“Sizin de cezaevlerinde emirlerinizi bekleyen ak değil ama kara da olmayan, şehadet şerbetine susamış, bir emriniz ile Afrin’de ve tüm hain yuvalarında savaşmaya hazır olan neferlerinizin olduğunu bilmenizi isteriz. Bir emrinizi bekliyoruz.”
Bu cümleler, Hasan Ferit Gedik cinayeti ve organize suç örgütü kurup yönetmek suçlarının da dahil olduğu birçok farklı suçtan yargılanan 15 sanığın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yazdığı mektuptan.
Afrin operasyonu sırasında yazılmış olan mektup, Arapça alfabeli “Bismillahirrahmanirrahim” ile başlıyordu.
Dava 15 Şubat 2018’de sonuçlandı.
İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklar Şahin Eren, Hakan Taşhan ve Doğukan Çep’in Hasan Ferit Gedik'e yönelik eylemlerinden ötürü, “Kksten öldürme” suçundan 25’er yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Şahin Eren, diğer cezalarla birlikte toplam 48 yıl 5 ay, Hakan Taşhan 34 yıl 3 ay, Doğukan Çep de 35 yıl 4 ay hapis ile cezalandırıldı. Firari sanık Çep hakkında yakalama kararı çıkarıldı. 10 sanık ise beraat etti.
Bugün, Hasan Ferit Gedik’in öldürülmesinin 6. Yıldönümü.
Deliller “kaybedildi”, kamera kayıtları silindi
21 yaşındaki Hasan Ferit Gedik 29 Eylül 2013’te İstanbul, Gülsuyu’nda uyuşturucuya karşı yürüyüşte, protestocuların üzerine ateş açılması sonucu vurularak hayatını kaybetti.
Cenazesi polisin, Gedik’in yaşadığı Küçük Armutlu’nun girişini kesmesi sebebiyle üç gün boyunca defnedilemedi.
Otopsi raporunda Gedik’in altı kurşunla vurulduğu ortaya çıktı. Vurulduğunda üstünde olan giysileri yani olayın delilleri ise “kaybedildi”.
Soruşturmaya dair iddianame Mayıs 2014’te tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılıp Özel Yetkili Mahkemelerin kapatılmasıyla, soruşturmayı Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Örgüt, Kaçakçılık ve Mali Suçlar Soruşturma Bürosu devralmıştı.
Savcı Nihat Demir’in hazırladığı iddianamede 15’i tutuklu 35 sanığa “Kasten yaralama", "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "Kasten öldürme", "Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma", "Kasten öldürmeye teşebbüs", "Nitelikli yağma", "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "Suç delillerini yok etme gizleme veya değiştirme suçluyu kayırma", "Yargı görevini yapanı etkileme" ve "Mala zarar verme” suçlamaları yöneltildi.
İddianamede, Gedik'in öldürülmesi olayında Mert Kazan, Ferhat Keleş, Adem Köşgen, Ümit Yeşilkaya, Doğukan Çep, Emrah Ok, Ekrem İnalkaç, Ercan Kütük, Mete Barış Durak, Murat Kesgin, Ercan Çiftçi, Hasan Taşhan, Şahin Eren, Yakup Dalkılıç, Zafer Turhan, Mesut Turhan ve Tarkan İmeçtemur'un "Kasten öldürme ve öldürmeye teşebbüs" eyleminde silah kullanan şüpheliler arasında olduğu, suç aletlerini gizlediği, kimi şüphelilerin ise suçluların kaçması eylemlerinden sorumlu oldukları belirtildi. Gedik’in öldürülmesinin de içinde yer aldığı Gülsuyu’ndaki olaylarla ilgili yargılanan sanıklar hakkında, 11 yıl ile 269 yıl arasında değişen hapis ve müebbet hapis cezaları istendi.
Davanın ilk duruşması, yaklaşık beş yıl önce, 4 Eylül 2014’te görüldü.
TIKLAYIN - Hasan Ferit’i “İntikam” Diyerek Öldürdüler
Dava süresince, vurulma anını gösteren kamera kayıtlarının da “silindiği” ortaya çıktı.
Mahkemeye olaydan dört yıl sonra yazı gönderen Maltepe Emniyeti, MOBESE kayıtlarının, bir aylık depolama süresi geçtiği için gönderilemediğini ifade etti. Gedik'in vurulma anı dava dosyasına girmedi.
Sanıkların polislerle “sohbetleri” tapelere yansıdı
Dava dosyasına giren telefon tapelerine göre, çete zanlıları Gedik vurulmadan hemen önce polisle telefon görüşmesi yaptı. Sanıklar polise “Abi, ben sana yalan söylemedim şimdiye kadar, beni biliyorsun” gibi samimi ifadeler kullandı.
TIKLAYIN - Polis ve Çete Zanlısının “Sohbeti” Tapelerde
Sanıklardan Mert Kazan son savunmasında, “Ben kandırıldım, ailene bakarız, sana bakarız diye söylediler. Babam cezaevindeydi, annem il dışındaydı, ben bir boşluğa düştüm” dedi.
Duruşmaların birçoğunda arbede çıktı, 9 Mayıs 2016’daki duruşmada sanıklar salonun içerisinde çakmak fırlattı, Gedik ailesine ve birbirlerine sık sık hakaret ettiler.
Sanıklardan Hakan Taşhan son savunmasında “Bizler bir hata yaptık” dedi, tutuklu yargılanan sanıklardan Şahin Eren ise Gezi direnişini suçladı:
“Benim yaptığım suçlardan tahliye ya da beraat edin demiyorum. Biz akız demiyoruz, kara da değiliz. Poker suratlılık da yapmıyoruz. Bakarsanız Gezi eylemleri ile aynı günlerde olmuştur. 12-13 gün mahallemizde bu örgütler yüzünden dışarı çıkamadık. Suçsuzuz demiyoruz. Ben Karslıları vurdum. Bu olayları anlattım. Sabıkalı olabiliriz. Ben burada bir sürü mahkemeye çıktım.”
Gedik ailesi ve avukatları dava boyunca Kartal’daki Anadolu Adliyesinde sık sık polis şiddetine, biber gazına maruz kaldı. Sanıklar 16 Mart 2015’teki duruşmada da tekbir getirerek Gedik ailesinin avukatlarına saldırmıştı…
Dosya halen Yargıtay’da. (AS)