Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Meclisi dün yaptığı toplantının ardından bir sonuç bildirgesi yayınladı.
Bildirgede anahatlarıyla şu noktalar vurgulandı.
* “Yaşadığı darbelerin izlerini henüz silememiş, bunların acılarını taşıyan, hala 12 Eylül darbe anayasası ile yönetilen halklarımız ve siyasi partiler 15 Temmuz darbe girişimini sahiplenmemiş, karşı durmuş, yol vermemiştir.
Darbe ortamı
* “Bu darbe girişimine Türkiye adım adım sürüklenmiştir. Keyfi yönetim tarzı, hukuk dışı davranışlar, anayasa tanımazlık, savaş ve şiddetten beslenme, kutuplaştırıcı siyaset, gerginlik ve nefreti kışkırtan ötekileştirme, güvenliksiz ortam, devlet gücünü tek elde toplama, otoriter yönelimler darbe girişimcileri için uygun ortam yaratmıştır.
“Kürt sorununda barış ve çözüm sürecinin durdurulması ve içeride savaşın tırmandırılması, ilçelerde yüzlerce gün süren ve defalarca ilan edilen sokağa çıkma yasakları, yaratılan yıkım, mahallelere tankla topla girilmesi ile orduya büyük bir inisiyatif ve alan sağlanmıştır.
“Patlayan bombalar, ölümler ve cenazeler; düşünce, ifade ve iletişim özgürlüğünü kullanan aydın, akademisyen, gazetecilere yönelik baskılar ülkeyi demokratik ortamdan uzaklaştırmıştır.
“Dış politikada, özellikle Ortadoğu bölgesinde yapılan büyük ve vahim hatalar bu darbe girişimini cesaretlendirmiştir.
OHAL yöntemleri
* “Partimiz dün olduğu gibi bundan sonra da her tür darbeye karşı mücadelesini sürdürecektir.
“Belirleyici olan darbe tehlikesi ortadan kalktıktan sonra ortaya koyulacak tutumdur. Darbeye karşı mücadele doğrudur, meşrudur, haklıdır. Ama uygulanan yöntemler yanlıştır.
“Olağanüstü hal aracılığıyla evrensel hukuk ve temel hakların çiğnenmesi, işkence ve kötü muamelenin yaygınlaştırılması, 30 gün gözaltı süresi, özel yargılamalar, idam cezasının gündeme getirilmesi, temel insan haklarına ve Türkiye’nin imzalamış olduğu başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Birleşmiş Milletler Sözleşmeleri’nin amir hükümlerine ve diğer uluslararası demokratik anlaşmalara aykırıdır.
“Darbe girişimini, hükümete muhalif olanların kamu görevlerinden tasfiye edilmesinin, demokratik hak ve özgürlüklerin daha da kısıtlanmasının; emekçilerin grev ve direnişlerinin yasaklanmasının; çevre hukukunu aşındırarak ve ÇED raporlarını gereksiz kılarak doğa ve çevrenin talan edilmesinin fırsatı ve aracı haline getirmek gibi faydacı yaklaşımlar kabul edilemez.
“Türk tipi başkanlık sistemi kaybettirir”
* “Türkiye’nin kanun hükmünde kararnamelerle yönetileceği, Bakanlar Kurulu’na cumhurbaşkanının başkanlık edeceği, valilerin yetkilerinin arttırılacağı OHAL rejimi döneminde ‘Türk tipi başkanlık sistemi’ni fiilen işletme anlayışı hepimize kaybettirecektir.
* “Toplum darbe veya demokratik olmayan yönetim arasında seçim yapmak zorunda bırakılmamalıdır. Bizler bu tercihleri kesinlikle reddediyoruz.
Demokratik çözüm vurgusu
* “Tarihsel ve köklü sorunlarımızı konuşarak, müzakere ederek aşmalı, yeniden çözüm sürecine dönerek eşit ve birlikte yaşamın olanaklarını değerlendirmeliyiz.
“İmralı'da Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik bir yılı aşkın tecride son verilmeli, ailesinden ve avukatlarından başlanarak İmralı’ya heyetler gönderilmelidir. Bu birçok olumlu adımın önünü açacaktır. Kürt meselesi şiddetten arındırılıp demokratik bir çözüm bulunmadıkça, darbe mekaniği kendisini yeniden üretecektir.
* Farklılıklarımıza rağmen bütün demokrasi güçlerini meydanlarda eşitliği, özgürlüğü, demokrasiyi, emeğin haklarını savunmaya davet ediyoruz. Bizler bir yandan darbeye karşı, diğer yandan otoriter yönetim anlayışlarına karşı demokrasinin ve özgürlüğün savunucusu olacağız.
Çağrı
Siyasi partilerden sivil toplum örgütlerine, sendikalardan meslek odalarına, kadın, gençlik ve çevre örgütlenmelerine kadar herkesin toplumun demokratik geleceği için ortak mücadeleye çağrıldığı bildirgede, demokratik bir uzlaşı zemininde buluşma çağrısı yapıldı.
“Gelin toplumsal muhalefeti dikkate alan yeni bir anayasayı hep birlikte yapalım. Gelin Kürt sorununda barış sürecine, silahsızlanmaya geri dönüşün olanaklarını yaratalım, bu savaşı bitirecek adımları karşılıklı atalım.
“Gelin bu ülkenin Alevisi’ne eşit yurttaşlık, bu ülkenin Kürdü’ne kendini yönetme, anadilinde yaşama hakkını sağlayalım. Gelin bu ülkenin çalışanı, alın teriyle üreten emekçisi için özgürlüğü ve eşitliği bizler gerçekleştirelim.
“Gelin kadınlara yönelik şiddet ve eşitsizliği birlikte ortadan kaldıralım. Bunları yapalım ki, bir daha ordu içinde ve dışında, yurt içinde veya dışında kimse aklından darbeyi geçirme cesaretini bulamasın.” (YY)