Fotoğraf: Erhan Sevenler - AA
sabaha kavuşmadan gece
yer yerinden oynar
metruk şehirlerin kederi
enkazlı çığlıklar kuşanır
kediler kaçışır, öylesine şaşkın...
ürker kuşlar
rotasını yitirir
mağrur rüzgarların koynunda
yorgun düşer kanatları
çırpınır...
ey göğün akıl erdiremediği hazan
ey surreal gecenin doğurduğu jilet ağrısı
hangi aymaz inanç
hangi izan kıymak ister
yeterince duyulmayan çocuk gülüşüne
ey mavi gök
haberin var mı
buzdan ağıtlar yükselir içimde
harlayan ağrısı, kristal geceyi anımsatır bana
çünkü boşluğa uzanan büyümemiş eller
üşür üşür...
ve susar yaralı bebeler
öylesine vakitsiz
zemherinin prangasında
gözlerimin uykusu çalınır
ve büsbütün boy atar mutsuzluğum
tükenmeyen ilkel palavraların gölgesinde
süregiden bu kekre tükenişe
yeter diyor yorulan ömrüm
kimliğim, bilincim
ve gözlerim
artık yeter
yeter
...
(HK/AÖ)