* Fotoğraf: Anadolu Ajansı (AA) - Arşiv
İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde, ülkesinin NATO üyeliği ve Türkiye'nin itirazları ile ilgili İsveç'in STV kanalına konuştu.
Dışişleri Bakanı Linde, Türkiye'nin İsveç'in NATO üyeliğine izin vermesi halinde Türkiye'ye silah satışına onay verilebileceği mesajı verdi.
Euronews'ün haberine göre, Linde "Türkiye'ye yönelik silah ambargosunun kalkıp kalkmayacağına" ilişkin bir soru üzerine, bunun için ilk önce Ankara'nın İsveç'in NATO üyeliğini kabul etmesi gerektiğini ima etti:
Biz dünyanın en katı silah ihracatı kurallarına sahip ülkesiyiz. Yasada bir çok uyulması gereken kriterin dışında İsveç'in dış, savunma ve güvenlik politikasının da göz önüne alınması ile ilgili konular var. NATO üyesi olursak bunlar da değişecek.
Ann Linde ayrıca İsveç'in "Türkiye de içinde olmak üzere NATO'nun tam güvenliğinin sağlanmasına katkıda bulunacağını" ifade etti.
İsveç hükümetinin Kürdistan İşçi Partisi'ni (PKK) "terör örgütü" olarak tanımladığını kaydeden Linde, ülkesinin "son 30 yıldır terörle mücadelede en katı kurallara sahip ülkelerden biri olduğunu" söyledi.
Stoltenberg: Meşru endişeler
Öte yandan, dün (12 Haziran) İsveç ile birlikte NATO üyeliğine başvuran Finlandiya'yı ziyaret eden NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö ile ortak basın toplantısı düzenledi.
Stoltenberg, 29-30 Haziran'da İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenecek NATO zirvesinde İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılımı için anlaşmaya varılıp varılmayacağı ile ilgili soru üzerine "Türkiye'nin endişelerine bir an önce yanıt verilerek sorunun çözülmesi için çalışıldığını, fakat zirvenin bu konuda bir süre bitimi niteliği taşıyamayacağını" ifade etti.
Stoltenberg, "Bunlar meşru endişeler. Terörizm ve silah ihracatıyla ilgili endişeler. Hiçbir NATO müttefikinin Türkiye kadar terörist saldırılardan zarar görmediğini anlamamız ve hatırlamamız gerekiyor" dedi:
"Türkiye, Ukrayna'ya destek ve mahsur kalan buğdayın ihraç edilmesi konusunda kilit rol oynuyor. Dolayısıyla böyle hayati bir müttefik terörizmle ilgili endişelerini paylaştığında bunu ciddiye almalıyız. Ve yaptığımız da tam olarak bu. Finlandiya ve İsveç'in bu konuları masaya yatırmaya hazır olduklarına yönelik açık mesajını memnuniyetle karşılıyorum."
Finlandiya: Görüşmeler sürecek
Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö de Türkiye ile müzakerelerde herhangi bir gelişme olup olmadığına ilişkin soruya yanıt verdi.
"İlerleme, diyalog kanallarımızın açık olması, görüşmelere devam etmemiz olarak düşünülebilir" diyen Niinistö, "ülkesinin, Türkiye'nin endişeleriyle ilgili diğer NATO ülkelerinden farklı bir tutumu olmadığını, neden özellikle bu konuda hedef gösterildiklerini anlamakta zorlandığını" söyledi.
Türkiye'nin 'İsveç ve Finlandiya' itirazları
Rusya-Ukrayna savaşının başlamasıyla birlikte NATO'ya üyelik başvurusu yapıp yapmayacakları merak konusu olan Finlandiya ve İsveç, "süreci el ele yürütmeye" karar vererek 18 Mayıs'ta NATO üyeliğine başvurdu.
30 üyeli Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'nün (NATO) genişlemesiyle ilgili kararların üyelerin oybirliğiyle alınması gerekiyor.
Fakat Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuyla ilgili ilk defa 13 Mayıs'ta bir açıklama yaparak İsveç ve Finlandiya'nın muhtemel NATO üyelik başvurusu konusunda "olumlu bir düşünce içinde" olmadıklarını açıklamış, iki ülke için "terör örgütlerinin adeta misafirhanesi gibi" ifadelerini kullanmıştı.
Türkiye'nin itirazları karşısında İsveç ve Finlandiya heyetleri Türkiye heyeti ile 25 Mayıs'ta Ankara'da istişarelerde bulundu.
Heyetin başkanlığını yapan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, İsveç ve Finlandiya heyetleriyle yaptığı görüşmenin ardından medyaya yaptığı açıklamada "Türkiye'nin güvenlik kaygılarının, somut adımlarla belli bir takvim çerçevesinde karşılanmadığı takdirde, sürecin ilerleyemeyeceğine dair mesajımızı çok net bir şekilde ifade ettik" dedi.
İsveç'in Expressen gazetesi, Türkiye'nin İsveç'ten NATO üyeliğine "Evet" demek için beş temel talepte bulunduğunu hatırlatıyor: "Teröre siyasi desteğe son verilmesi; terörü finanse eden kaynakların ortadan kaldırılması; PKK ve PYD'ye silah desteğinin durdurulması; Türkiye'ye yönelik ambargo ve yaptırımların kaldırılması; teröre karşı küresel işbirliği." (SD)