Feminist Yaklaşımlar dergisinden ve Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlisi Özlem Aslan, üç gündür üst üste yazılarla emekli Oramiral İlhami Erdil'in mahkumiyetine eşi Füsun Erdil'in sebep olduğunu söyleyen gazeteyi böyle eleştirdi.
İletişim Araştırmaları Derneği'nden (İLAD) Galatasaray Üniversitesi öğretim görevlisi Füsun Özbilgen de, Hürriyet yazarı Fatih Çekirge'nin "etik kuralları çiğnediğini, kendini mahkeme yerine koyduğunu" belirtti.
Erdil yalanladı, Çekirge ısrarlı
Bugün Hürriyet'in manşetinde, iki gün boyunca Çekirge'nin yazdığı haberler üzerine Erdil'in cezaevinden yazdığı açıklama yer aldı.
Erdil yapılan haberi "dehşet içinde" okuduğunu söylese ve yazara mahkeme zabıtlarına bakmasını tavsiye etse de Çekirge, kadının suçlu olduğu konusunda ısrarlı.
Çekirge, Erdil'in haberini yalanlıyor olmasını bir yana koyup mektubun nasıl bir psikolojiyle yazıldığını tahmin etmeye çalışıyor ve Erdil'in "kol kırılır yen içinde kalır" düşüncesinde olduğunu varsayıyor. Hatta komutanın eşini savunmasını "doğal" karşılıyor.
Çekirge yazısında diyor ki:
"Elbette amacım moral olarak yıkılmış olan Paşa'nın onuruna karşı bir mücadele başlatmak değildi."
"Mesele ordunun sorgulanamaz olması"
Özlem Aslan "Çekirge'nin yazısını günümüz konjonktürü üzerinden okumak gerek. Türkiye'de rejimin bekçileri olarak addedilen ordu mensuplarının ihlalleri ve yolsuzlukları kolayca hasıraltı edilebiliyor. Bunlar münferit vakalar olarak değerlendirilip bu yapının sorgulanamazlığı yeniden üretiliyor."
Erdil'in "münferit bir vaka" denemeyecek bir konumda olduğunu hatırlatan Aslan, mahkumiyetin ordunun halkın gözündeki itibarını sarsmasının doğal olduğunu hatırlattı.
Hürriyet'in de "Türkiye 1958'den beri ilk kez üst düzey bir subayın hapse girmesine şahit olmuştur" diyerek bu gerçeği gördüğünü belirten Aslan "Bu durum kendini ordunun tartışılmazlığı üzerinden kuran militarist söylemi parçalamakta" diye ekledi.
"Burada Erdil'in eşinin ön plana çıkarılıp suçun asıl öznesi olarak ortaya konulmasını bu söylemin kendini aklama ihtiyacı olarak görüyorum. Yani Erdil'in suçu yolsuzluklarda değil 'bir orduya hükmederken bir kadına hükmedememesinde' yatıyor. Militarist söylem kendini kadınları ahlaksız, fettan ve iki yüzlü çizerek aklıyor."(GG/EÜ)