Kobanî davasının 50. duruşma periyodu Sincan Cezaevi Kampüsündeki Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görülüyor.
TIKLAYIN - Adalet, siyaset ve hukuk: Kobani Davası
Davada, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve HDP MYK üyelerinin de aralarında bulunduğu 108 kişi yargılanıyor.
3 bin 530 sayfa ve 324 klasörden oluşan iddianamede 108 siyasetçi için “Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma” ile 37 kez “insan öldürme” başta olmak üzere pek çok suçtan ceza isteniyor.
“ANF’deki haberler nedeniyle dosyaya dahil edildi”
Bugünkü duruşmada Avukat Cihan Aydın, duruşma başkanın neden iki haftadır salonda olmadığını sordu. Mahkeme heyeti, başkanın 20 günlük raporunun olduğunu ve Pazartesi günü duruşmada olacağını kaydetti.
MA’nın haberine göre, Avukat Aydın, “Atadedeler Çetesi” üyesi olduğu ortaya çıkan eski mahkeme bakanı Bahtiyar Çolak’ı hatırlatarak, “Yine bir çete üyesi olayı ile karşılaşmayalım” dedi.
Cihan Aydın, Kışanak'ın Fırat Haber Ajansı’nda (ANF) yer alan kimi haberler gerekçe gösterilerek dosyaya dahil edildiğini söyledi: “Haberlerin bir soruşturma tutanağına bağlanıp bağlanmadığı mutlak suretle araştırılmalı. Ayrıca dosyaya eklenen 8 ANF haberine dair müvekkil hakkında bir fezleke hazırlanıp hazırlanmadığını da Meclis’ten sorulmasını talep ediyoruz.”
Aydın, Kışanak hakkında iddia edilen eylemlere dair herhangi fezleke hazırlanıp hazırlanmadığının da sorulmasını talep ederek, "Aksi takdirde yasama dokunulmazlığının bir anlamı kalmıyor. Eğer vekil hakkında bir iddia varsa bunu derhal fezlekeye bağlayıp Meclis’e göndermeniz lazım" diye konuştu.
“Delillerle doğrudan temas edemedik”
Avukat Cihan Aydın, Malatya Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dosyadaki dijital belge delillerine işaret ederek, ses kayıtları, görüntü kayıtları ve dijital kayıtların dosyada yer almadığını söyledi:
“Ne mahkemeniz, ne biz, ne de müvekkilimizin bu delillerle doğrudan temas etme imkânı bulunmadı. Müvekkil ile ilgili bütün dijital delillerin ilgili yerlerden istenmesi gerekiyor. Bir flaş bellekten söz ediliyor onu da görmedik. Dosyadaki tüm delillerin bulunması ve toplanılmasını, varsa ses kayıtlarının ses eşleştirme yapılması için ATK’ye gönderilmesini talep ediyoruz.”
Kışanak’ın 8 Mart etkinliğinde sarf ettiği Kürtçe “xwe parastin (kendini savunmak)" ifadesinin “özyönetim” olarak çevrilerek, dosyada suçlama konusu yapıldığını ekledi.
“Polis tutanakları yeterli değildir”
Aydın, "Taleplerimiz yerine getirilmeden yapacağınız bir yargılamanın bir anlamı yoktur. Polis tutanakları yeterli değildir. Bu davanın diğer tarafının da devlet olduğunun farkındayız. Dolayısıyla polis tutanaklarının bir anlamı yok” dedi.
Bu sırada Aydın’ın sözünü kesen mahkeme başkanı, Kışanak’ın savunmasına geçilmesi gerektiğini söyledi. Aydın, mahkeme heyetinin daha önce vermiş olduğu ara kararları hatırlatarak, “Bu talepleri dile getirmeden dava nasıl sürdürülebilir” diye sordu. Mahkeme başkanı, “Sonra değerlendireceğiz” yanıtı verdi.
“Kışanak yasa dışı bir biçimde tutuluyor”
Adil yargılama ilkesine aykırılık olduğunu söyleyen Aydın, “İddialara dair karar verseniz, biz de hızlı bir biçimde cevap veririz” dedi.
Kışanak’ın 75 gündür hukuksuz bir biçimde cezaevinde tutulduğunu belirten Aydın, “Yasa dışı bir biçimde tutuluyor. Size bir AYM kararı sundum ama zaten AYM kararlarının anlamı kalmadı. Herkes işine gelen kararları tanıyor, işine gelmeyeni tanımıyor. Kendinizce bir hukuk yaratmaya çalışıyorsunuz. Siz ‘tanımıyoruz’ diyorsanız biz de sizi tanımıyoruz" diye konuştu, Kışanak’ın tahliyesini talep etti.
“Heyetiniz yasalara, AYM’ye meydan okuyor”
Tahliye talebine dair mütalaası istenen iddia makamı, “Daha önce fikrimizi açıklamıştık” diyerek, talebin reddine karar verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, tahliyeye karar verilmesine yer olmadığına dair karar verdi.
Karar sonrası söz alan Aydın, “Heyetiniz yasalara, AYM’ye meydan okuyor. Bu durum müvekkilimiz açısından ağır bir sonuç yaratıyor. Sizin bu yargılamayı adil ve dürüst bir biçimde yapacağı konusunda endişeliyim” dedi. Aydın, mahkeme heyetinin reddini talep etti. Mahkeme başkanı, talebin yazılı olarak sunulmasını istedi.
Kışanak: Demokratik siyaseti suç sayıyorsunuz
Kandıra Cezaevi’nden duruşmaya katılan Gültan Kışanak, sözlerine salonda bulunan herkesi selamlayarak başladı. Kışanak, davanın 3 ana konusu olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:
“Biri Kürt sorunu, ikincisi kadınların özgürlük sorunu. Bu davada kadınların özgürlük mücadelesi suçlama konusu yapılmıştır. Üçüncüsü ise bu dava demokratik siyaseti ortadan kaldırmaya dönük bir amaç güdüyor. Demokratik siyaseti suç sayıyorsunuz. Mitingi, basın açıklamasını suç sayıyorsunuz. Kürt siyasi partilerin tamamı bu mütalaada 1990’dan bu yana suç olarak sayılıyor.
HEP’ten beri getirilmiş ve ‘hepiniz suçlusunuz’ denilmiş. Ben bunları anlatacaktım. Neden çalışmalarımız suç olarak yansıtılıyor? Kürt sorunu nedir, nasıl çözülür? Bunları anlatacaktım ama siz hukuksuzluk konusunda öylesi pervasızsınız ki usule dair birkaç söz söylemek istiyorum.
“Fezlekelerin tamamı vekilliğim bitince geldi”
Meclis’e gönderilmiş fezlekelerin tamamı vekilliğim bitince geldi. Soruşturması 2014-2015’te başladı ve tutuksuz yargılanıyorum. Ne demek sonra araştıracaksınız? Sizin mahkeme başkanınız evde hastayken karar yazıyor. Yok dosyada.
Benimle ilgili iddiaların yüzde 90’ının Meclis’e zamanında gönderilmiş fezlekesi yoktur. ‘Şu anda vekil değilsin, geri döner istediğim yaparım’ diyemezsin. Hakkımdaki iddiaların tamamı eş zamanlı olarak polis tarafından tutanakları tutulmuş, ellerinde. Dokunulmazlığımı hiçe sayarak bu ortam dinlemesi kararlarını verenlerin ellerinde.
“10 yıldır yargı karşısındayım”
Siz gelip gidip darbeci polislerin tutanaklarını karıştırıp önüme koyuyorsunuz. Buna da adil yargılama diyorsunuz. 10 yıldır yargı karşısındayım. Karşısına çıkmadığım mahkeme, savcı kalmadı. Şimdi de diyorsunuz ‘bunlara sonra bakacağız.’ Siz o fezlekelerin olmadığını bildiğiniz için üzerine yatıyorsunuz.
Benim savunamayacak hiçbir faaliyetim yoktur. Hayatımda kimseye bir fiske vurmamış, kimseyi suça teşvik etmemiş bir kadınım. Siz kimsiniz beni yargılıyorsunuz? İlk günden bu yana diyoruz ki ‘ben doğrudan 2009’da Meclis’te yapılan özel oturumda konuşmuşum.'
Kürt sorunu ile ilgili konularda, 23 Nisan’da 29 Ekim’de buna dair söz almışım. ‘Demokrasi içerisinde çözelim’ demişim ama bakmıyorsunuz.
“Yasa teklifi sundum, neyini suç sayıyorsunuz?”
Grup konuşmalarımın hiçbirine bakmıyorsunuz ama ‘Kışanak anadile dair referandum istemiş. O yüzden bağımsız Kürdistan’ı kurmak istiyor’ diye bana suçlama yapıyorsunuz. Ben o Meclis’te bu konuya dair yasa teklifi sundum, neyini suç sayıyorsunuz?
Bütün bunları biliyorsunuz, o yüzden yasama sorumsuzluğuna bakmıyorsunuz. Bile bile yaptınız ve bunun itirafını da savcı mütalaasında yazmış. ‘Dokunulmazlığı kalktıktan sonra 2020 yılında ifadesi alındı’ demiş. Şu anda beni ANF’de çıkan 8 tane haberden mi bilmem kaç tane müebbetten yargılıyorsunuz?
“Kumpas kurdunuz”
Birleşen dosya nerede? Neden gelmedi buraya? Kumpas kurdunuz. Daha fazla cezaevinde tutmak için yeni hukuksuzluklar icat ettiniz. ‘Polis tutanakları aksi ispatlanmadıkça delil niteliğindedir’ diyor savcı.
Aksini kim ispatlayacak? Ben mi? 8 yıldır cezaevinde tuttuğunuz kadın siyasetçi mi ispatlayacak? Bu hukuk devletindeki gibi bir suç isnadı değildir. Engizisyon mahkemesindeki suç ithamlarıdır.
Hakkımda şu mütalaadaki iddiaların neredeyse tamamı sadece darbeci polislerin uyduruk tutanaklarına dayanıyor. Bir tane fotoğraf var orada. Altına tutanaklar döşenmiş. Nerede bunların görüntüleri? Bunun akla uygun bir tarafı var mı? Diyarbakır Newrozu’unda yaptığım konuşmanın dahi CD’si yok. Sen de diyorsun ki ‘bu hukuki bir delil.' Neyine inanacağım?
“En uzun tutukluluk süresi 7 yıldır”
Yasa açık. En uzun tutukluluk süresi 7 yıldır. Siz iki aylık tutukluluk süresi yazıp bunu boşa çıkarmaya çalıştınız. Belgeleriyle ispatladık. ‘3 yıldır yargılama yapıyorsunuz. Beni bu yargılamaya ne zaman dahil ettiniz’ diye soruyoruz. Buna bile cevap veremiyorsunuz. Gayet de iyi biliyorsunuz ama AKP-MHP otoriter rejimin kara propagandasına bir hukuk kılıfı giydirmek için uğraşıyorsunuz.
Seçim meydanlarında attıkları yalanlar var, siz de buna hukuk kılıfı giydirmeye çalışıyorsunuz. O yüzden bilmediğiniz bir şey yok. Bile bile yapmaya devam ediyorsunuz. Biz bu hukuksuzluklara ortak olmamak için itirazlarımızı yağıyoruz. Sizi reddediyorum. Adil bir yargılama yaptığınıza inanmıyorum. Sizin özel yetkili, görevli bir heyet olduğunuz çok açık.”
Sonrasında avukat Aydın yeniden beyanda bulunarak, hâkimin reddi koşullarını okudu ve “Siz yanlış biliyorsunuz. İpe un semeye gerek yok. Bir karar vermeniz gerekiyor” dedi. Mahkeme başkanı, reddi hakim talebinin talebin reddine karar verdi.
Duruşma devam ediyor. (AS)