Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayeti davası dokuzuncu senesine giriyor.
Yeniden görülen davanın bugün İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan altıncı duruşması öncesinde dava avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu ile davada eksik kalanları ve yeni soruşturma ile beraber yargılamadan nelerin beklenebileceğini konuştuk.
Bakırcıoğlu 2007’den beri davada üç noktanın hep eksik kaldığına dikkat çekiyor. Örgütün üst yapılanmasının ve örgütün bağlantılarına ulaşılamadığını belirten Bakırcıoğlu diğer bir eksik nokta olan cinayette ihmal ve sorumlu olan kamu görevlilerinin soruşturulmasının ise 2014 itibariyle başladığını, bunun olumlu bir gelişme olabileceğini söylüyor.
"Kamu görevlileriyle ilgili iddianame hazırlanmalı"
Ancak, soruşturma ve iddianamenin tüm sorumluları kapsayacak ve bütünsel sorumluluğu esas alacak şekilde hazırlandığı takdirdi.
“Dosyamız 2007’den beri açık. İstanbul Savcılığı en son 18 Mayıs 2014’te Sabri Uzun’un şüpheli sıfatıyla ifadesini almasıyla birlikte Dink cinayetinde sorumluluğu olan kamu görevlilerini soruşturmaya başladı. Altmışın üzerinde kamu görevlisinin ifadesi alındı. Trabzon İl Emniyeti, Trabzon İl Jandarma Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü, İstanbul Vali Yardımcısı ve dönemin İstanbul MİT Bölge Başkan Yardımcısı da dahil olmak üzere ifadelerini aldı ve büyük ölçüde kamu görevlileri hakkındaki iddianame tamamlandı.”
Bakırcıoğlu bu gelişmenin olumlu olduğunu ancak yine de iddianamenin kimler hakkında hangi sevk maddelerinden düzenleneceğinin önemli olduğunu belirtiyor.
"Yargıtay'ın kararına rağmen Savcılık soruşturmayı derinleştirebilir"
Yargıtay 9. Ceza Dairesi Mayıs 2013’te İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını bozduğunda davanın diğer bir avukatı olan Fethiye Çetin bianet’e “Yargıtay’ın ‘terör örgütü’ yerine ‘suç örgütü’ üyeliği ve yöneticiliği üzerinden bozma kararı kabul edilemez” demişti.
Bakırcıoğlu da Yargıtay’ın yaptığı örgüt tanımının var olan sanıklar üzerinde olduğunu belirtmekle birlikte İstanbul Savcılığı’nın soruşturmayı genişletme imkanının hala olduğuna vurgu yapıyor.
“Mahkeme Yargıtay’ın çizdiği çerçeveye bağlı kalır, örgütü Yargıtay’ın tanımladığı şekilde tanımlarsa ve bu örgütün bağlantılarına ulaşmak için yargılamayı derinleştirmezse, Yargıtay kararı bize çok fazla olanak sunmuyor. Fakat İstanbul Savcılığı açık olan soruşturma dosyasında örgütü soruşturma imkanı da mevcut ve örgütün üst yapılanmasına ulaşmak için de soruşturmayı derinleştirebilir. Bu olasılık olarak önümüzde duruyor. Bunu İstanbul savcılığının tutumu belirleyecek.”
Bakırcıoğlu mahkemenin tavrınınsa bugüne kadar Yargıtay’ın bozma kararı çizgisinde ilerlediğini, bunun değişeceğini düşünmediklerini ifade ediyor.
TIKLAYIN - "Dink Cinayeti, Sıradan Bir suç mu?"
"Dink davası iç çatışmanın aracı haline getirilmemeli"
Bakırcıoğlu’nun diğer vurguladığı bir nokta ise Dink cinayeti yargılamasının bir çatışmanın aracı haline getirilmemesi.
“2007’den beri aynı şeyi söylüyoruz” diyen Bakırcıoğlu söz konusu kamu görevlilerinin sorumluluğu olduğunda İstanbul Savcılığı’nın bugüne kadar bütünsel sorumluluğu esas alarak soruşturma yürüttüğünü belirterek şöyle devam ediyor:
“İstanbul savcılığı bahse konu tüm bu kurum görevlilerinin tamamının şüpheli sıfatıyla ifadesini aldı. Eğer iddianame de bu bütünsel sorumluluğa uygun hazırlanırsa, o zaman biz iç çatışmaya aracı yapılmayan ve Dink cinayetinde somut gerçeğe ulaşmaya çalışan bir iddianameden bahsedebileceğiz. Ama aksi durum gerçekleşir, cinayet bir grup bir kesim üzerinden tarif edilir ve kamu görevlilerinin bir kesimi bu davanın dışında tutulursa Dink cinayeti bir çatışmanın aracı haline getirilmiş olur.”
Özetle ne yapılmalı?
Özetle dokuzuncu yılında Dink cinayeti davasına bakıldığında yargıdan beklenen kamu görevlileri soruşturması hakkındaki iddianamenin bütünsel sorumluluğa uygun hazırlanması, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturmanın derinleştirilmesi ve Trabzon’da görülen Ali Öz davasının da Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun davaların birlikte görülmesi ilkesince birlikte görülmesi.
Bakırcıoğlu bu şekilde Hrant Dink cinayeti davasında somut gerçeklere ulaşılabileceğini vurguluyor. (EA)