* Fotoğraf: İHD İstanbul
Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
“2021 yılı Türkiye cezaevlerinde insan haklarının ayaklar altına alındığı, peş peşe ölüm haberlerinin geldiği bir yıl oldu. Tespit edildiği kadarıyla geçen yıl 28 mahpus hayatını kaybetti.”
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, bugün 2021 Yılı Marmara Bölgesi Hapishaneleri Hak İhlalleri raporunu açıkladı.
Rapor, ağırlıklı olarak Marmara bölgesinde bulunan hapishanelerden derneğe 2021 yılında yapılan hak ihlali başvuruları ve gönüllü dernek avukatlarının hapishanelere yapılan ziyaretlerden edindikleri bilgilerin derlenmesiyle oluştu. Ayrıca, basın taraması yolu ile tespit ettikleri hak ihlallerine de yer verdiler.
Komisyonuna 2021 yılında 39 farklı cezaevinden toplam 326 başvuru yapıldı.
Bugünkü açıklamada, mahpusların derneğe erişimine getirilen sınırlamalara ve çıkarılan güçlüklere rağmen yapılan başvuruların, sorunların rapora yansıyabilenden çok daha fazla olduğuna işaret ettiği ifade edildi.
Kötü muamele ve işkence iki kat arttı
Rapora göre, 2021 yılında 2020 yılına nazaran hak ihlallerinde ciddi bir artış söz konusu. 2020 yılında derneğe yapılan 450 başvuruda 4 bin 805 hak ihlali tespit edilmişken 2020 yılında 326 başvuruda 6 bin 222 ihlal tespit edildi.
2020 yılında yapılan başvurularda 810 sağlığa erişim hakkı ihlali tespit edilmişken bu sayı 2021 yılı için 1013 olarak gerçekleşti.
Kötü muamele, darp ve işkence vaka sayıları 2020 yılına göre ikiye katlanarak 1605 olarak tespit edildi.
Raporun sonuç bölümünde şu tespit ve çözüm önerilerine yer verildi:
“Yaşam hakkı tekli hücrelerde ihlal edildi”
“Sağlığa erişim hakkı önündeki engellerin artması ile yaşanan yaşam hakkı ihlalleri de arttı. Yaşamını yitiren mahpusların önemli bir çoğunluğu hasta mahpuslardan oluşmaktadır.
“Yıl boyunca yaşanan yaşam hakları ihlallerinin birçoğu mahpusun tekli hücrede tecrit edilmişken gerçekleşmiş, şüpheli ölümler intihar olarak açıklanmış ve bunlara karşı yürütülen soruşturmalarda yapılan ilk işlem dosya hakkında gizlilik kararı almak olmuştur.
İşkence, ırkçılık, ayrımcılık
“Mahpuslara yönelik fiziki saldırılar, tehdit, darp, çıplak arama, baskın hücre aramaları yoluyla işkence ve kötü muamele, ırkçı ayrımcı yaklaşımlar, ölümle tehdit, hücre aramalarına gardiyanlarla birlikte polisin de girmesi, politik mahpusların bağımsızlar koğuşuna geçmeye zorlanması, askeri nizamda tek sıra halinde ayakta sayıma zorlanması, sağlık ve tedavi hakkı alanındaki ihlaller, keyfi yasak ve uygulamaları artarak devam etmiştir.
“Sorunlarının çözümü için muhatap bulamayan mahpuslar dayanılmaz hak ihlallerine karşı açlık grevlerine ve ölüm oruçlarına girmek zorunda bırakılmıştır.
Pandemide izolasyon
“COVID-19 salgını bahanesiyle hapishanelerde bütün sosyal haklara getirilen kısıtlamalar devam etmiş, tecrit ve izolasyon derinleşmiştir.
“Salgın sürecinde yaşanan randevu iptalleri, kelepçeli muayene ve olumsuz karantina uygulamaları nedeniyle hastaneye sevkler ve tedaviye erişimde yaşanan sorunlar yakın dönemde artan hasta mahpus ölümleri ile daha da önem kazanmıştır.
Ağız içi arama ve çıplak arama
“Bu dönemde en yoğun yaşanan sorunlardan biri de çıplak arama uygulaması ve arama sırasında mahpusun ağzının içine bakılmak istenmesi olmuştur.
“Çıplak aramayı kabul etmeyen mahpuslara işkence edilerek, giysileri parçalanarak zorla çıkarılmış, mahpuslardan diz çökmesi istenmiş bunu kabul etmeyen mahpuslar fiziki saldırıyı da aşan işkencelere uğramışlardır.
“Ayrıca, mahpuslara görevli memura direnmekten davalar açılmış, mahpusun yaptığı şikayetlere ise “kovuşturmaya yer yoktur” cevabı verilmiş, dosyalar kapatılmıştır.
Yakınlarıyla ve dışarısıyla bağları zayıflatıldı
“Pandemi süreci, hapishanelerdeki tecrit uygulamasının daha yaygın ve ağır bir biçime dönüştürmüş, mahpusun; diğer mahpuslarla iletişimini sağlayan sohbet spor hakkı tamamen ortadan kaldırılmış, ailesi ve yakınları ile bağı da dahil bir bütün olarak dışarıyla bağı ise ciddi olarak zayıflatılmıştır.
“Bu durum mahpusun sadece sosyalleşmesini değil, sosyal dayanışma, kültürel gelişim, dışarıda olan biteni anlama, kendisini geliştirecek düşünsel araçlara ve bilgiye erişme imkanlarını da ortadan kaldırmış, mahpusu sert bir şekilde dışarıdan izole etmiş, yalnızlaştırmıştır.
“İmralı hapishanesinde uygulanan ağır tecrit koşulları devam etmiş, diğer hapishanelerde de tecrit uygulamaları yaygınlaştırılmıştır. 2021 yılı içerisinde İmralı cezaevinde tutulan Abdullah Öcalan ve diğer müvekkilleri için avukatları tarafından yapılan 167 görüşme talebi sonuçsuz kalmıştır.
Tahliyeye “iyi hal” engeli
“Hapishanelerde en çok yaşanan sorunlardan biri de tahliyesi gelmiş ya da açık cezaevine gitmesi gereken mahpusların ‘iyi hal’ değerlendirmesi adı altında bu haklarından mahrum bırakılmaları olmuştur.
“Mahpusların örgütlü mahpusların koğuşunda kalıyor olmasının iyi halli olmadığına gerekçe olarak gösterilmesi, mahpusa gelen görüşçü, kimin para yatırdığı, okuduğu kitaplar, halay çekmesi, kutlama ya da anma yapması vb. durumlar iyi hal değerlendirmesine konu olmakta ve mahpusun tahliyesi engellenmektedir.
Kantinde fahiş fiyatlar
“Hapishanelerin tümünde disiplin cezaları, süreli- süresiz yayınlar ve kitap yasakları ile mektup yasakları, resmi kurumlara yazılan yazılar ve suç duyurusu dilekçelerinin gönderilmemesi, sohbet ve spor haklarının kullandırılmaması, hücre havalandırmalarından yeterince yararlanamamaları, hapishane kantinlerinde fahiş fiyat, çeşit azlığı, sadece belli markaların bulunması, bazı ihtiyaç malzemelerinin kantinde satışının yasak olması ve bu ihtiyaçların dış kantinden karşılanmaması sorunları devam etmektedir.
“Beslenme konusundaki sorunlar mahpusların salgın döneminde yeterince ve sağlıklı beslenememelerine neden olmaktadır.”
“Mahpuslara düşmanca davranış”
“Diğer bir sorun ise infaz koruma memurlarının, müdürlerin mahpuslara dönük küfür, hakaret kötü muameleyle ortamı sürekli germeleridir. Mahpuslara düşmanca davranış, keyfiyet had safhaya varmış bulunmaktadır.
“Hücre aramalarında COVID-19 tedbirlerini almamaları, hücrelere baskın aramalar, gece hücre araması yapılmak istenmesi, hafta da iki kez hücre araması yapılması, aramalara gardiyanlarla birlikte mahpusların gardiyan kıyafeti giymiş polis ve istihbarat elamanlarının girmesi, eşyaların kırılması, dağıtılması, kişiler hedef alınarak hücrelerine baskın yapılması, yine aile ve avukat görüşlerinde yaşanan sorunlar, görüşe iki kişi ziyaretçi alma kısıtlaması, görüşe gelecek kişinin görüşme yeteneğine sahip olması şartı ve görüşe gelecek kişinin gelmeden belli bir süre önce geleceğini bildirmesi zorunluluğu gibi yeni yeni zorlamalar da devreye sokulmuştur.
S Tipi’nde yatak ve tuvalet aynı odada
“Bu dönemin en önemli sorunlarından biri de tek kişilik hücrelerden oluşan, kapıların merkezi sistemle açılıp kapandığı, tuvaletle mahpusun kaldığı yerin birbirinden ayrılmadığı, ayakta sayımın dayatıldığı, mahpuslardan gardiyanlara başkan ya da abi diye hitap etmelerinin istendiği, mahpusun duvar dibinde yürümesinin istendiği yerler olan S tipi hapishanelerdir.” (AS)