İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in Barış ve Demokrasi Partisi'ni (BDP) hedef alan ve "terör" tanımını "Resim yaparak, tuvale yansıtmaya" kadar genişleten konuşması büyük tartışma yarattı.
İçişleri Bakanı'nın yasal siyasi bir partiden söz ederken "Masum bir dernek veya masum bir kooperatifle karşı karşıya değiliz" demesine karşılık BDP Grup Başkan Vekili Hasip Kaplan, "Bu açıklamalarıyla Bakan, sürmekte olan Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) yargılamalarını etki altına almak istiyor" yorumunda bulundu.
"Bakan, açıkça Anayasa suçu işlemiştir"
Kaplan, "BDP, Anayasaya göre kurulmuş, Meclis'te grubu bulunan, yasal, demokratik bir parti olup, bütün faaliyetleri, çalışmaları yasalar çerçevesindedir. Bakan dahi olsa hiç kimse BDP'yi yasa dışı gösterme, siyaset dışına itme hakkına ve haddine sahip değildir" dedi.
Kaplan, İçişleri Bakanı'nın açıklamasının Anayasa'ya göre suç olduğunu, konuşmadaki ifadelerin BDP'yi hedef gösterdiğini ve tehdit ettiğini belirtti; "Bakan, açıkça Anayasa suçu işlemiştir" dedi.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise, Şahin'in sözlerine Twitter'dan yanıt verdi.
Demirtaş, "Bazı İçişleri bakanları vardır ki, kendileri 1915 modeldir. Bunların bir de 38 modelleri var ama onlar çok gaz yakıyorlar. Motor performansları fena sayılmaz ama egzoz sesleri biraz yüksektir, konuşuyorlarmış gibi gelir size. Bu modellerin iki "küçük" eksikleri var. Direksiyonları ve frenleri yoktur, nereye gideceklerini ve nerede duracaklarını bilemezsiniz" dedi.
Şahin'in, "psikolojik terör" ve "bilimsel terör" ifadelerini kullanarak sanatçıları, bilim insanlarını, akademisyenleri, yazarları hedefe koyan konuşmasına milletvekillerinden olduğu kadar yazarlardan da tepki geldi.
"Birileri kendine göre gerekçeler uydurarak, makulleştirerek, teröre destek veriyor. Resim yaparak, tuvale yansıtarak, şiir yazarak, şiire yansıtıyor, günlük makale yazarak. Hızını alamıyor. (...) Arka bahçe İstanbul'dur, İzmir'dir, Bursa'dır, Viyana'dır, Londra'dır, Washington'dur, üniversitede kürsüdür, dernektir, sivil toplum kuruluşudur. Oraya da sızmışlardır"
"Maydanozla, pırasalar birbirine karışıyor. Bir kısmı zehirli bir kısmı faydalıdır. Ancak bunu yiyince anlıyorsunuz. Bazıları hepsini yeşil görüyor. Arka tarafını ayırt etmekte zorlanıyoruz" diyen İçişleri Bakanı hakkında yapılan yorumlar şöyle:
Bakan böyle olursa, polis nasıl olur?
* Türkiye yıllarca, bu şekilde bir düşünce yapısıyla, yani 'otoriter rejim'le yönetildi. Dersim olayı da bu anlayışın tipik örneklerinden birisidir. Sıradan kadın ve çocukları da dolaylı olarak "İsyancılara destek verebilirler" gerekçesiyle hedef alabilen mantıkla o mantık arasındaki benzerliği görmek zor değil.
* Herkesin susturulması'nı düşünebilen bir kültür üzerinden demokrasi veya özgürlük adına küresel standartlarda bir tablo çıkmaz.
* İçişleri Bakanı'nın ilk çıkışı değil bu. Çok uzun zamandan beri ne yazık ki, sürekli aşmaya çalıştığımız günleri aratmayan çıkışlar yapıyor. Böyle bir İçişleri Bakanı'yla, bir dönem boyunca yakalamış olduğumuz özgürleşme ivmesini gerçekten sürdürebileceğimize ihtimal vereniniz var mı?
* Tabii bakan bu şekilde konuşunca, onun yönettiği polis, polisin etkileşim içinde olduğu yargı sistemi nasıl çalışabilir? Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, bu söylenenlere nasıl bir tepki verdiğini de merak ediyorum.
* İçişleri Bakanı'nın bu son değerlendirmesi bir yanlışlığın ötesinde, kendine hâlâ yükselme yolu aramaya çalışan ve belli bir zemini de olan tehlikeli bir eğilime işaret ediyor.
Marangoz hatası mı?
* İçişleri Bakanı "bir marangoz hatası" mı?
* İktidar mücadelesinin önemli ölçüde son bulduğu, bu durumda, ihtiyaç duyulan destekleyici diğer sürecin artık "demokratikleşme" değil, "iktidar konsolidasyonu" olduğu kuşkusu doğmaya başlıyor. Kanıt mı? İşte İçişleri Bakanı.
* Cümleleri okuduğumda da içim bulanmıştı, yazarken de bulanıyor. Hangi AK Parti'den bu bakan? Zamanımıza hangi çağdan ışınlanmıştır?
* Her ağzını açışında özgürlüklerin ruhunu hedef alıyor, 12 Mart, 12 Eylül askeri savcılarını çağrıştırıyor.
* Kötü ve kaba sağcılığın, soğuk savaş mantığının, 70'li yılların Komünizmle Mücadele Dernekleri dilinin bu kadar tehlikeli ve çapsız haliyle çoktandır karşılaşmamıştık bu ülkede.
* Ama mesele "bakan'da değil... Mesele "tercih"te...
* Soru açık: Tercih bakan tercihi mi yoksa siyasal tercihi mi? Marangoz hatası mı yoksa marangozun yeni tarzı mı?
* Başbakan şiddetle mücadeleden söz ederken, sıkça "demokrasiden, haklardan, özgürlüklerden asla ve asla taviz vermiyoruz" der. Nasıl? Bu bakanın, bu zihniyetin tüm tarlayı yakma mantığı, siyasi alanı, düşünceyi, ifadeyi imha etme mantığıyla mı? Bu soru her yönüyle 2012'de yanıt bekliyor.
Taraf yazarı Emre Uslu/Twitter
* Bence INS acilen inadından vazgeçip danışmanların yazdığı metinden konuşma yapmalı. Ben irticalen konuşurum derse böyle konuşuyor çünkü.
* Devlet "terörle mücadele" yürütürken, birileri de teröre destek veriyormuş... Kimmiş mi onlar? Bakan Şahin'e göre neredeyse herkes. İnsan okurken ürperiyor. Ne kadar yanlış bir yaklaşım. (IC)