Fotoğraf: HDP
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, Diyarbakır’da haftalık olağan basın toplantısını düzenledi.
Konuşmasında, Kobanî davasında yargılanan Aysel Tuğluk’un zorla savunmasının alınmaya çalışılmasına değindi:
“12 Eylül’de bile görülmedi”
“Mahkeme heyetinin tutumu bu davayı kara bir leke olarak hatırlanacak noktaya getirdi. Düşünün demans hastası olan Aysel Tuğluk’un zorla savunmasını aldı. Bu açıkça ve aleni bir şekilde evrensel hukukta “yasak sorgu” olarak tanımlanan işkence yöntemidir. Böylesi bir rezalet ve hukuksuzluk 12 Eylül’de bile görülmedi. Utanın diyeceğim ama ar sınırını çoktan aştınız! Nedir bu kininiz, Nedir bu düşmanlığınız?
“Demans hastası Aysel Tuğluk’a cezaevi idaresi zorla dilekçe hazırlatmak için baskı uyguluyor. Mahkeme heyeti savunma yapmaya zorluyor. “Tek başına cezaevinde kalamaz” raporlarına rağmen, ATK cezaevinde kalabilir kararı diyor. Ancak aynı ATK, Çevik Bir hakkında hem de ilk başvuruda “cezaevinde kalamaz” kararı verebiliyor.
“Çevik Bir’i demans gerekçesiyle tahliye edip aynı durumdaki Aysel Tuğluk’u cezaevinde tutmak ve psikolojik şiddet uygulamak Kürt düşmanlığıdır, açık bir işkencedir daha önemlisi rehine politikasıdır. Bu ayrımcılığın tek sebebi var, Aysel Tuğluk’un Kürt kadın siyasetçi olmasıdır.
“Tüm hasta tutsaklar salıverilmeli”
“Binlerce siyasetçi, hukukçu, hekim Aysel Tuğluk'un bir an önce serbest bırakılması için aylardır çağrı yapıyor, bu işkenceye, bu zulme son verin diyor. Başta Aysel Tuğluk olmak üzere, tüm hasta tutsaklar bir an önce salıverilmeli, bu en temel insan haklarının bir gereğidir.
“Aysel Tuğluk bu düşmanlığın en görünen yüzüdür ama benzer durumda olan binlerce hasta tutsak var cezaevlerinde.
“80 yaşındaki Makbule Özer, 84 yaşındaki Mehmet Emin Özkan gibi ağır hasta tutsaklar “cezaevinde kalabilir” raporuyla halen cezaevinde tutuluyor. Tüberküloz hastası tutsak Turgay Deniz ailesine haber verilmeden hastaneye kaldırılıyor. Ancak durumu kötüleşince aileye tahliye edildiği söyleniyor. Ailesi hastaneye gidince Deniz’in yaşamını yitirdiğini öğreniyor. Bu anlattıklarım son birkaç ayda yaşanan birkaç örnek.
“Hastaları tahliye etmemek cinayettir”
“Cezaevi koşullarında yaşam mücadelesi veren tüm hasta tutsaklar bir an evvel serbest bırakılmalı ve tedavi edilmelidir. Yaşam hakkı kutsaldır ve hasta tutsakları tahliye etmemek cinayettir.
“İHD’nin sadece Nisan-Haziran aylarını kapsayan raporuna göre de cezaevlerinde en az 13 tutuklu hayatını kaybetti, birçok işkence ve kötü muamele yaşandı. Ama Adalet Bakanlığı ve iktidar yetkilileri tek bir olayı dahi araştırmayarak, hepsinin üzerini örttü.
“Böylece 90'lı yılların faili meçhul cinayetlerinin yerini cezaevlerinde gerçekleşen cinayetler ve hasta mahpusların ölümleri aldı.” (AS)