* Fotoğraf: Ömer Evren Atalay - İzmir / AA
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), infaz yönetmeliğinin yürütmesinin durdurulması ve iptali için Danıştay’a dava açtı.
Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik, 29 Mart 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmişti. Daha önce de HDP yönetmeliğini iptali için dava açmıştı.
ÇHD’nin açtığı dava dilekçesinde, yönetmeliğin temel hak ve özgürlüklerde yasada olmayan kısıtlamalar gittiği ve bu sebeple Anayasa’ya aykırı olduğu ifade edildi.
Dilekçede, yönetmelikte, kanunda olmayan ya da öngörülmeyen hususların düzenlenmesi veya kanun hükümlerinin daraltılması veya kanunun çizdiği sınırlar aşılarak düzenleme yapılamayacağı belirtildi.
“Adil yargılanma ve savunma hakkına kısıtlama”
Dilekçede, yönetmelikte, yasada yer almayan sınırlamalara örnekler de verildi.
Yönetmeliğin Avukat ve Noterle Görüşme Hakkı başlıklı 72/2-e maddesinde şu hüküm yer alıyor: “Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkum olan hükümlülerin avukatları ile ilişkisinde avukatın savunmaya ilişkin olduğunu beyan ettiği belge ve dosyalar fiziki olarak aranabilir. Avukatların hükümlü ile kurumda yapmış olduğu görüşme sırasında konuşmaları yansıtan ve bizzat avukat tarafından elle tutulan kayıtlar hakkında da bu bent hükümleri uygulanır.”
Dilekçede, bu madde ile TMK kapsamındaki suçlar bakımından avukatların savunmaya ilişkin belgelerinin fiziki olarak aranabilmesinin önü açıldığı, yönetmeliğe dayanak olarak gösterilen 5275 sayılı yasanın 59. Maddesinde ise bu şekilde bir düzenleme olmadığı ifade edildi:
“Bu durumun uygulamada suiistimale açık olduğu ve böylelikle avukatların savunmanlık görevlerin üstlenmeleri engellemeye çalışılabileceği değerlendirilmektedir. Dolayısıyla yargılamakta olan kişilerin adil yargılanma ve savunma hakları yönetmelik hükmü ile kısıtlanmıştır.”
“Görüntülü görüşmede” ayrımcılık ve keyfilik
Yönetmelikte, hapishanelerde daha önce kanunlarda yer almayan telefonla görüntülü görüşmenin düzenlendiği ancak bu görüşmenin bazı suç tipleri için uygulanmasının cezaevi idaresinin inisiyatifine bırakılmasının keyfi kararlara neden olabileceği belirtildi.
Yönetmeliğe göre, “Terör ve çıkar amaçlı suç örgütü üyeleri” cezaevi idaresinin kararıyla görüntülü görüşme yapabiliyor.
Yönetmelikte “tehlikeli hükümlü” olarak muğlak şekilde tanımlanmış olan veya “terör örgütü yöneticiliği ve suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüt yöneticiliği” suçundan mahkûm olanlar ise sadece sesli görüşme yapabiliyor.
AYM iptal etti, yönetmelik tekrar getirdi
Dilekçede ayrıca, Anayasa Mahkemesinin (AYM) iptal ettiği düzenlemelerin, yönetmelikle tekrar getirildiği belirtildi:
“Anayasa Mahkemesinin 24/7/2019 tarihli kararı ile yasanın ‘…görüşmeler teknik cihazla sesli veya görüntülü olarak kaydedilebilir, hükümlü ile avukatın yaptığı görüşmeleri izlemek amacıyla görevli görüşmede hazır bulundurulabilir, hükümlünün avukatına veya avukatın hükümlüye verdiği belge veya belge örnekleri, dosyalar ve aralarındaki konuşmalara ilişkin tuttukları kayıtlara el konulabilir…’ bölümü iptal edilmişti.”
Ancak yönetmeliğe göre, başsavcılığın istemi ve infaz hâkiminin kararıyla, görüşmeler üç ay süreyle teknik cihazla sesli veya görüntülü olarak kaydedilebiliyor, hükümlü ile avukatın yaptığı görüşmeleri izlemek amacıyla bir görevli görüşmede bulunabiliyor.
Dilekçede, AYM’nin iptal ettiği uygulamanın yönetmelik ile tekrar yürürlüğe konduğu, bunun da tutuklu veya hükümlünün özel hayatının gizliliği ve adil yargılanma haklarını sınırladığını altı çizildi. (AS)