Haberin Kürtçesi için tıklayın
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Hayatın Sesi televizyonunda yayınlanan Ne Yapmalı Nasıl Yapmalı programında gündemi değerlendirdi.
“Kürt sorununu siyasetle değil de savaşla çözmeye çalışan egemen akıl darbe zeminini yaratmıştır, darbe tehlikesinin ortadan kalkması için de acil demokrasi sorunu çözülmelidir.”
Yüksekdağ anahatlarıyla şu noktalara değindi.
“Atılmak istendiğimiz Meclis’i de savunuruz”
“Darbeye karşı dört partinin imzaladığı metni onaylamakta hiçbir tereddüdümüz olmadı. Diğer siyasi partilerle nasıl çelişkiler yaşarsak yaşayalım darbeye karşı tavrımız nettir. Meclis’in felç edilmiş olduğu koşullarda dahi biz o Meclis’teki temsiliyeti savunuruz, bizim atılmak istendiğimiz Meclis’i dahi savunuruz.
“Erdoğan Meclis içindeki bir siyasi partiyi iterek kutuplaştırmayı arttırıyor. Bu kutuplaştırmanın esasını demokrasi ve otoriter siyaset arasındaki kutuplaşma olarak görüyorum. Ya demokratik bir çözüm gelişecekti ya da otoriterlik geliştirilecekti.
“Cumhurbaşkanına çağrı yaptık, darbe tehdidine karşı diyalog geliştirmeli diye. Mesele Saray’a gidip gitmemek değildir. Diyaloğun adresi Meclis’tir. Siyaset kurumu darbe koşullarını yaratan Saray’a gitmiştir. Meclis’i bypass ettiler, şimdi liderlerini Saray’da toplayarak gönüllerini almaya çalışıyor.
TIKLAYIN - CUMHURBAŞKANI NEDEN ÜÇ PARTİYİ ÇAĞIRIP HDP'Yİ ÇAĞIRMADI
CHP mitingi
“AKP katılacağını ifade ettiği için CHP'nin darbeye karşı mitingine katılmadık. Ancak CHP'nin mitingini olumlu buluyoruz. Herkesin sokakta özgürlük alanlarını savunması çok önemlidir.
Darbe yapabilecek gruplar
“Askeri darbeye karşı sokağa çıkan darbe içerisinde başka bir darbe yapabilecek gruplar olduğunu gördük. Herkese demokratik bir güvence sağlanmazsa bu kesimler başka bir darbe gücü olarak gelişecekler. Bu sokağa çıkan kesimlerin bir iç savaşın gücü olmayacağının hiçbir garantisi yoktur. Ancak sokağa çıkanların tamamını IŞİD’ci olarak tanımlamak yanlıştır.
“Halkı sokağa çağırıyorsunuz ama halkın yönetimde bulunmasını istemiyorsunuz. Darbe zemininin ortadan kaldırılması için yetkilerin halka dağıtılması gerekiyor. Devlet mekanizması sanki az tekeldeymiş gibi daha çok tekleştirelim diyorlar. Ama olması gereken daha fazla halka yaymaktır. Devlet mekanizmasını enişteler, kayınçolar yönetiyor. Tek devlet diye diye devlet mekanizmasını çökerttiler.
"Kime yapılırsa yapılsın işkenceye karşıyız"
"Askerlere, generallere yapılan işkence ile hesaplaşmazsanız işkenceyi olağanlaştırmaya çalışıyorsunuz demektir. Hükümetin yapması gereken tek açıklama “Evet işkence oldu ama önleyeceğiz" olmalıydı. İşkenceye kime, ne için olursa olsun karşıyız. İnsan haklarını gözetmeyen darbe karşıtlığının samimiyeti yoktur.
Nefret ortamı
"Darbe içerisinde olsun olmasın, binlerce insan gözaltına alındı, görevden alındı. Büyük bir nefret ortamı oluşturuluyor.
“İdam tartışması yapmak artık son sınırı gelmiş olduğumuzu gösteriyor. Böyle bir tartışma yapılıyorsa, siyasi iktidar yaşadıklarından hiç ders çıkaramamış demektir. İdamı geri getirme tartışmaları bir güçsüzlük ilanıdır. Sorunu ancak öldürerek çözebileceklerini düşünüyorlar.
TIKLAYIN - DEMİRTAŞ: ÜÇ PARTİNİN ANLAŞMASI SORUNLARI ÇÖZMEZ
Darbe koşulları
“Bizim için önemli olan Gülen’in Türkiye’ye getirilip getirilmemesi değil, Gülen gibi darbecilerin türeyebileceği koşulların ortadan kaldırılmasıdır.
“OHAL ile her yetkinin güvencesi sağlanmış durumda. Bugün yapmıyor olabilir ama yarın yapabilir. OHAL yetkilerini tam olarak kullanmadıkları için bizim “Teşekkürler ne iyisiniz” dememizi mi bekliyorlar?
“Eğer HDP iktidarda olsaydı darbeye karşı darbe kurumları ile karar almazdı. Her şeyden önce MGK’yı, YÖK’ü lağveder demokratik halk iradesini açığa çıkarırdı. Bu koşullar yaratılırsa darbe zemini zaten var olamaz. Darbeye karşı en etkili çözüm halkın siyasetin merkezinde olmasıdır. Ama AKP diyor ki ‘Halk sokakta olsun, sadece beni korusun.’
“Polis siyasallaşıyor”
"Orduyu sivil siyasete bağlarken polis kurumunu siyasallaştırıyorlar. Ordu da polis de asla siyasetin bir merkezi olarak tanımlanamaz, kullanılamaz.
“Demokrasi için birlik amacından, hedefinden hiçbir zaman vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Darbeden önce güçlü bir blok oluşturabilseydik darbe girişimine karşı demokrasiyi daha güçlü savunabilirdik. Bizim işimiz bundan sonra başlıyor. Önümüzdeki süreçte darbeye ve diktaya karşı sokaklarda daha fazla bulunacağız. İstanbul’da yaptığımız miting yapacağımız mitingler dizisinin bir parçasıydı.” (YY)