Kadınlarla Dayanışma Vakfı’dan (KADAV) Serap Güre, Diyanet Din İşleri Yüksek Kurulu üyelerinden Prof. Dr. Halil İbrahim Karslı’ya yanıt verdi: “Kadınlar kapacanağına, erkekler tacizi bıraksın”. Bilgi Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Itır Erhart ise “Erkekler, kadın bedeni üzerinde söz hakkı var sanıyorlar” dedi.
Prof . Dr. Halil İbrahim Karslı, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın dini konularda en yüksek karar alma ve danışma organı olan Din İşleri Yüksek Kurulu üyelerinden biri. Diyanet’in yayın organında yayınlanan “Tesettür Emri ve Kadın” başlıklı makalesinde Kur’an’ın, kadınların örtünmesini emrettiğini belirterek ve bu görüşünü “Çünkü kadının bedeni bir süstür. Dolayısıyla değerlidir ve korunması gerekir” sözleriyle açıkladı.
Cumhuriyet gazetesinden Fırat Kozok’un haberine göre, kadınların bedensel çekiciliklerini toplumsal yaşama karşı değil, eşlerine karşı sergilemeleri gerektiğini de ifade eden Prof. Dr. Karslı, Adem ve Havva’ya değinirken, “Cennette şeytan, insanın elbiselerini soymakta ve mahrem yerlerini açığa vurmayı başarmaktadır. Kıyamete kadar şeytan insanı bu konuda rahat bırakmayacak ve beden mahremiyetine hürmetsizlik göstermesi için elinden geleni ardına koymayacaktır” diye ekledi.
Erhart: Erkek egemen söylem yaygınlaşıyor
İletişim Fakültesi Medya ve İletişim Sistemleri öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Itır Erhart bianet’e yaptığı açıklamada, kadın bedeni üzerindeki erkek egemen söylemin her geçen gün daha da yaygınlaşmasına dikkat çekti.
“Kadının bedeniyle ne yapacağının erkek egemen bir politik dil tarafından (Diyanet olabilir, iktidar partisi olabilir vb.) belirlenmesi, bu konuda erkeklerin söz sahibi olduklarını düşünmeleri ve kadının kendi bedeni üzerinde söz sahibi olmaması sorun.”
Yrd. Doç. Dr. Erhart, iktidar partisi yetkililerinin ve son iki haftadır Diyanet’ten yapılan açıklamalarda kadının sesinin olmayışının endişe verici olduğunu ayrıca belirtti.
Güre: “Diyanet, siyasi iktidarın bir kurumudur”
Konuyla ilgili olarak Kadınlarla Dayanışma Vakfı’dan (KADAV) görüştüğümüz Serap Güre, Kuran’ın tefsiriyle ilgili yapılan her yorumun doğruyu yansıtmadığını ifade ederek, Kuran’ın toplumdaki yaşamı düzenlemeye yönelik olduğunu belirtti:
“Bu bağlamda, kadını korumak amaçlı birtakım sözler geçer. Ama bugün başka bir dünyada yaşıyoruz ve bu konuda Kuran’ı yorumlayan kadın alimler ve bilim insanları var. Bunlar da kadının bu şekilde ezilmişliğini, erkeğe emanet edilmişliğini kesinlikle kabul etmiyorlar.”
Diyanet İşleri Başkanlığı ile siyasi iktidarın söylemlerinin tutarlılığına dikkat çeken Güre, “Diyanet İşleri Başkanlığı, siyasi iktidarın bir kurumudur. Doğal olarak siyasi iktidar neyin nasıl söylenmesi gerekiyorsa, Diyanet’e de bunu söylettiriyor” dedi. (BK/HK)