Görsel: csgorselarsiv/Dilara Açıkgöz
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türkiye İnsan Hakları Vakfı’ndan (TİHV) ve Uluslararası Af Örgütü’nden yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanlığı’nın İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmesine tepki gösterildi.
TİHV: Şiddete karşı cezasızlık
Açıklamada şöyle denildi:
“İnsan Hakları Eylem Planı’nın (İHEP) gösterişli sunumlar ile açıklanmasının üzerinden henüz iki hafta geçmişken siyasal iktidar, kadına yönelik şiddet konusunda bağlayıcılığa sahip ilk uluslararası sözleşme olan Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni (İstanbul Sözleşmesi) geçtiğimiz Cuma gece yarısı yayımlanan bir Cumhurbaşkanı kararı ile tek taraflı olarak feshetmiştir. Kaldı ki toplumsal cinsiyet eşitsizliği, toplumsal cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim konularına yer verilmemiş olması da İHEP’in en büyük eksiklerinden biriydi.
"Aslında art arda atılan bu adımlar (İHEP ilanı ve fesih kararı) insan hakları kavramının siyasal iktidar için bir araç olmaktan öte anlam taşımadığını açıkça ortaya koymaktadır.
Kadına yönelik şiddet, sosyal, ekonomik veya milli sınır tanımayan, tarihsel, yapısal ve küresel bir olgudur. Asli nedeni toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve ayrımcılık olan kadına yönelik şiddet, ciddi bir insan hakkı ihlalidir ve genelde cezasız kalmaktadır.
'Şiddeti teşvik etmeyin'
“Gelinen aşamada, başta kadınlar ve LGBTİ+’lar olmak üzere erkek şiddetinin son bulması, temel hak ve özgürlüklerin korunması, eşitliğin sağlanması için uğraş veren yurttaşların güçlü talep ve itirazlarına rağmen İstanbul Sözleşmesi’nin tek bir kişinin imzasıyla feshedilmeye çalışılması hiçbir şekilde kabul edilemez.
"Çünkü, Sözleşme’nin feshedilmesi öncelikle kadın ve LGBTİ+’ları şiddete karşı tümüyle açık ve korunmasız hale getirecektir. Diğer yandan şiddeti önlemek için sürdürülen toplumsal mücadelenin hukuki zeminini zayıflatacak, şiddet eylemlerinin faili erkekleri cesaretlendirip teşvik edecektir. Nihayetinde ev içi şiddet görünmez kılınacak, ihlaller ile mücadele edilemeyecek ve cezasızlık kalıcı hale gelecektir.
“Kısacası yetkilileri bu vahim hatadan, İstanbul Sözleşmesi’ni feshetme fikrinden vazgeçmeye çağırıyoruz. İstanbul Sözleşmesi’ni ve 6284 Sayılı Kanun başta olmak üzere ilgili tüm yasaları kararlı ve etkin bir şekilde uygulayın, kadına ve LGBTİ+’lara yönelik şiddeti ve ev içi şiddeti teşvik etmeyin, durdurun.
"Elbette topluma da sesleniyoruz: Doğuştan sahip olduğumuz haklarımız hiçbir gerekçe ile feshedilemez. Kadına yönelik şiddetin, toplumsal cinsiyete, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelime dayalı eşitsizliğin ve ayrımcılığın son bulduğu, insan haklarına saygılı bir Türkiye’de yaşamak istiyorsak demokratik itirazlarımızı daha güçlü ve yüksek sesle dile getirmeliyiz. Sessizlik onaydır ve suça ortak olmaktır.”
Af Örgütü: LGBTİ+’ları hedef göstermekten vazgeçin
Uluslararası Af Örgütü Avrupa Bölgesel Ofisi Kıdemli Araştırma Danışmanı Esther Major, Türkiye hükümetinin, ev içi şiddetle mücadele etmek ve şiddeti önlemek için tasarlanmış en önemli sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme ve ardından çekilme kararını haklı göstermek için yayımlanan açıklamayı değerlendirdi.
Esther Major, “Türkiye yetkililerinin, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını LGBTİ+ topluluğuyla ilişkilendirmeye çalışarak, karara ilişkin öne sürdüğü temelsiz ve tehlikeli gerekçe, yapılan hatayı daha da vahim hale getiriyor” dedi.
“Hükümet, LGBTİ+’lara saldırmak ve Sözleşme’den çekilmek yerine LGBTİ+’ların, kadınların ve çocukların şiddete ve istismara karşı korunmasını sağlama çabalarını ikiye katlamalıdır. Sokağa çıkma yasakları gibi COVID-19 tedbirlerinin kadınlara ve kız çocuklara yönelik şiddet ihbarlarında ani bir artışa yol açtığı bir dönemde bu sözleşme her zamankinden daha önemli” diyen Major, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Türkiye yetkililerini mevcut durumu geriye götürecek bir karar olan Sözleşme'den çekilme kararını derhal iptal etmeye ve LGBTİ+’ların, kadınların ve kız çocukların haklarını korumak ve geliştirmek için harekete geçmeye çağırıyoruz.
"Ayrıca, yetkililere, LGBTİ+’lar ve kadınlar dahil protestolara katılan herkesin barışçıl toplanma ve ifade özgürlüğü haklarına eksiksiz saygı gösterilmesini ve bu hakların güvence altına alınmasını sağlama çağrısı yapıyoruz.”
Ankara Tabib odası: İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz
Ankara Tabip Odası’ndan yapılan açıklamada da şöyle denildi:
“Biliyoruz ki Anayasanın 90. Maddesi uyarınca yasaları bile yürürlükten kaldırma özelliği olan, temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelerden tek kişilik kararlarla çıkılamaz.
“Ayrıca İstanbul Sözleşmesinden imzamızı çeken kararnamenin hukuki dayanaklardan yoksun olduğu ülkemizin en saygın hukukçuları tarafından da ifade edilmektedir.
“İnsanların sağlığı ve esenliğini korumayı ve yaşatmayı görev edinmiş, insan hakları ve bireysel özgürlüklerin korunması konusunda kararlı, özgür ve onurlu davranmayı ilke edinmiş sağlık emekçileri olarak bizler, toplumsal barış için, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bir anlayışı hayata geçirmek için, İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmeyeceğimizi duyurmak için buradayız.
"Kadına yönelik şiddete, ayrımcılığa karşı toplumsal cinsiyet eşitliğini savunan İstanbul Sözleşmesi ile ilgili ulusal ve uluslararası kazanımlarımızın hiçbirinden vazgeçmeyeceğiz, geri adım atmayacağız, attırmayacağız. İstanbul Sözleşmesi bizim için hala yürürlüktedir. İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmeyeceğiz.”
(EMK)