Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü ve Mardin Milletvekili Ebru Günay, partinin Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısıyla gündeme dair konuştu.
TIKLAYIN - Kobani iddianamesi kabul edildi
Bundan 25 yıl önce, 8 Ocak 1996’da İstanbul’da haber takip ederken polislerin öldürdüğü Evrensel Gazetesi muhabiri Metin Göktepe’yi andıktan sonra konuşmasına başlayan Günay şu değerlendirmelerde bulundu.
“Katliamların karanlıkta kalmasına izin vermeyeceğiz”
Paris’te üç Kürt siyasetçi kadının öldürülmesi: Sakine Cansız, Leyla Şaylamez ve Fidan Doğan’ın katledilmesinin üzerinden 8 yıl geçti. 8 yıldır bu katliam, ilgili devletlerin müdahalesiyle karanlığa itilmeye çalışılıyor, aydınlatılmasına izin verilmiyor. Biz bu katliamın faillerini de iyi tanıyoruz ve ne olursa olsun halklara, kadın mücadelesine, özgürlük arayışına karşı gelişen hiçbir katliamın asla karanlıkta kalmasına izin vermeyeceğiz.
“Yurttaşın cebini soydular”
Asgari ücret: AKP-MHP iktidarı, 2021 yılına; yaşanan ekonomik krizi, halkın sırtına yüklemek, yandaşlarını ise halktan topladığı kaynaklarla zenginleştirmek için hızlı bir giriş yaptı.
Yeni rejime Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişte ‘her şeyi hızla’ halledeceğiz diyen Erdoğan’ın hızdan kastının zam hızı, yandaşı zengin etme hızı olduğunu bir kez daha gördük. Asgari ücretle çalışan on milyon yurttaşımıza verilen yüzde 21,6’lik ücret artışı, bir günde geri alındı. Bu kadar hızlı şekilde yurttaşın cebini soyan başka bir iktidar tarih boyunca görülmedi.
“Akademi iktidara biat etmeyecek”
Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyım rektör: Boğaziçi Üniversitesi, Pamukkale Üniversitesi, Çağ Üniversitesi, Antalya Bilim Üniversitesi için yapılan işlemler rektör atamaları değil, kayyım atamalarıdır.
Kayyım AKP/MHP iktidarının vazgeçilmezi ve yönetim biçimidir artık. Türkiye toplumu, öğrenciler, geleceğe umutla bakmak isteyen hiç kimse bu duruma rıza göstermiyor, bu dayatmayı kabul etmiyor. Boğaziçi Üniversitesinde yükselen tepki toplumsal itirazın en yalın ifadesidir. Meşru ve haklı protestolardır. Öğrenciler, akademisyenler iktidara biat etmeyerek demokratik protestolar gerçekleştiriyorlar.
“Erdoğan kendi imzasına sahip çıkmıyor”
AİHM Demirtaş kararı: AİHM kararı son 5 yılda demokratik siyasete karşı işlenen bütün suçların uluslararası hükmü niteliğindedir. AİHM hükümetin savunmasında yer alan ‘Demirtaş aleyhinde çok fazla soruşturma olması bile örgüt üyeliğine delildir’ ifadesine itiraz ederek, ‘Aksine çok fazla davasının olması dokunulmazlıklar kaldırıldıktan sonra başlayan yargı tacizi ile ilgilidir’ diyerek reddediyor.
Türkiye AİHM kararlarını uygulamayarak Anayasa’yı yok sayıyor. Buna göre ‘Milletlerarası antlaşmaların kanun hükmündedir’. 7 Mayıs 2004 tarihinde yapılan bu düzenlemenin altında AKP iktidarının, Erdoğan’ın imzası var. İşte söz konusu hak ve özgürlük olunca bu iktidar kendisini de inkâr ediyor, imzasına sahip çıkmıyor. Bugünün AKP’si 2004’ün yılının AKP’sini tanımıyor.
“İktidar çaresiz”
Kobanê iddianamesi: Bu iddianame, kifayetsiz iktidarın liyakatsiz savcılarının hazırladığı bir hukuk garabetidir. Sözde iddianameden aldığımız bu örnekler değil bir yargılama belgesi, olsa olsa bir mizah dergisine kapak olur.
Bu akıllara ziyan iddianameyi yazan savcılara mı, yoksa 3 bin 530 sayfa iddianameyi 325 ek klasörü kabul eden hâkimlere mi laf edeyim bilemedim. Bu iddianame iktidarın çaresizliğinin, zavallılığının en önemli göstergelerinden biri olarak tarihe kaydedildi. Bu hukuksuzlukları yapanlar eninde sonunda adil bir yargı önünde insanlığa karşı işlediği tüm suçların hesabını verene kadar da mücadelemize devam edeceğiz. (EMK)
Görsel: Mezopotamya Ajansı