Fotoğraf: ÇHD
Çağdaş Hukukçular Derneği üye ve yöneticisi avukatlar Selçuk Kozağaçlı, Barkın Timtik ve Oya Aslan’ın tutuklu bulunduğu ve toplamda 22 avukatın yargılandığı davanın gelecek duruşması 7-11 Kasım’da Silivri Hapishane Kampüsü duruşma salonunda görülecek.
Bugün Ankara’da bir araya gelen hukuk örgütleri, avukatları, baro başkanlarını, hukukçuları ve kamuoyunu duruşmaya davet etti.
Açıklamada şu örgütlerin imzası bulunuyor: Adalet İçin Hukukçular, ÇHD Ankara Şube, Demokrasi İçin Hukukçular, Hukukçu Dayanışması, İHD Ankara Şube, ÖHD Ankara Şube, Toplumsal Hukuk.
İlk soruşturma 2013’te başladı
İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davayla ilgili süreç, Ocak 2013’te başlamıştı:
“Çağdaş Hukukçular Derneği’ne, Halkın Hukuk Bürosu’na, soruşturma dosyasında adı geçen avukatların ofis ve evlerine Ocak 2013’te baskınlar düzenlendi. 2017 yılında yeni bir baskın ve gözaltı dalgasıyla başlayan, 17 avukatın tutuklu yargılandığı, toplamda 20 avukat hakkında görülen ikinci dosyanın hükmü Barkın Timtik ve Selçuk Kozağaçlı yönünden bozuldu ve onlar yönünden şu an derdest olan dava ile birleşti.
Dava kapsamında Selçuk Kozağaçlı’nın toplam tutukluluğu 6 yılı, Barkın Timtik’in toplam tutukluluğu 5 yılı doldurdu. Oya Aslan da 2 yıl 9 aydır tutuklu.”
“Gizli tanıklar mahkemede dinlenmedi"
Açıklamada, avukatların, takip ettikleri davalar, müvekkilleri ve mesleki faaliyetleri, hapishane ziyaretlerinin suçlama konusu olduğunu belirttiler:
“Suçlamaların delili olarak ise bir kısım itirafçı tanık ve gizli tanık beyanları ile 2004 ile 2006 yılları arasında Hollanda Belçika ülkelerinden Türkiye’ye getirildiği söylenen yazışma içerikleri gösteriliyor.
“10. yılına varmış olan yargılama sürecinde, savcılık tarafından sunulan ve delil kabul edilen gizli tanık ve itirafçı tanıklar mahkeme huzurunda dinlenmedi. Görülen sayısız celseye rağmen savcılık makamı tarafından iddianamede ve mütalaada dayanılan bu tanıklar dinlenilmediği gibi tanıkların dinlenilmesi için de bir işlem yapılmadı. Sanık avukatların ve savunma avukatlarının bu yöndeki talepleri ise ya yok sayıldı ya da reddedildi.
“Belgelerin delil niteliği belirsiz”
“Dosyanın en önemli delili olduğu söylenen Hollanda-Belçika belgeleri diye anılan belgelerin delil akıbeti de belirsiz durumda. Sanık avukatlar ve müdafilerinin ısrarlı taleplerine rağmen bu belgelerin gerçekte var olup olmadığı ve delil niteliğinin bulunup bulunmadığı tespit edilememiş durumdadır.
“5 Ocak 2022 tarihli duruşmada mahkemece bu belgelerin bulunduğu iddia edilerek ve Adli Tıp Kurumuna sevk edilmiştir. Dosyaya giren sınırlı incelemelerde analize gönderilen verilerin dosyada bulunan belgelerle çoğunlukla tutmadığı gibi tevdi edilen içerikte bulunmaması gereken ses kaydı gibi başka cinsten verilerin de bulunduğu anlaşılmıştır.
Polis ve savcının sicili de şaibeli
“Söz konusu belgeleri yurt dışından Türkiye’ye getiren, inceleyen ve raporlayan polis ekibi ile soruşturan savcıların kimlikleri düşünüldüğünde söz konusu belgeler tamamen güvenilmez bir hale gelmektedir. Zira delilin ülkeye gelişi ve ilk analizine dair tutanaklarda imzası bulunan polislerin tamamının pek çok dosyada sahte delil imal ettikleri yargı kararlarıyla sabit durumdadır.
“ÇHD'li avukatlar hakkındaki yargılamanın her safhasında parmağı olan polis ve savcı ekibi şaibeli sicilleri kamuoyunca da bilenen kişilerden oluşmaktadır.
“7 Eylül 2022’de görülen son duruşmada mahkeme heyeti herhangi rapor tebligatı yapmamasına rağmen bu belgelere ilişkin dosyaya giren ön rapor ve eklerinin incelenip beyanda bulunulabilmesi için dahi süre vermeyerek 7 Kasım ve takip eden günlerde görülecek duruşmada sanık avukatların son savunmalarının alınacağını bildirmiştir.
“Üstelik savcılık tarafından ilk mütalaa tarihinden beri dosyaya giren dijital inceleme raporu, sunulan yeni bilgi ve talepler bulunmasına karşılık “mütalaamızı tekrar ederiz” ötesinde bir savcılık görüşü sunulmayarak tüm dosya safahatı yok sayılmıştır.
Tüm talepleri reddedildi
“Savunma avukatlarının 3 Ekim 2022 tarihinde dosyaya sunduğu tüm tevsii tahkikat talepleri mahkeme heyetince 24 saat içinde 4 Ekim 2022 tarihinde reddedilmiştir.
“Hal böyle iken gerekli inceleme ve araştırmalar tamamlanmadan; deliller yönünden halen masada olan bu şüpheler giderilmeden mahkeme ve başsavcılık eliyle dava hızlı bir şekilde bitirilmeye çalışılıyor.” (AS)