Luis Calderon, 22, üzerinde Saddam'ın üniformalı resmi olan duvarın yıkılışı sırasında duvarın altına kalıp omurgasını zedelemiş, boynundan aşağısı tutmuyor. Duvarı yıkmış olmaktan mutlu. Mor Kalp madalyası almış.
Jeremy Feldbush, 24, beyni zarar görmüş, gözleri görmüyor. 'Orada epey eğlendim. Ama artık ordu hakkında konuşmak istemiyorum'.
Robert Acosta, 20, kolunun yerinde bir metal duruyor ve artık savaşın neden başladığını, neden Irak'ta Amerikalıların savaştığını ve neden kolunu kaybettiğini bilmek istiyor.
Alex Presman, 26, ailesi Rusya'dan gelmiş Amerika'ya. Babası asker olan Alex, her erkeğin asker olması gerektiğine inanarak girmiş askeriyeye. Bacağını kaybetmiş Irak'ta.
R. Clunen, 19, pek çok savaş filmi seyretmiş keyifle, adrenalini sevmiş. Irakta bir bombalama sırasında yüzü şarapnelle parçalanmış.
Sam Ross, 21, bir bacağının dizinden aşağısını kaybetmiş. Gözleri görmüyor, parmağı uçmuş, sol kulağı işitmiyor. Irak'a gittiğine pişman değil, hayatının en müthiş deneyimiymiş.
Frederick Allen, 24, bir bacağını tamamen kaybetmiş, diğeri ise parçalanmış. 'Eğlenceli olacak sanmıştım' diyor.
Mor Kalp gazilik madalyası
Bunlar, Irak'da yaralanan, sakat kalan askerlerin Nina Berman'a verdikleri röportajların bir kısmı. Berman'ın "Mor Kalpler-Irak'dan Dönüş" adlı sergisi, şu günlerde Freiburgdaki Alman-Amerikan Enstitüsü Carl-Schuz-Haus'da sergileniyor.
Mayıs ayına kadar sürecek serginin aynı ismi taşıyan kitabı Ağustos 2004 yılında yayımlanmış, filmi ise kitaptaki altı röportajdan oluşan bir kurgu olarak çekilmiş. Sergi Freiburg'dan sonra Almanya'nın Tübingen, Düsseldorf, Aachen, Herford, Hannover, Saarbrüceken şehirlerinde de devam edecek.
Mor Kalp, gazilik madalyası sadece çatışma anında yaralananlara veriliyor. Patlamalarda, intihar saldırılarında yaralananlara ya da sakat kalanlara verilmiyor. Irak'ta ölen Amerikan askerlerinin sayısı gün geçtikçe artarken, verilen rakamlar bin 500 civarında. Ölen Iraklı askerlerin sayısı onbinleri bulurken, ölen toplam 100 bin Iraklı kadın, erkek ve çocuğun sadece 6 bin 900'ünün kayıtları belli. Bu bilgiler Berman'ın sergisinden .
Sergide insanın içini en derinden acıtan gazilerin savaşa, sakat kalmalarına, orduya ve eğlenceye dair söyledikleri herhalde. Sergiye dahil edilen sadece iki ya da üç sakat kalan asker sorguluyordu, neden gittiklerini Irak'a , ne yapmaya gittiklerini, bilmedikleri bir uğurda savaşa gidip sakat kalmalarına karşılık takılan Mor Madalyaların anlamsızlığını...
Gerçekle sanalın birbirine girdiği an
Ve en çarpıcı olan ise, bir eğlence arayışı olarak savaşın tekrar tekrar karşımıza dikilmesi. Bu buz gibi soğuk sözcük nasıl oluyor da eğlenceyle birlikte kullanılıyor? Nedir Amerikalı askerlerin "eğlence"den anladıkları? Hiç bilmedikleri bir coğrafyada, ne yaptıklarını bilmeden, kulaklarında amerikan pop şarkılarıyla ateş etmek mi? Filmlerdeki siber savaşları mı hatırlatıyordu Irak savaşı onlara? Yoksa kendi bedenlerinden akan kan da mı sanaldı? Hayatlarını artık eskisi gibi sürdüremeyecek olmaları, hiç mi bir şey öğretmemişti onlara, en azından sanala, gerçeğe ya da ikisi arasında sanala yakın bir yerde kalan eğlenceye dair?
Geçen sene Fahrenheit 9/11 filmi hakkında yazdığım yazıda, "Öldüren bir gerçeğin sanallaşması"ndan bahsetmiştim. Moore'un yönetmenliğini yaptığı Fahrenheit 9/11' filminin bütün bir trajediyi oldukça esprili bir dille aktardığını, zaman zaman trajedi ile komedi, gerçek ile sanalın fena halde birbirine karıştığını ve postmodern zamanların en tehlikeli etkilerinden biri yaşattığını yazmıştım. Şimdi Berman'ın sergisindeki röportajlara bakınca, aynı tehlikenin, aynı öldüren, sakat bırakan bir gerçeğin bir bilgisayar oyunundan, filmden farksız algılandığını tek tek bu deneyimden geçenlerin dilinden okumak tüyler ürpertici.
Fakat aynı postmodern zamanlar, kendi silahlarıyla yeniden vuracak gazileri ve o zaman ne Mor Kalp madalyaları koşacak yardımlarına ne de Amerikan ordusu. Unutma. Unutulacaklar. Çünkü gerçekle sanalı kişinin hissetme eşiğini aşarak birbirine karıştıran anlayış, sakatlarının, ölülerinin, yaralılarının, yenilgilerinin üstüne kendi sanal zaferlerini dikmekte, yeni, tamamen gerçek dışı, tamamen kurgulanmış gerçek müsvetteleri yaratmakta her gün....
Ve Mor Kalp'lerin postişleri süpermarketleri süslemeye başladığında ta derinlerde hissedecekler sonsuza dek unutulduklarını...Ve aslında Irak'da hiç savaş olmadığına, orada hiç bulunmadıklarına ve hatta hiç varolmadıklarına inanacaklar...(TS/EÜ)