Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) İstanbul İl Kongresi'nde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Salı günü yapılacak AKP grup toplantısında Uludere konusunda ayrıntılı bir konuşma yapacağını söylerek şöyle konuştu:
"Bugün burada, şu Uludere konusuyla ilgili olarak, samimi duygularımı, samimi düşüncelerimi sizlere aktarmak istiyorum. Bakın ben medyaya konuşmuyorum. Ben, bu konuda, bir siyasetçiden, bir Başbakan'dan öte, bir insan olarak, baba olarak, sizin bir kardeşiniz olarak, sadece ve sadece milletime konuşuyorum. Uludere konusunda, kimin ne yazdığını, ne söylediğini, hangi istismarın peşinde olduğunu, hangi odaklara uşaklık yaptığını zerre kadar önemsemiyorum. Bizi, milletimiz anladı, anlıyor ve anlayacak. Onun için biz milletimizle konuşuyoruz. Biz, milletimizle, milletimizin diliyle, gönül diliyle konuşuyoruz. Bugüne kadar biz, aziz milletimizle birlikte yürüdük, milletimizle yürümeye devam ediyoruz.''
Radikal'in haberine göre Başbakan Uludere katliamıyla ilgili sözlerine şöyle devam etti:
"Uludere olayı üzerinden, Türkiye'de bir istismar siyaseti, bir istismar kampanyası yürütülüyor. Şunu da buradan açık açık söylüyorum. Uludere üzerinden yürütülen kampanya, sadece ulusal değil, uluslararası bir karalama kampanyasıdır. Bu uluslararası karalama, uluslararası istismar kampanyasının içinde, PKK terör örgütü var, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) var, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) var, bir de belli medya kuruluşları var. Uludere'de hepimizi üzen bir hata yapılmıştır. Bakın, olay sınırımızın dışında olduğu halde, bu kişiler terör bölgesinde bulundukları ve yasal olmayan bir iş yaptıkları halde, hataen vurulan bu insanlar konusunda devlet yapması gereken neyse hepsini yapmaktadır. Bugüne kadar sıkıntılarına çare olmak üzere girişimler yapıldı, aileler en üst düzeyde ziyaret edildi.''
Ziyarete eşinin, kızının ve ilgili bakanın eşinin de gittiğini anımsatan Başbakan Erdoğan, ''Yasal tazminatın dışında hesaplarına tazminat ödendi. Mesele orada bırakılmadı. Birileri anlamak istemiyor, görmek istemiyor ama Uludere konusunda adli, idari soruşturma başlatıldı, onlar da şu anda devam ediyor. Mesele kapanmış değil, meselenin üzeri örtülmüş değil, vicdansızca, insafsızca, cahilce yazdıkları gibi, söyledikleri gibi tazminat ödenip kapatılmış değil'' şeklinde konuştu.
"Siviller ölse istismarcılar ayağa kalkardı"
''Cuma günü, jandarma, trafik kontrolünden kaçan araca silahlı müdahalede bulunmadı, bulunamadı. Bakın, bu gerilimi, bu dikkati herkes görmeli, herkes anlamalı. CHP Genel Başkanı, dün, 'o araç o kadar mesafeyi nasıl gitti?' diye soruyor. Hadi o Kemal Kılıçdaroğlu, aklına ne gelirse söylüyor. Akşam bir başka söylüyor, sabah bir başka söylüyor. Ama bu ülkede, sorumluluk sahibi olanların, akıl, vicdan, izan sahibi olanların, bin düşünüp, bir söylemesi gerekiyor."
"Eğer o gün jandarma, araca silahlı müdahale etse, aracın içinden siviller çıksa bir felaket olacaktı. Ama eğer, jandarma o aracı takip etmese, o aracı kovalamasa, o zaman da belki bir büyük şehrimizde daha büyük bir felaket yaşanacaktı. Araçta siviller öldürülse, istismarcılar ayağa kalkacak, güvenlik güçlerine var güçleriyle saldıracaklardı. Hantepe'de, Gediktepe'de olduğu gibi. Nasıl orada saldırdılar biliyorsunuz. 'Niye katırları vurmadınız?' dediler, 'Niye seyrettiniz?' dediler. Diyenler işte şu anda farklı yazarlar farklı konuşanlardır. Allah korusun, büyük şehirde bir canlı bomba eylemi olsa, herkes susacak, bazı kendini bilmez BDP'liler de çıkacak, 'savaşta böyle şeyler olur' diyeceklerdi.''
"Zil takan arkadaşlarına bak"
Bunu şu anda BDP'li milletvekillerinin dediğini ifade eden Erdoğan, ''Uludere konusunda, kendini bilmez, terbiye yoksunu, edep yoksunu, güya isminin başında da milletvekili sıfatı olan biri çıkıyor, hem de Meclis çatısı altında, çok çok af edersiniz, 'O emri hangi hayvan verdi?' diyor. Sen, eğer insaniyetten sukut etmiş birilerini görmek istiyorsan, Uludere sonrasında zil takıp basın toplantısı düzenleyen, kahkahalar atan arkadaşlarına bak, orada görürsün onları'' şeklinde konuştu.
"Ölü seviciler"
''Ben bunlara, bunların kullandığı sıfatla karşılık vermeyeceğim. Ben bunlara, kendilerine çok ama çok yakışan bir sıfatla karşılık vereceğim. Çok da ağır konuşacağım. 'O emri hangi hayvan verdi?' diyenler, Uludere olayında, olayın hemen arkasından zil takıp oynayanlar, 'dağdakiler inmesin' diyenler, 'savaşta olur böyle şeyler' diyenler, bu sıfata dahi layık olmayanlar nekrofillerdir. Yani ölü sevicilerdir. Bu kadar ağır konuşuyorum."
"Çünkü bunlar, sadece ve sadece ölüler üzerinden siyaset yürütürler, ölüm olmasa, bunlar siyaset üretemezler. Bakın bir de akbabalar var. Medyada, ölüler üzerinden kampanya yürütenler var. Partiler arasında, acı ölümler üzerinden siyaset yürütenler var."
''Salı günü inşallah bu Uludere konusuna tekrar girecek, grubumuzla bu meseleyi paylaşacak ve ardından da meseleyi artık yargıya bırakacağız. Ama, bu meseleyi istismar edenlerin, bu meseleden rant devşirmeye çalışanların da maskelerini tek tek düşürmeye devam edeceğiz."
Ne olmuştu?
BDP Grup Başkanvekili ve Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan mecliste Uludere konusunda konuşurken "Burada sayın Savunma Bakanı olmadığı için hayvancılık bakanına soralım. O daha iyi cevap verecektir. Uludere'de vur emrini hangi hayvan verdi" demişti. (IC)