* Fotoğraf: HDP İzmir
Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütüne 16 Haziran’da düzenlenen ve Deniz Poyraz’ın öldürüldüğü saldırıya dair bugün İzmir’de açıklama yapıldı.
HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu üyeleri ile dava avukatlarının İzmir’deki basın toplantısında, Komisyon Üyesi Avukat Türkan Aslan Ağaç, ÖHD avukatı İmdat Ataş ve diğer avukatlar hukuki sürece dair bilgi verdi.
“Cinayetin araştırılmaması için fikir birliği”
Avukat Türkan Aslan Ağaç, olayla ilgili hazırlanan iddianamenin kabul edilerek İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldığını belirtti:
“Siyasi iktidar ve kolluk büyük uyum ve kararlılık içinde siyasi cinayetin tüm boyutlarıyla araştırılmaması için zımni bir fikir birliği içinde çalışma yürütmüştür. Olayın gerçekleşmesinden önce ve olayın gerçekleştirildiği anda kolluk büyük bir zaaf içinde olmuştur.
“Türkiye’nin üçüncü büyük şehrinde Türkiye’nin üçüncü büyük partisine yönelik saldırıya kolluğun gecikmesini, olay sırasında müdahale edilmemesini ve delillerin toplanmasında yaşanan ihmalkarlığı bir zaaf zinciri olarak tanımlamak mümkün. Aynı özensizliği benzer siyasi saldırılarda da görmek mümkün.”
“Kolluğun zaaf zinciri”
Türkan Aslan Ağaç, “zaaf zinciri” diye nitelediği eylemleri şöyle sıraladı:
- Sivil giyimli TEM ve asayiş şube polisleri, saldırının gerçekleştirildiği binanın önünde olmalarına rağmen saldırıyı engellememiştir.
- Bütün binada yapılması gereken araştırma yapılmadan diğer katlardaki insanların giriş çıkışı serbest bırakılmıştır. Oysaki kolluğun telsiz konuşmalarından katilin katlar arasında dolaştığı bilinmektedir.
- İş merkezinde kendisine yardım eden kişi ya da kişilerin olup olmadığı konusunda bilgi bulunmamaktadır. Bu konuda kolluk hiçbir araştırma yapmamıştır.
- Saldırının olduğu il binasında kapalı olan örgütlenme odası açılmayarak inceleme yapılmamıştır. Daha sonra bizim yaptığımız incelemede bu odada da mermi çekirdeği bulunmuştur.
- HTS kayıtları alınmadan, deliller toplanmadan kısa sürede bu süreç tamamlanmıştır.
- Saldırganın ilişkilerine ilişkin emniyette herhangi bir soru yöneltilmemiştir. Emniyette katile sorulan ilk soru özgeçmiş diğer 3 soru sağlık durumu ile ilgilidir ve ardından sorguya ara verilmiştir. Sorulan diğer sorular da olayın ayrıntılandırılmasına ilişkin değildir.
- Sanık ile birlikte gözaltına alınması gereken ilk telefon incelemesi ile tespit edilen kişiler daha sonra tanık olarak ifadeye çağrılmıştır.
- Saldırganın üzerinde bulunan çantadaki malzemeler liste halinde kayıt altına alınmamıştır. Bu da bir kısım delilin kapatıldığı şüphesini güçlendirmektedir.
- Katilin üzerinde 100 TL çıkmasına rağmen karakolda çıktıktan sonra kendisine 200 TL verilmiştir. Bu parayı katile kim vermiştir ve neden kayıt altına alınmıştır?
- Saldırganın emniyette çekilen fotoğrafları incelendiğinde tutulduğu yerin nezarethane olmadığı anlaşılmaktadır.
- Katilin gözaltında olduğu sırada Instagram hesabındaki paylaşımlarının silindiği tarafımızdan tespit edilmiştir. Bunların incelenmesine ilişkin taleplerimize ilişkin herhangi bir inceleme yapılmamıştır.
- Kolluk HTS incelemelerinde, sanığın telefonunun yönlendirildiği numaranın ait olduğu kişi hakkında herhangi bir işlem yapılmamıştır.
- HTS kayıtlarının incelenmesinde ortaya çıkan bir diğer ilginç nokta ise katilin katliamdan bir gün önce İzmir Emniyet Müdürlüğünü aramış olmasıdır. Emniyet müdürlüğünde kimi ya da kimleri aradığının ses kayıtlarının dosyaya celbini talep ettik. Ancak ses kayıtlarının olmadığı cevabı verilmiştir.
- Saldırganın daha önce il binamızı hem iç hem de dıştan keşif yaptığı anlaşılmıştır. HTS kayıtları incelendiğinde katilin olay mahalline sayısız kez geldiği baz sinyallerinden anlaşılmaktadır. Kolluk bu konuda da herhangi bir araştırma yapmamıştır.
- Katilin iş yerine katliamdan önce gitmediği ve müstafi sayıldığı anlaşılmaktadır. Devlet memuru olan kişi son 1,5 yıl boyunca ulaşım için sürekli taksi kullanmış. Gaziemir ile Turgutlu Urgan arası ve başka birçok yere taksi ile gittiği anlaşılmaktadır. Otellerde sayısız kez konaklamış ve özellikle Kaya Termal’de SPA hizmeti almıştır. Dışarıda sürekli yemek yediği ve yemek yerken taksileri beklettiğini biliyoruz. Son 2,5 ayını maaşsız geçiren failin maaşı ile kendisini ikame etmediği anlaşılmaktadır. Ancak bu konuda kolluk, kazancı ile harcamalarının orantılı olduğu sonucuna ulaşmıştır.
- Kolluk, telefonda kayıtlı 950 kişiye ilişkin araştırmanın sürdüğünü belirtmesine rağmen, dava eksikliklere rağmen açılmıştır.
- İddianamede kişinin örgütsel ilişkisinin olmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
- Savcılık otopsi raporunun gelmesini beklemeden davayı açmıştır. Deliller toplanmadan, beklenen deliler gelmeden dosya kapatılarak dava açılmıştır.
“SADAT ile ilişkisi araştırılmadı”
Avukat Türkan Aslan Ağaç, iddianameye dair de şu açıklamayı yaptı:
“İddianame olayın siyasi boyutunu özellikle göz ardı ederek hazırlanmıştır. Saldırganın 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında tanımlanan terör örgütleriyle ve yapılarla ilişkisi tespit edilmemiş olabilir. Ancak devlet içine yerleşmiş ve suç örgütleriyle ve yapılarıyla ilişkili olabileceği konusu hiçbir şekilde incelenmemiştir.
“Saldırganın SADAT ile ilişkisi olup olmadığı konusundaki talebimiz karşısında kolluğun yaptığı tek şey interaktif ortamda inceleme yapmaktır.
“6 Eylül 2021 tarihli internet tespit tutanağında SADAT’ın kendi linki üzerinden tanıtımına ilişkin görsel ve HDP İzmir İl Binasına ilişkin saldırıya ilişkin açıklaması sadece görüntülenerek konulmuştur.
“Bunun dışında katilin SADAT ile ilişkisi olup olmadığı konusunda derinlemesine bir araştırma yapılmamıştır. Şirkete yazı yazarak sorma gereği bile duyulmamıştır. SADAT’ın kendi internet sayfası üzerinden yaptığı açıklama doğru kabul edilmiştir.
Türkan Aslan Ağaç, saldırganın ilişkili olduğu ülkücü çevrede de hiçbir araştırma yapılmadığını ifade etti.
“Saldırgan yakalanmadı, teslim oldu”
Avukat İmdat Ataş da “Bu cinayetin önlenmemiş olması ve kasta varan yaklaşımlar cinayetin siyasi olduğunun göstergesidir” diye konuştu:
“Kişinin HDP’ye yönelik saldırı hazırlığını içeren bütün paylaşımlarına ve beyanlarına rağmen bu saldırı engellenmemiştir. Saldırgan yakalanmamıştır, saldırıyı gerçekleştirdikten sonra gelip teslim olmuştur. 24 saat sonra cezaevine gönderilmesi ve davanın kısa sürede kapatılmak istenmesinin nedenleri anlaşılıyor. Yaşananlar saldırının tekil olmadığını aksine örgütlü olduğunu bize göstermektedir.” (AS)