılanlar ya da şiddete maruz kalanların avukat desteği gereksinmeleri durumunda proje çerçevesinde ücretsiz avukat desteği de veriliyor. Bu uygulamanın tek şartı, ekonomik durumun yeterli olmadığının belgelenmesi.
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) ve 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Yasa'nın ilgili maddelerinden hareketle, kadınları yasal hakları konusunda bilinçlendirmek ve adalete erişimlerini sağlamak amacıyla Diyarbakır kent merkezi ile ilçe ve köylerde yürütülen bu projenin ayrıntılarını Avukat Nadide Kurul'a sorduk.
Avukat Nadide Kurul, Avrupa Birliği'nin desteğiyle yaklaşık bir yıldır sürmekte olan bu projede görev alan hukukçulardan biri.
Projenin uygulama aşamasından söz eder misiniz? Sanırım, size başvuran kadınların tek tek evlerine, mahallelerine giderek onlara haklarını anlatıyorsunuz. Bu çalışmada kaç kişi görevli?
Koordinatörlüğümüzde kadın avukatlardan oluşan 40 gönüllümüzle birlikte çalışıyoruz. Adliye binasının dışında projenin yürütüldüğü bir merkezimiz var. Kadınlar merkezimize gelerek veya telefon açarak bize ulaşabiliyor. Her gün mesai saatleri içinde merkezimiz açık. Gönüllülerimizden oluşan bir nöbet listemiz var. Kadınların başvurularını bu listeye göre nöbetçi avukatlar alıyor. Ayrıca koordinatörler (ben ve diğer avukat arkadaşım) gün boyunca proje merkezinde bulunuyoruz.
Merkeze başvuran kadınlara nasıl yol gösteriyorsunuz?
Merkezimize başvuran kadınlara öncelikle hukuki danışmanlık ve hukuki destek sunuyoruz. Bize başvuran kadınlar ekonomik durumlarının elverişsiz olduğunu belgeledikleri takdirde hiçbir ücret almadan davalarını açarak takip ediyor, her türlü hukuksal hizmeti sunuyoruz.
Bunun dışında bilinç yükseltme çalışmalarımız var. Bu çalışmalardan biri de mahalle toplantıları. Bu çalışmayı öncelikle düşük gelirli ailelerin oturduğu mahallelerde yapıyoruz. Tespit ettiğimiz mahallelerde dar gruplar oluşturarak (25-30 kişilik) kadınlara haklarını anlatıyoruz.
Kadınlarla yaptığımız bu toplantılarda Kürtçe olarak da sunum yapıyoruz. Zira kadınların önemli bir kısmı Türkçe bilmiyor ya da kendini çok iyi ifade edemiyor. Hazırladığımız broşürlerimizden dağıtıyoruz.
Gittiğiniz mahallelerde kadınların eşleri, aile büyükleri tarafından nasıl karşılanıyorsunuz? Özellikle erkeklerin bakışı ve yaklaşımı nasıl? Tepki alıyor musunuz?
Mahalle toplantılarına yeni başladık. Şu ana kadar biri Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı'na ait bir mekanda, diğeri de Belediyenin açmış olduğu Çamaşır Evi'nde olmak üzere iki mahallede toplantı yaptık.
Toplantıları kapalı mekanlarda yapıyoruz. Bu mekanlara kadınlar zaten sürekli geldikleri için eşlerinin herhangi bir tepkisi ile karşılaşmadık. İleride yaz aylarında açık mekanları da kullanacağız. Tepkilerle karşılaşma ihtimalimiz tabii ki var.
Projenin amacını "kadınları hakları konusunda bilinçlendirmek ve kadınların adalete erişimini hızlandırmak" olarak belirlemişsiniz. Kadınlar, haklarını bilme ve kullanma konusunda ne kadar ısrarcılar?
Kadınlar bu konuda yeterince ısrarcı değiller. Israrcı olmamalarının birçok sebebi var. Ancak, son dönemde gelişmeler var. Kadınlar haklarını öğrendikçe, yalnız olmadıklarını, onlara destek olan bu tür projelerin ve kuruluşların var olduğunu öğrendikçe güven kazanıyorlar. Hak arama bilinçleri geliştiği oranda hakları konusunda ısrarcı olacaklardır.
Projenin çıkış noktasında, kadınların yasalar ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alının haklarının yeterince farkında olmadıklarını mı esas aldınız?
Evet. Proje hazırlanırken farklı risk gruplarında olan vatandaşlar tespit edildi. Bu gruplardan biri de kadınlardı. Kadınlar, cinsiyetleri nedeniyle ayrımcılığa uğruyorlar ve yaşamları boyunca çok yoğun olarak şiddete maruz kalıyorlar. Kadınlar gerek bizim mevzuatımızda gerekse uluslararası sözleşmelerde yer alan haklarının farkında değiller. Hak arama bilincine sahip değiller. Haklarını aramak isteyenler ise bir takım engellerle karşılaşıyorlar. Bu projede amacımız kadınların hak arama bilinçlerini geliştirmek ve hak arama mücadelelerinde her türlü hukuki desteği sunmak.
Bu proje yalnızca Diyarbakır'da mı uygulanıyor? İlçeler, köyler de proje kapsamında mı?
Bu proje, iki yıllık bir proje. Projenin ilk yılı Diyarbakır ve ilçelerini, köylerini de kapsıyor. Şu anda Diyarbakır Barosu CMUK Servisi ve Adli Yardım Servisi ile birlikte her hafta bir ilçeye giderek tüm mahalle ve köy muhtarlarına mevzuat ve proje hakkında bilgi veriyor, hazırladığımız el broşürlerini dağıtıyoruz.
Önümüzdeki süreçte ilçelerde ve köylerde toplantılar yapmaya başlayacağız. Bu toplantılarda kadınlara haklarını anlatacağız. Projenin ikinci yılında ise Batman, Bingöl, Siirt ve Mardin'de Barolar ile işbirliği ve eşgüdüm ağları kurarak adalete erişimde Baroların rollerini ve etkinliğini artırmak amacıyla bir dizi eğitim çalışmaları yapacağız.
Haklara erişimde ve hukuksal yardım talep etmede kadınların karşılaştıkları en büyük güçlük nedir? Bu soruyu şöyle de sorabilirim: Geleneksel yapı, korku ve baskı gibi etkenler, kadınların adalete erişimine, haklarını bilmesine ve kullanmak istemesine engel teşkil ediyor mu? "Şiddet görüyorum. Haklarımın bilincindeyim ama eşime, aileme karşı gelemem" diyerek hakkını kullanmaktan kaçınan kadınlar var mı mesela?
Tabii ki var. Proje kapsamında yapacağımız çalışmalar arasında alan araştırması var. Bu araştırmada kadınlara adalete erşimde karşılaştıkları güçlüklerin neler olduğunu da soracağız. Ama sorunuza bugüne kadarki çalışmalarımızdan çıkan sonuçları göz önüne alarak cevap verebilirim.
Kadınlar öncelikle haklarını bilmiyorlar. Ama bilenler de gelenekler, korku, baskı nedeniyle haklarını kullanmama yolunu tercih etmek zorunda kalıyorlar. Ayrıca adalete erişimin önündeki engeller olarak eğitimsizlik, resmî dili bilmeme, başvuru makamlarının (savcılık, karakol gibi) olumsuz tutumları, ekonomik yetersizlik gibi daha birçok neden de sıralayabiliriz.
4320 sayılı Ailenen Korunmasına Dair Yasa kapsamında Diyarbakır Barosu olarak bugüne kadar kaç başvuru aldınız? Kadınları bu yasadan haberdar etmek için (bu projeden önce) herhangi bir çalışma yaptınız mı?
Baro olarak aldığımız başvuru sayısı çok fazla değil. Henüz yaptığımız bir araştırmada bu yasanın yürürlüğe girdiği 1998 yılından 2004 yılı Eylül ayına kadarki dönemde Diyarbakır merkezde bu yasadaki tedbirlerin uygulanması için toplam 160 başvuru yapılmış. Yaşanan şiddeti düşündüğünüzde bu çok düşük bir sayı.
Projeden önce Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Komisyonu ve Merkezi olarak bu yasa hakkında birçok bilgilendirme toplantısı ve TV programı yaptık. Ancak kadınlardan farklı tepkiler aldık. Kimi, kocasını karakola şikayet etmek istemediğini söyledi, kimisi de bu yasanın şiddeti durduramayacağına inandığını belirtti.
Ayrıca, yasanın uygulanmasında birtakım sorunlar var. Diyarbakır'da bir kadın sığınma evinin bulunmayışı da bir başka problem. Bölgemizde son yirmi yılda yaşanan çatışma ortamı nedeniyle aile içi şiddet hep ikinci planda kaldı. Çatışmalı dönemin aslında en ağır bedelini kadınlar ödediler.
Bu projeyi yürütürken Diyarbakır'daki kadın örgütlerinden, sivil toplum kuruluşlarından ya da diğer kurum/kuruluşlardan destek alıyor musunuz?
Evet. Projede yürüttüğümüz ve yürüteceğimiz çalışmalarda Diyarbakır'da bulunan kadın örgütleri ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içinde olacağız. Proje öncesinde de Diyarbakır Kadın Platformu, Ka-Mer gibi örgütlerle işbirliği içindeydik. Bu işbirliğimiz devam edecek.
Bu projeyle sunduğunuz hukuksal destek, ev içinde ve sokakta yaşanan şiddetin yanı sıra, gözaltında şiddeti de içeriyor. Bu konuda mağdur olan kadınlara bir yandan hukuk yardım sağlarken, bir yandan da rehabilitasyon desteği sağlamak konusunda işbirliği yaptığınız bir merkez var mı?
Biz kadınlara hukuksal destek sunuyoruz. Ancak hukuksal destek sunduğumuz kadınların aynı zamanda uzmanlardan psikolojik destek de almaları gerekebiliyor. Bu konuda Diyarbakır'da bulunan Ka-Mer ve Epidem gibi merkezlere kadınları yönlendiriyoruz.
Proje kapsamında başka hangi çalışmalar var?
Proje kapsamında ayrıca, bilinç yükseltme amacıyla yerel TV kanallarında programlar yapıyoruz. Belgesel tarzında bir TV filmi hazırladık. Filmde mağdur kadınlar, avukatlar, belediye başkanları, kadın örgütleri temsilcileri, ünlü simalar kadın sorunları hakkında konuştular. Bu filmi, mahalle toplantıları ve diğer toplantılarımızda olduğu gibi TV programlarımızda da kullanıyoruz.
Ayrıca, Diyarbakır'da bulunan kadın örgütleri ve diğer sivil toplum kuruluşlarından gelen talepler doğrultusunda onların kendi üyelerine yönelik olarak haklar konusunda bilgilendirme toplantıları yapıyoruz. Koordinatörlüğümüzde gönüllü olarak çalışan avukatlara yönelik olarak da yılda iki kez meslek içi eğitim seminerleri düzenliyoruz. (SD/BB)
Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Koordinatörlüğü her gün 09.00-17.00 saatleri arasında açık.
Adres: Yazıcıoğlu Caddesi Dedeman Oteli yanı
Binefş Apt. 12/A Kat: 2 No: 4
Yenişehir-Diyarbakır
Tel: 0 412. 228 43 00 / 0 412. 223 63 23
Faks: 0 412. 223 63 28