Cumartesi anneleri/insanları 614. kez gözaltında kayıpların akıbetini ve faillerin yargılanması için Galatasaray Meydanı buluştu.
Buluşmaya serbest bırakılan dilbilimci Necmiye Alpay ile milletvekilleri de katıldı.
Fatma Morsümbül anıldı
Geçen hafta hayatını kaybeden gözaltında kaybedilen Hüseyin Morsümbül'ün annesi ve 21 yıldır cumartesi annesi olan Fatma Morsumbül anıldı.
Söz alan cumartesi insanları Morsümbül’ün “Çocuğumun kemiklerini bana versinler, ölene kadar sırtımda taşıyacağım” sözlerini hatırlattı.
Gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun, şöyle konuştu:
“Fatma, Hüseyin’in kaybedildiği yerde yatıyor. Ona sesleniyorum, Kimsesizler Mezarlığı’nda yatanları görürse selam söylesin. Onlara sahipleri olduğunu, onları kaybeden failleri aramaktan vazgeçmeyeceklerini söylesin. Sen rahat uyu Fatma, Hüseyin’in fotoları elimizden hiç inmeyecek.”
2017 mesajı
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 2016 yılının ölüm ve yıkımla geçtiğini insan hafızasının da unutmaya başladığını ancak bu meydandakilerin hiçbir zaman yaşananları unutturmadığını söyledi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekili Filiz Kerestecioğlu da 2016 yılının kapkaranlık geçtiğini ancak bu karanlık tünelin sonunda sesleri çoğaltarak bir aydınlık yaratılabileceğini ifade etti.
2016'da 3 kayıp iddiası
İHD Cezaevinde Kayıplara Karşı Komisyon adına basın açıklamasını Sebla Arcan okudu.
"Bizim yeni yıl dileğimiz: hukukun üstünlüğünün, huzurun ve barışın bu topraklarda egemen olmasıdır, kayıplarımıza ulaşmamızı ve kaybedenlerden hesap sormamızı sağlayacak demokratik bir rejimin inşasıdır, evlatlarımızın kanıyla değil, canıyla, hak ve özgürlükleriyle var olduğu bir vatandır.
"Bu sebeple, yeni yıla girerken bir kez daha hükümeti gözaltında kaybetme suçunun tekrarlanmaması için gerekli adli, idari ve hukuki düzenlemeleri yapma yükümlüğünü yerine getirmeye çağırıyoruz.
"2016 yılı içerisinde İnsan Hakları Derneği’ne 3 kayıp iddiası ile başvuru yapıldı. Bu iddialar üzerine İnsan Hakları Derneği ilgili resmi makamlara başvurularda bulundu. Yaşanan üç vakada da hükümet aynı tavrı takındı ve hiçbir aşamada kamuoyuna açıklama bulunmadı. Milletvekillerinin Meclis Başkanlığı’na verdiği soru önergeleri cevapsız kaldı. Aynı şekilde, kayıp yakınları ve hak savunucularının ısrarlı soruları da yanıtsız bırakıldı.
Hurşit Külter
"İlk başvuru sokağa çıkma yasağının yaşandığı Şırnak’ta yapıldı. Külter Ailesi 27 Mayıs 2016 tarihinde oğulları Hürşit Külter’in cep telefonundan “Etrafım sarıldı, hakkınızı helal edin” diyen bir mesaj aldıklarını ve o günden sonra Hürşit Külter’e ulaşamadıklarını söyleyerek İnsan Hakları Derneği’ne başvurdu. İnsan Hakları Derneği bu iddiayla ilgili Şırnak ve Ankara’da resmi makamlara başvuruda bulundu.
"133 gün sonra, 07 Ekim 2016 tarihinde Kerkük’te yaptığı basın açıklamasında Hurşit Külter: Şırnak’ta 13 gün boyunca kayıt dışı gözaltında tutulduğunu ve işkence gördüğünü, sonrasında kendi imkanları ile kaçarak Kerkük’e ulaştığını, bu süreçte ailesine ve basına ulaşma imkanı bulamadığını ve yardım aldığı kişilerin kimliğini can güvenliklerini tehlikeye atmamak için açıklamadığını anlattı.
Müjgan Ekin
"İkinci başvuru Ankara’da yapıldı. Ekin Ailesi 31 Ekim 2016 tarihinde İnsan Hakları Derneği Genel Merkezi’ne yaptığı başvuruda: 24 Ekim 2016 tarihinde Ankara Batıkent’te, görgü tanıklarının beyanına göre, kendilerini polis olarak tanıtan kişiler tarafından bindiği taksiden alınan Müjgan Ekin’in gözaltında kayıt dışı tutulduğundan endişe duyduğunu açıkladı.
"İnsan Hakları Derneği bu iddiayla ilgili Ankara ve Diyarbakır’da resmi makamlara başvuruda bulundu. Aile 30 Kasım 2016 tarihinde İnsan Hakları Derneği Genel Merkezi’nde yaptığı basın açıklaması ile olayı kamuoyuna duyurdu. 14 Aralık 2016 tarihinde aile Müjgan Ekin’in kaçırılmasını gerçekleştiren organize yapının kamera görüntülerini kamuoyu ile paylaştı. 26 Aralık 2016 tarihinde ise baba Esat Ekin İHD Genel Merkezi’nde yaptığı basın açıklaması ile Müjgan Ekin’in 48 gün işkence yapıldıktan sonra Cerablus’ta serbest bırakıldığını ve bu bilgiyi 25 Aralık’ta teyit ettiğini kamuoyuna açıkladı.
Taşkın Yasak
"Üçüncü başvuru Diyarbakır’da yapıldı. İnsan Hakları Derneği’ne yaptıkları başvuruda, Yasak Ailesi 1Aralık 2016 tarihinden beri haber alamadıkları Taşkın Yasak’ın gözaltında olabileceğini açıkladı. Daha önce üç kez Red Hack suçlamasıyla gözaltına alınan Taşkın Yasak için, İHD Diyarbakır’da ve Ankara’da girişimlerde bulundu. İHD avukatlarının İstanbul’da yaptığı girişimlerin hemen ardından 15 Aralık 2016 gecesi Taşkın Yasak evine döndü. Yasak Ailesi “Çocuklarının ve diğer aile üyelerinin can güvenliği” nedeniyle açıklama yapmayacaklarını açıkladı.
"Bu kişilere kim işkence yaptı?"
"Hurşit Külter’in, Müjgan Ekin’in ve Taşkın Yasak’ın sağ olduğu bilgisini almak bizim için sevindiricidir. Bütün bu yaşananlar kayıt dışı gözaltı işlemlerinin yapıldığını ve tamamen keyfi bir sürecin işletildiğini gösteriyor. Bu insanları kayıt dışı gözaltında tutan, işkence yapan kişileri açığa çıkartmak, onlara ne olduğunu açıklamak iktidarın sorumluluğudur.
"Kamuoyunun şahitliğinde devlet yetkililerini “Müjgan Ekin’i kim kaçırdı?”, “ kamera görüntüleriyle tespit edilen bu operasyonu hangi birim/ birimler yürüttü?”, “Müjgan Ekin’i kim nasıl TSK ve ÖSO’nun hâkimiyetindeki Cerablus’a götürdü?” sorularımızı cevaplamaya çağırıyoruz." (NV)