Aycan Kul'u önceki yıl Alternatif Eğitim Derneği'nin bir tanıtım toplantısında tanımıştım.
Sonrasında birkaç kez yine bu dernekle ilgili etkinliklerde ve toplantılarda karşılaştık. Bir uzman psikolojik danışman, eğitim sürecindeki uygulamalardan ve yaptıklarından hoşnut değildi. Alternatif Eğitim Derneği'nin eğitimle ilgili seçeneklerini yalnız okuyarak değil, yaşayarak görmek öğrenmek istiyor, sonra da öğrendiklerini uygulamak istiyordu. İlk izlenimlerim bunlardı. Sonra yaptığımız bir konuşmada yalnız "başka bir eğitim"in değil, aynı zamanda "başka türlü bir yaşam"ın da peşinde olduğunu fark ettim.
"Uzaklara gideceğim" demişti. Niyetinin kesin olduğunu anlamıştım. Zamanı ise o sırada henüz netleşmemişti.
Sonra bir mesaj geldi kendisinden, üstelik yalnız bana gönderilmemişti. Geride bıraktığı ve ondan bir haber bekleyen tüm arkadaşlarına yollamıştı. "Bir ihtimal daha var... o daa..Asya mı dersin? " başlıklı bu mesajda aynen şöyle diyordu:
"uuuuuupss..."
hostelin lobisinde oturuyorum.. daha doğrusu yığılıyorum.. cam kapının ötesi bangkok sokakları.. hostelin önünde üç tekerlekli üstü kapalı bir motor (ismi tuktuk) içindeki şoför oturmuş, çiğdem çitliyor..ya da ben en azından öyle zannediyorum...
sorunsuz bir uçuş, sorunsuz bir gece ve sorunsuz bir varış...
umduğumdan daha kolay uçtum buralara...
şimdi şu tuk tukla bir pazarlık yapıp kendimizi bangkok sokaklarına atalım...
elimde harita..
önce hangisinden başlasak...
of.. her tarafım da ağrıyor.
p.s. Ben iyiyimve bangkok'tayım. fotoğraflar ve yazılarla pek yakında geri dönücem...
öperim..."
"İşte budur" dedim kendi kendime. Yolculuğa yabancı olmayan, karar verince kararını yerine getirmeyi hep bilen birisi olarak. Çok sevindim ve çok da hoşuma gitti.
Sonra dediğini yaptı sevgili Aycan.
İkinci mesajı gelince, ilk aklıma gelen "bunları bianet/biamag okurları da okumalı ve Aycan'ı onlar da izlemeli" düşüncesi oldu. Bu düşünceyi "kuvveden fiile geçirmek" biraz zaman aldı. Ama bir yandan da iyi oldu. Çünkü Aycan'ın yaptıklarına dair yazdıkları halen sürmekte olan olayların anlatıldığı bir yazı dizisinde başlamaya yetecek kadar birikmiş oldu.
Bundan sonra her hafta sevgili Aycan Kul'la birlikte bir yolculuğu bu başlık altında hep birlikte izleyeceğiz. Doğrusu olanağı oldukça o da bizimle yazdıklarımızı okuyacak. Belki bazı yerlerde ek açıklamalar yollayacak.
İnanın bu yolculuk, Aycan'ın ki kadar olmasa da bizler için de çok keyifli olacak. Yeni şeyler okuyacak, öğrenecek, düşleyecek, kim bilir belki bazılarımız onun ardından kendi hayallerini gerçekleştirmek üzere yola düşecek, uğraşlara soyunacak.
Unutmayın herkes için her zaman "bir ihtimâl daha var"dır. Onun ne olduğunu ise sizler, bulacaksınız. Haaa, bulduklarınızı bizimle de paylaşın. Belki bir yerlerde bu hayaller ve ihtimâller kesişir ve öyle de çoğalırız.
Aycan Kul kim?
Bu satırlar ve nitelemeler de benim değil. Onun kendi kaleminden ama dışardan bakarak onu anlatan satırlar. Çok yakından tanımadığım için onu bu denli ayrıntılı anlatamayacağım için yine onun sözleriyle onu size tanıtmak istiyorum.
1981 İzmir doğumlu bu çocuk, Ankara Üniversitesi'nde Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden "master" mezunu. Yeter bana bu kadar Ankara deyip İstanbul'a gelmiş. 8 yıl boyunca devlet ve özel okullarda çalışmış, bu arada "psikodrama"yla ilgilenmiş, çocuklarla ilgili değişik projelerde yer almıştır. Belki de kişiliğinin temel özelliklerinin başında "rutini ve yerleşikliği reddetmesi" gelir. Bu reddediş, onun ruhunda önlenemez "GİT" dürtüsünü doğurmuş ve her daim onu yeni yeni yolculuklara alıp götürmüştür. İyi ki de yapmıştır.
En son işi gücü bırakıp, çantasını sırtlayıp tek başına bir Asya rüyası görmek istemiş ve yola düşmüştür...
Değişik kültürlerin içine girmek ve o insanlarla birlikte soluk alabilmek, onun için daimi bir yaşam nedenidir.
"Denediğini deneme!" mottosuyla, aynı nehirde iki kere yıkanmayan bu çocuk, farklı sularda karşınıza çıkıp size hikayeler anlatmaya devam edecektir..
Gelecek haftadan başlayarak sözü ona bırakacak ve "Bir ihtimâl daha var... O da..." başlığı altında onun yolculuğunu hep birlikte izleyeceğiz. (MS/IC)