Dev Maden-Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün, Türkiye'de torba yasanın çıkmasının ardından maden işletmelerinin kapatılması ve işçilerin işten çıkarılmasıyla ilgili olarak işverenlerin hükümete karşı şantaj yaptığını ve işçilerin korkularını istismar ettiğini söyledi.
Bugün Zonguldak'taki bir özel maden ocağında çalışan yaklaşık 500 maden işçisi, işgücü fazlalığı gerekçe gösterilerek 29 arkadaşlarının işten çıkarılmasına karşı üretimi durdurup yürüyüş yaptı. İşten çıkarılanların geri alınmasını isteyen işçiler valilik önüne kadar yürüdü.
Geçen hafta Gediz'de de yedi maden işletmesi maliyetlerinin yeni yasayla yüzde 50 arttığı gerekçesiyle faaliyetlerini durdurmuştu.
Zonguldak'ta önceki hafta da aynı nedenle 22 maden işletmesi üretimi durdurunca 4500 madenci işsiz kaldı.
Türkiye Devrimci Maden Arama ve İşletme İşçileri Sendikası Genel Başkanı Görgün yaşananları bianet'e değerlendirdi.
Torba Yasa'yla çıkarılan madencilikle ilgili kanunlarda sektörün bileşenlerinin görüşünün alınmamasının ve uzun vadeli bir ulusal madencilik politikasının olmayışının sonuçlarının yaşandığını vurguladı.
Yeni yasa
Torba yasayla linyit ve taşkömürü çıkarılan işyerlerinde, yeraltında çalışan işçilere ödenecek ücret asgari ücretin iki katından az olamayacağı hükmü getirilmişti.
Yeni düzenlemelerden biri de yeraltı işlerinde çalışan işçilerde kıdem şartı aranmayacağı yönündeydi. Buna göre, yeraltı işlerinde bir gün dahi çalışanlar kıdem tazminatından yararlanacak.
İşverenin tavrı
Görgün işletmelerin daha çok buna karşı tavır aldığını ve hükümetin taleplerini kabul etmesi için baskı oluşturmak üzere işçi çıkarmaları, maden kapatmaları kullandığını belirtti.
“Çok küçük işletmeler var. İptidai, teknoloji yetersiz, sermayesi yetersiz, iş organizasyonu bozuk, adeta madencilik yapmaması gereken işletmeler daha çok bu noktada başkaldırıyorlar. Esasında biraz kamuoyu oluşturmak için biraz hükümeti tehdit etmek, şantaj yapmak için bu iş kullanılıyor.
“İki asgari ücret meselesini gerekçe göstererek işçileri çıkardığını söyleyen Gediz’deki linyit ocaklarında birkaç gün önceki eylemleri işverenler tezgahladı.
“8-10 yıllık işçileri o döneme ilişkin kıdem tazminatlarını bir asgari ücretten ödeyip yeni yasadan faydalandırmadan o dönemi kapattılar. Yüzde 50’lik bir tasarruf sağladılar kıdem tazminatından."
Gediz'deki işletmeler
“İkinci olarak yine Gediz’dekiler, ki Zonguldak’a benzer burası, çıkardı kömürü kendi satan, pazarını kendisi bulan yerlerdi. Oysa Soma’da çıkarılanların tamamı devlete Türkiye Kömür İşletmeleri’ne satılıyor.
“Gediz’dekiler de benzer bir uygulama istediler; biz burada zordayız, bizim çıkardığımız kömürü devlet satın alma garantisi versin istediler. İkinci istekleri de fiyatlandırmanın şu andaki gibi tonu 65 liradan değil, 120 liradan yapılması..."
Eylemler
“Aslında işverenler biraraya gelip bu yasayı da gerekçe göstererek, Gediz’de örneğin işyerlerini kapattık deyip eski tazminatları sıfırladılar, fakat işçileri tekrar işe alıp çalıştırmaya devam ediyorlar. Yapılanların hepsi sahici eylemler değil. İşverenlerin hükümet taleplerini kabul etsin diye baskı yapmak için yapılan işlerdi bunlar."
“İşverenin zararı doğru değil”
İşçilerin iş güvenlikleri ve çalışma güvenliklerinin “işverenlerin anlık isteklerine ve şantajlarına kurban edilemeyeceğini” söyleyen Tayfun Görgün işverenin hem işçilere hem parlamentoya şantaj yaptığını anlattı.
“İşveren eğer asgari ücretle işçi çalıştıracağız, bunun dışında ücret vermeyiz, diyorsa bu hem işçilere hem parlamentoya karşı kabul edilemez bir şantajdır.
“Önce bilançolarını ortaya koysun işletmeler. Bu bilançoları görsün kamuoyu. Gerçekten zarar ediyorlar mı bakalım, zarar etmeyecekleri ortamları sonra tartışalım. Hesabı bilen yok, şimdi zarar ettiklerini söylüyorlar. Buna inanması kolay değil.”
Kaçak ocaklar
Özellikle Şırnak gibi yerlerde kaçak çalışan ocaklarda işçi ölümlerine rağmen faaliyetin devam ettiğini hatırlatan Görgün, bölgedeki işsizliğe dikkat çekti.
“Büyük bir işsizlik var. O bölgeler geçmiş yıllardan beri çatışmaların yaşandığı, iş yatırımlarının yapılmadığı bölgeler. Dolayısıyla devlet de göz yumuyor onlara.
“Oralarda üretim yapılıyor, ta ki işçi ölümleri gizlenemez hale gelene kadar. Burada bir devlet politikasına ihtiyaç var, hem madencilikte, hem kömür işletmeciliğinde.
“Burada işletmelere sağlanacak kolaylıkların düzenlenmesi ve çalışma standartlarını düzenleyen bir sisteme geçilmesi lazım. Türkiye’de bu yapılmadığı sürece böyle haberlere karşı karşıya kalacağız. Kamu kaynaklarının nasıl katkı vereceği dahil olmak üzere ülke planlamasına ihtiyacı var.”
İş cinayetleri
Türkiye’nin iş cinayetlerinde dünyada ikinci, Avrupa’da birinci duruma geldiğini hatırlatan Görgün, Türkiye’nin öncelikle güvenlikli çalışma ortamının yaratıldığı, iyi kontrol edildiği, sendikalaşmanın serbest olduğu bir ülke haline gelmek zorunda olduğunu ifade etti.
“Ayrıca yatırımlarını gözden geçirmek, hangi bölgede yapılacağını planlamak zorunda. “Bunlar yapılmadığı sürece iş cinayetlerini yaşandığı, taşeron cumhuriyetinin göz yumulduğu bir ülke olacaktır.” (YY)