Irkçılığa Karşı Konferans
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Mary Robinson'un sözcüsü Teferra Shiawl-Kidanekal Almanya'da basına yaptığı açıklamada, Güney Afrika'da yapılacak Irkçılığa, Irk Ayrımcılığına, Yabancı Düşmanlığına ve buna bağlı olarak Hoşgörüsüzlüğe karşı Dünya Konferansı"nın (WCAR) geçici gündemini anlattı.
31. Ağustos ile 7. Eylül tarihleri arasında Güney Afrika'nın Durban kentinde gerçekleşecek konferansta; ülke temsilcileri, sivil toplum örgütleri ve uluslararası kuruluşlar, ırkçılığın nedenlerini ele alacak ve insanlar arası kalıcı ve bütünlüklü eşitliğin geliştirilmesi yönündeki stratejiler"i tartışacak.
Konferansın hedeflerden biri, özellikle sanayi toplumlarında giderek artan ırkçılığa karşı uluslararası işbirliğinin geliştirilmesi.
Irkçı saldırıların yarasını sarmak...
Konferansın başarısı, ırkçılıkla mücadelede yeni ve kararlı bir tavrın sergilenmesine bağlıdır", diyen Shiawl-Kidanekal konferans gündemini şu konuların oluşturduğunu vurguladı:
* Irkçı saldırı kurbanlarının yaralarının sarılması,
* Irkçı saldırıların önlenmesi için yöntemler,
* Irkçı saldırıların kurbanlarına tazminat verilmesi .
Bağlayıcı bir denetleme
Shiawl-Kidanekal açıklamasında yer alan bilgilere göre " Dünya Konferansı'nın genel sekreterliğine getirilen Mary Robinson şunları amaçlıyor:
* Siyasi karaktere sahip, içerikli ve gerçekçi bir eylem planına bağlı olarak, ülkeler için bağlayıcı ve kalıcı bir denetleme mekanizmasını yerleştirmek.
* Katılımcı ülkelerin temel eğitimde ayrımcılığa karşı daha yoğun ders programları uygulanmasının karara bağlanmasını konferans kararına dönüştürmek.
* Yasal düzenlemelerle, hoşgörüsüzlük ve ayrımcılığın, ceza hukukunda yaptırımlara tabi tutulmasını sağlamak.
Dünya Konferansı öncesinde, Avrupa, Asya, Afrika ve Amerika'da, ülke temsilcilerinin ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla çeşitli bölge toplantıları hazırlandı.
75 ülke imzaladı
Nelson Mandela ve Mary Robinson'un öncülüğünde kaleme alınan ve 75 ülke ve hükümet yöneticisi tarafından imzalanan açıklamada "ırkçılığın dehşeti"nin acilen ele alınması ve insanlığın en karanlık yanı olan ırkçılığa karşı "kapsamlı önlemlerle" mücadele edilmesi talep ediliyor.
Konferansın giriş bildirgesi niteliğindeki bu bildirgede, "Köleliğin, holocaust, apartheit ve etnik katliamların değişik biçimlerde hala yaşandığı" vurgulanarak, hepimizin insanlık ailesini oluşturduğumuz gerçeği" unutulmamalı deniliyor.
Avrupa'da azgınlaşan ırkçılık
Irkçılığın geldiği boyut, Avrupa Konseyi'nin Haziran ayında açıkladığı raporda da açıkça belirtiliyordu. Rapora göre:
* Avrupa Birliği ülkelerinin hemen hemen hepsinde ırkçılık giderek günlük yaşamın bir parçası haline geliyor.
* Özellikle Almanya yoğun saldırıların yaşandığı ülke olarak insan haklarının korunması konusunda ikaz edilen bir ülke.
Almanya'da son yıllarda yaşanan ırkçı saldırılarda < @="" yüzden="" fazla="" yabancı="" insan="" yaşamını="" yitirirken="">, sayıları binleri bulan insan yaralandı.
Alman Anayasayı Koruma Örgütü'nün raporunda, Haziran ayı verilerine göre tüm Almanya genelinde 1.500 ırkçı saldırı yaşandığı belirtiliyor.
Avrupa ülkelerinde yaşanan ırkçılığa karşı bugüne kadar yeterli önlemler alınamadıysa, bunun temelinde; özellikle siyasetin, ekonomik ve sosyal kriz dönemlerinde kullandığı provokatif kavramlarla, ırkçı örgütlere zemin hazırlamış olduğu gerçeği de var.
Beklentiler ve ütopya
Durban'da düzenlenecek Konferans'ın sonucunda, başta ABD ve Avrupa olmak üzere, köleciliği savunan eski sömürgeci ülkelerin, sömürülen ülkelerin tazminat taleplerini karşılayacağına ve bugün özellikle Avrupa ve Amerika'da yaşanan ırkçılık fenomenlerinin temelden yok edilebileceğine dönük tüm beklentiler bir ütopya olarak kalacağa benziyor... (NU)