Türkiye’den çeşitli barolara mensup olan hayvan hakları savunucusu hukukçulardan oluşan Hayvanlara Adalet Platformu, dün Ankara’da “Medya ve Hayvan Hakları Çalıştayı” düzenledi.
Medyanın dikkatini hayvan haklarına çekmek ve hayvan hakları konusunda nefret ve şiddet kültürünü besleyen haber dilinin son bulması için toplanan avukatlar, medyaya hayvanlarla ilgili haberler konusunda sağduyu çağrısı yaptı.
Çalıştaya Ankara, Bursa, Eskişehir, İstanbul, Antep, Kocaeli barolarından avukatlar katıldı.
Avukatlar, “Özellikle son yıllarda yayıncılık sorumluluğundan, gerçekçilikten ve vicdandan uzak, insanları yanlış bilgilendiren-yönlendiren ve çok net biçimde hayvan düşmanlığı-karşıtlığı yaratan bir habercilik anlayışının, medyada ağırlık kazanmaya başladığını görmekteyiz” dedi.
Şehir yaşamının bir parçası olan sokak hayvanlarının barınaklarda tecrit edilmesinin olumlu bir gelişmeymiş gibi sunulduğuna dikkat çeken avukatlar, bu yaklaşımın toplumun yanlış yönlendirilmesine yol açtığını belirtti.
Çalıştayın “Hayvanlara Adalet için Medyaya Çağrı” başlığıyla yayınlanan sonuç bildirgesi şöyle:
* Medya kuruluşları tarafından, ayrımcı ve şiddeti olumlayan bir habercilik dilinin tercih edilmesi, hayvanlara karşı şiddeti körüklemekte ve bu nitelikteki haberlerin akabinde kurumsal ve bireysel toplu katliamlara varan linç kampanyası boyutunda hak ihlâlleri yaşanmaktadır. Bunun önüne geçilmesi için hayvanları ötekileştiren ve “toplum zararlısı” gibi gösteren medya yaklaşımının terk edilmesi gerekmektedir. Hayvanları “sorun” olarak tanımlamayan, ayrımcı, nefreti ve şiddeti kanıksatan bir dil kullanmayan medya, hayvanlara yönelik sistematik şiddetin azalmasında ciddi katkı sağlayacaktır.
* Medya, hayvan aleyhine yanlı ve seçici haber yaparak hayvan hakları ihlallerini meşrulaştıracak şekilde negatif olgu yaratmamalı ve toplumu yanlış yönlendirmemelidir. İnsanlar tarafından hayvanlara uygulanan sistematik saldırıları görmezden gelmemeli ve haberleştirmekten kaçınmamalıdır.
* Medyanın hayvan haklarına yaklaşımı, hayvanlar lehine çözümler üretmeyen kamu erkinin sorumluluğunu unutturan bir nitelik kazanmıştır. Ülkemizde özellikle belediyeler eliyle yürütülen ve hayvan haklarına, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ve yönetmeliklerine tamamen aykırı olarak gerçekleştirilen toplama ve tecrit işlemlerini, barınak gerçeğini, sürgün mantığını süslü anlatımlarla meşrulaştıran ve kamu erkini aklayan bu yaklaşım ivedi olarak terk edilmelidir.
* Hayvanlarla ilgili haberlere dair içerik ve görsellerde, hak kavramının içini boşaltan magazinsel ve sansasyonel bakış açısından uzaklaşılmalı; hayvanların canlı olduğunu göz ardı eden bir yaklaşımla metalaştıran, değersiz kılan habercilik anlayışından kaçınılmalıdır. Medyanın toplumsal sorumluluğu kapsamında hayvanlarla ilgili olumlu algı yaratacak haberlere daha çok yer verilmelidir.
* Toplumun her kesimine hitap edebilecek, hayvan haklarını tanıtıcı, bu haklar yönünden bireyleri eğitici ve öğretici haberler arttırılmalıdır. (5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, Madde 20)
* Hayvanların ömrü boyunca zulüm ve esaret altında tutulması esasına dayanan hayvanat bahçeleri, sirkler, su parkları, deney laboratuvarları vb. sektörleri olumlayan haberler yerine bu sektörlerin gerçek yüzünü gösteren doğru haberler yapılmalıdır. (ÇT)