Haberin İngilizcesi için tıklayın
27 Mayıs’tan bu yana haber alınamayan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Şırnak İl Yöneticisi Hurşit Külter, bugün Irak Kerkük’te bir basın açıklaması yaptı.
Külter, 13 gün gözaltında kaldıktan sonra tutulduğu bodrum katından kaçtığını, 40-45 gün boşaltılan evlerde saklandıktan sonra, Kerkük’e kaçtığını söyledi.
ANF’nin haberine göre Külter’in açıklaması şöyle:
“13 gün boyunca bir binanın bodrumunda tuttular. Bana yoğun fiziki ve psikolojik işkence yaptılar. Ama sürekli ajanlık dayatıyorlardı. Çıkıp özyönetim direnişlerine karşı açıklama yapmamı istediler. Bunu özellikle polis özel harekatı yaptı ve ben gözaltında kaldığım sürede zaten beni yanında tutan bu özel hareket polisi sürekli beni infaz edeceklerini söylüyorlardı.
“Kendi aralarındaki konuşmalarında, ‘şimdi biraz gündem olmuş. Biraz bekletelim, tepkiler bir süre sonra zaten soğur, o zaman öldürürüz’ diyorlardı. Ben bu konuşmaları duyuyordum.
“Tutulduğum bodrum katından binanın en üst katına çıkarıldıktan sonra kaçış yolları aradım ve fırsatını bulduğumda kaçtım.
“Ben binadan çıktıktan sonra kaçtığımı fark ettiler. Arkadan vurup öldürmek ya da yakalamak istediler. Ama ben kaçıp kurtuldum. Şehir içinde saklandım. Aileye ya da basına ulaşacak bir imkan aradım ama bulamadım. Bu süre 40-45 gün boşaltılan evlerin içinde saklandım. Sonra şehir içinde direnenlere denk geldim ve şehirden çıktım. Çıktıktan sonra bazılarının yardımıyla iki aylık bir sürede ancak buraya ulaştım. Bana yardımcı olanların güvenliği açısından da kimlerin yardım ettiği bilgisini paylaşmak istemiyorum. Buraya geldikten sonra da kim olduğumu kimseye söylemedim. Kendimi tam güvenli hissettikten sonra basına açıklama yapıyorum.
“Başta Cumartesi annelerine, barış annelerine ve benim akıbetimin ortaya çıkarılması için mücadele eden tüm ulusal ve uluslararası kuruluşlara teşekkürlerimi sunuyorum. Eğer ben bugün yaşıyorsam kesinlikle benim için mücadele edenlerin sayesindedir.
“Bu açıklamayı bu kadar geç yaptığım için başta benim için mücadele yürüten herkesten özür diliyorum. Fakat bilinmelidir ki ilk defa böylesi bir açıklama imkanı buldum. Çünkü içinde bulunduğum güvenlik koşulları bu açıklamayı yapmama izin vermiyordu.”
Ne olmuştu?
27 Mayıs’ta “BÖF” adlı, özel harekatçılara ait olduğu düşünülen bir Twitter hesabından, Hurşit Külter’in gözaltına alındığına dair fotoğraflar paylaşılmış, daha sonra bu paylaşım geri çekilmiş ve hesap saatlerce askıya alınmıştı.
Külter’in ise ailesine gönderdiği son mesajında etrafının sarıldığını ifade ettiği ve “Hakkınızı helal edin” dediği belirtilmişti.
Şırnak Emniyet Müdürlüğü ve Şırnak Valiliği, Külter'in gözaltında olmadığını açıklamıştı. Valilik, Külter’in Şırnak Tümen Komutanlığı’nda göründüğü yönündeki iddiaların da gerçeği yansıtmadığını ifade etmişti.
Bunun üstüne HDP Şırnak milletvekilleri Leyla Birlik ve Aycan İrmez, Külter’in akıbetiyle ilgili İçişleri Bakanı Efkan Ala ile Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle ilgili Meclis’e soru önergesi verdi. Ayrıca HDP’liler İçişleri Bakanı Ala ile yüzyüze de görüştü.
Külter ailesinin İl Emniyet Müdürlüğü, Cumhuriyet Savcılığı, 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı ve Valiliğe yaptıkları başvurularda, “Bu isimde bir gözaltı kaydı yok bizde” yanıtı verilmesi üzerine avukatlar önce Birleşmiş Milletler’e (BM) başvurdu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) de 3 Haziran’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuruda bulundu.
İnternette change.org üzerinden başlatılan imza kampanyasında 18 bine yakın kişi katılmıştı.
23 Haziran’da Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Külter’in durumunun araştırılması için İçişleri Bakanlığı tarafından bir mülkiye müfettişinin görevlendirildiğini açıklamıştı. (ÇT)