Dağlıca çatışmasından sonra Türkiye’nin çeşitli yerlerinde insanlar kah gruplar halinde, ellerinde Türk bayraklarıyla sokağa dökülerek, kah kısa mesajlarla birbirlerini "siyah giymeye" "ışın söndürmeye" davet ederek şiddeti ve ölümlere tepki gösterdiler.
Ancak bu eylemler zaman zaman şiddet içerikli ve nefret söylemini yükselten cinsten oldu. Ege Üniversitesi'nden bir öğrenci bianet'e "ülkücü grupların" dışarıdan kampüse gelerek küfür içerikli sloganlar attığını, hatta bir öğrencinin bıçaklandığını, "muhalif" grupların can güvenliğinin olmadığını söyledi.
Genç Siviller: Susun!
Genç Siviller de bu infial havasına tepkisini "Şimdi Susun! Yasımızı tutalım!" diyerek gösterdi:
"Siyasi sloganlarınız, intikam isteyen çığlıklarınız, düşmanlığı artıracak ölçüsüz tepkilerinizle yine hamasetin, siyasetin dibine vurdunuz! Yas tutmayı, vakur durmayı, itidali elden bırakmamayı, sağduyulu davranmayı yine beceremediniz!
Size inanmıyoruz!
Onları gerçekten düşünseydiniz, bütçeden aslan payını alan silahlı kuvvetlerin bir ay içinde bu kadar büyük kayıplar vermesini sorgular, bu kayıplar için üzerlerine vazife olmayan her konuda açıklama yapan askeri yetkililerden acılı aileler adına hesap sorma cesaretini gösterirdiniz!
Gerçekten vatanınızı sevseydiniz, evinize bayrak asarak, sokaklarda taşkınlıklar yaparak, ileri geri konuşarak toplumsal barışımızın köküne kibrit suyu dökmezdiniz!"Ders saatinde öğrenci meydanda tekbir getirdi
bianet'ten Leyla İşbilir Taksim'de tekbirlerle "Apo'yu asarız" diye slogan atan bir öğrenci grubu gördü. İşbilir'in konuşmaları ve gözlemlerine göre öğrenci grubu Milliyteçi Hareket Parti'liler (MHP) tarafından örgütlenmişti.
Şimdi ölen askerlerin yedinci günü olan 29 Ekim’de mevlüt okutmaya çağrı yapılıyor.
Yeni Şafak'ın haberine göre Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Genel Başkanı Alaaddin Dinçer Türk-Eğitim Sen'in bu sendikaya üye öğretmenler ve yöneticilerin öğrencileri bu eylemlere yönlendirdiklerini ya da göz yumduklarını söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e önceki gün bu konuda şikâyette bulunan Dinçer "İlkokul öğrencileri bile kullanılıyor. Siyasal amaçlarına rant sağlamak için çocuklar teşvik edilip sokağa çıkarılıyor. Okullarda öğrenciler kamplaştırılırsa farklı öğrencilerin bir arada eğitim yapması nasıl sağlanacak? Yarın farklı görüşteki öğretmenlerin linç edilmeyeceği güvencesini kim verebilir?" dedi.
Çelik'in dün konuyla ilgili yayımladığı genelge şöyle: "Eğitim-öğretimin aksatılmaması, öğrencilerin istenmeyen bazı durumlarla karşılaşmaması ve zarar görmemesi, terör örgütünün kamuoyunda yaratmayı amaçladığı tedirginlik ve infial ortamına katkı sağlanmaması bakımından, söz konusu gösteri, toplantı ve yürüyüşlere yönetici, öğretmen, öğrenci ve diğer personelin katılmasına kesinlikle izin verilmeyecektir." (NZ)