Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven, HDP Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları ile CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun vekilliklerinin düşürülmesi ve tutuklanmalarına ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Sancar ve Buldan, HDP Genel Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında muhalefete “Birlikte mücadele” çağrısında bulundu.
Yeni Yaşam’ın haberine göre Buldan ve Sancar’ın açıklamaları özetle şöyle:
Buldan: Demokrasi güçleri birlikte hareket etmeli
“Dün yapılan darbenin 20 Temmuz OHAL darbesinden hiçbir farkı yoktur, 2 Mart DEP’li vekillere yapılan darbeden hiçbir farkı yoktur. Darbelere karşı çıkanlar, seçimle gelen seçimle gitmeyi esas alanlar, halkların iradesine darbe vurmuştur.
“Leyla Güven’in tutuklanması, Kürt halkı başta olmak üzere Hakkari halkının iradesine darbedir, Musa Farisoğulları’nın tutuklanması, Kürt halkı ve Diyarbakır halkının iradesine darbedir. Enis Berberoğlu’nu tutuklanması da Türkiye ve İstanbul haklının iradesine büyük bir darbedir.
“Darbelerle, baskılarla, şiddet politikasıyla AKP istediğini elde edemeyecektir. Bizler Türkiye’de siyaset yapan demokrasi güçleri olarak, Türkiye’nin demokratikleşmesi, barışı, özgürlükler için mücadele eden partinin eş genel başkanları olarak, kazandığımız hiçbir mevziiyi AKP’ye terk etmeyeceğiz. TBMM’de tek bir kişi bile kalsak, bu mücadele devam edecek.
“Tam da demokrasi güçlerinin birlikte hareket etmesi gereken bir sürece giriyoruz. Birlikte mücadele ve hareket etmezsek, AKP’nin faşizmi, darbe anlayışı her yere sirayet edecek, herkesi etkisi altına alacak, herkes tecrit altında yaşayacaktır.
“Yapılan bu darbeyi asla tanımadığımızı, tutuklu vekil arkadaşlarımızın, Demirtaş’ın, Yüksekdağ’ın ve diğer arkadaşlarımızın da Leyla Güven ve Musa Farisoğulları gibi halklarımızın iradesi olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi belirtmek istiyoruz.”
Sancar: Mücadele yolu birlikten geçer
“AKP, yanına MHP ve başka güçleri de alarak bu planı adım adım hayata geçirecek yöntemleri geliştirdi. Bu süreç ilk olarak 7 Haziran seçimlerinin fiilen sonuçsuz kılınmasıyla başladı. Çeşitli tezgah ve provokasyonlar yaratarak, erken seçim kararı alındı. 1 Kasım’da seçime gidildi.
“Bugün 5 Haziran unutmayalım. 5 Haziran’ın önemli bir yıl dönümü olduğunu da hatırlatalım. AKP’nin başlattığı darbe sürecinin önemli bir işareti de o dönem yaşanmıştı. Bizim Diyarbakır mitingimize yönelik bombalı saldırı yaşanmıştı.
“20 Temmuz 2016’da yeni darbe süreci başlatıldı. Daha doğrusu darbe sürecinin yeni aşaması başlatıldı. Daha sonra dokunulmazlıklar kaldırıldı, başta Eş Genel Başkanlarımız Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ olmak üzere milletvekillerimiz rehin alındı. Büyük bir kısmı hala siyasi rehine durumunda tutuluyor. Bütün bunlarda hedefin HDP’yi tasfiye etmek olduğu açıktır.”
“O nedenle elindeki bütün imkanları HDP’yi tasfiye etmek için kullanmaya devam edeceğini zaten bekliyor, biliyoruz. Ama 7 Haziran’dan bu yana yaşananlar ve ondan önce 10 yıllardır yaşanan tecrübeler herkese şunu açıkça göstermelidir. HDP veya onun öncesi partiler bu tür yöntemlere susturulmaz.
“Öte yandan Enis Berberoğulu’nun şahsında İstanbul seçmenin ve Türkiye halkının iradesi gasp edilmek istendi.
“Bu darbe o nedenle halklarının iradesine bir darbedir diyoruz. Türkiye halklarının iradesini yok sayma, gasp etme girişimidir. Buna karşı en etkili mücadele hakların birlikteliğidir. Ortak ve kararlı duruşudur.
“Buna karşı etkili mücadele yolu birliktelikten geçer. Türkiye halklarının ortak mücadelesinden demokrasi güçlerinin kararlı birlikteliğinden geçer.
“Tekrar tutum belgemizdeki çağrıyı burada hatırlatmak istiyoruz. Gelin hep birlikte demokrasi barış adalet için hukukun üstünlüğü için, aş ve iş için mücadelemizi yükseltelim.
“Türkiye demokrasi güçleri sorumlulukları çerçevesinde durumun aciliyetini ve tehlikenin artan vahametini gözeterek, ortak mücadeleye geçmeye çağırıyoruz.” (EKN)