Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Hrant Dink cinayeti davasında, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararının, ''Sanıkların atılı suçları örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediği'' gerekçesiyle bozulmasını istedi.
NTV'nin haberine göre, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın tebliğnamesinde şu ifadelere yer verildi:
"Son eylemin sıradan bir insan öldürme eylemi olmadığı, dosyadaki eylemlerin, devletin birlik ve bütünlüğünü bozmak, otoriteyi zaafa uğratmak, kamu düzenini bozup ülkede kaos, kargaşa ve güvensizlik ortamı oluşturmak, huzursuzluk ortamına zemin hazırlamak, ülkemizi uluslararası arenada sıkıntıya sokmak şeklinde amaçlarının olduğu açıktır."
"Sanıkların kişisel özellikleri, geçmişleri, hedef gözetilen kişilerin etnik ve dini özellikleri ve ülkemizde yaşayan insan profili göz önüne alındığında, olayın henüz ilk aşamasındaki etkin soruşturma eksikliği sebebiyle sanıkların birliği bozmayı hedeflemelerindeki amaçlarının tespiti mümkün olamamış ise de böyle bir amacın varlığını ilk başta tespit edememek, TCK'nın 302/1. maddesindeki kasıtla hareket ettiklerinin tespit ve değerlendirmesine ve hukuki nitelendirme yapmaya engel değildir."
"Durduk yere, amaçsız bir şekilde sırf 'örgüt kurdu' desinler diye hiç kimse bir araya gelmez. Sanıkların mensubu bulundukları silahlı terör örgütünün yöneldiği ve gerçekleştirmek istediği amaç açısından elverişli fiili gerçekleştirdikleri tarih itibarıyla ülke genelindeki toplumsal etkinliğinin olup olmadığını aramaya gerek yoktur. Zira devletin birliğini bozma suçu bir tehlike suçudur ve gerçekleştirilen eylemlerin sonuncusu ile de bu tehlike gerçekleşmiştir."
"Örgüt var ama bulamadık"
19 Ocak 2007'de öldürülen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink ile ilgili dava beş yılın ardından, 17 Ocak 2012'de, 25. duruşmada karara bağlandı.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 23 Şubat 2012'de açıkladığı gerekçeli kararda da şu ifadeler yer alıyordu:
"Delil olmadan sadece bir kısım mantıksal yorumla terör örgütü suçundan mahkumiyet kurulması ceza hukukunda mümkün değildir. Örgüt var ise nerede, ne zaman, hangi amaç ile kurulduğu tespit edilememiştir."
"Örgütü kuranların karşılıklı iradelerinin hangi prensip ve suçlar etrafında oluştuğu tespit edilememiştir. Devamlılık gösteren bir yapı var ise 19 Ocak 2007 tarihinden sonra ne tür eylemler içerisinde olduğu bilgisi elde edilememiştir."
Dink ailesinin avukatı Fethiye Çetin, bianet'te yayınlanan "Hrant Dink Cinayeti, Kovuşturma ve Yargılama" başlıklı yazısında şöyle diyordu:
"Cinayetin ertesi gününden itibaren basın organlarının hemen hepsinde yayınlanan ve Hrant Dink'in öldürülmeden bir hafta önce kaleme aldığı iki yazı, Dink ailesinin anlattıklarını doğruladığı gibi, katilin nerede aranması gerektiğini gösteriyordu. Bu iki yazısında Hrant Dink aynı isimlere işaret ediyordu. Savcılar, bu yazıları da görmezden geldiler." (AS)