Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi'nin (DEM Parti) Ankara Büyükşehir Belediyesine başkan adayı olarak gösterdiği siyasi mahpus Gültan Kışanak için dayanışma çağrısı yapan DEM Parti Kadın Meclisi, 25 Şubat’ta Ankara’da gazeteciler ve kadın örgütleri ile 25 Şubat'ta bir araya geliyor.
DEM Parti Kadın Meclisi'nin konuya dair açıklaması şöyle:
Sevgili Kadınlar,
Gecenin ve karanlığın bir sonu olacaksa ki muhakkak olacak, o sonu biz getireceğiz. Kadınların tutuşturduğu özgürlük ateşiyle gelecek gecenin sonu!
Türkiye’de, İran’da, Suriye’de, Venezuela’da, Şili’de ve dünyanın her köşesinde gördüğümüz şey bu. Yıllar var ki sınırları, okyanusları ve dağları aşarak kadınları ve bütün ötekileştirilenleri şarkıyla, zılgıtla, ağıtla ve dansla birbirine bağlayan bu tanıklık insanlığa umut yayıyor.
Sevgili Kadınlar,
Önümüzde bir yerel seçim var. Bu seçimde ülkenin üzerine çöken kesif karanlığı boyun eğmeyen, zulme ve sindirilmeye razı gelmeyen inadımızla dağıtacağız. Çünkü bu seçimde Ankara Büyükşehir Belediye Eşbaşkan Adayımız Gültan Kışanak! Çünkü siyasetin mor dem’indeyiz...
Gültan’ın adaylığının kadınlar için, Türkiye için ve Ankara için anlamı büyük. Bu adaylık, vazgeçmeyişin ve direnişin adaylığı. Bu adaylık, Türkiye’nin ortasından dört bir yana umut rüzgarları estirsin istiyoruz. Yılgınlığı, yenikliği ve dağınıklıkları aşsın, kadınları birbiriyle buluştursun ve birbirine güçlü bağlarla bağlasın istiyoruz. İranlı şair Füruğ Ferruhzad’ın dediği gibi;
...
ben gecenin sonundan söz ediyorum
ben karanlığın sonundan
ve gecenin sonundan söz ediyorum
evime gelirsen eğer sevgili, bana bir ışık getir
ve küçücük bir pencere oradan
mutlu sokağın kalabalığını seyredeyim...
Öyle bir kampanya yapmalıyız ki Sevgili Kadınlar, bir yandan Gültan’ın umudunu getirsin bize, bir yandan bir ışık, küçük bir pencere götürsün Gültan’a bizden. Sokağın kalabalığını seyretsin, aslında ne kadar çok olduğumuzu ve asla yenilmeyeceğimizi, geri çekilmeyeceğimizi yeniden görsün.
Sevgili Kadınlar,
Biz biliyoruz ki Türkiye’de ve hatta dünyada, kadınları birbirine bağlayan şeyler, onları birbirinden koparan ya da birbirinin karşısında konumlandıran şeylerden çok daha fazla ve güçlüdür. Kadınları en çok da acıları birbirine bağlar. Evlat acısı mesela... Evlat acısı Mahsa Amini’nin annesini Deniz Poyraz’ın annesine bağlar, yoksul askerlerin annelerine... Onlar aynı yerdedir. Evlatlarını kaybettikleri yerde. Kadınları birbirinin karşısında konumlayan erkek siyasetinin kavrayamadığı tam da budur.
Gültan Kışanak’ın savunmasında sorduğu gibi; “Kürdün de Türk’ün de evine ateş düşüyor. Bu ülkenin insanlarının evine ateş düşüyor. Bu ülkede yaşayan kadınların, anaların yüreğine acı düşüyor, ayrım yapabilir misiniz? Diyarbakır’daki anayla Edirne’deki ananın yüreğine ayrım yapabilir misiniz?”
Gültan, adaylığını duyurduğu mektubunda, “Ankara Büyükşehir Belediye Eşbaşkan Adaylığı önerisini, sizlere duyduğum sorumluluğun bir gereği olarak kabul ettiğimi belirtmek istiyorum” diyor. “Başta Kürt sorunu ve kadın özgürlük sorunu olmak üzere, sorunlarımızı kaynağında, Ankara’da tartışmak konuşmak” gerektiğini söylüyor. “Diyarbakır’dan Ankara’ya, Ankara’dan Türkiye’nin dört bir yanına toplumsal barış köprüleri kurmak için yola çıkıyoruz” cümleleriyle tamamlıyor sözlerini.
İşte bu yüzden adayımız Gültan Kışanak ve bu yüzden Ankara’dan aday.
Yüz yıllık soruna karşı en yürekli en sahici mücadelelerden birini vermiş. Türkiye kadın hareketiyle en zor zamanlarda birlikte yürümüş, derin bağlar kurmuş, feminist bir Kürt-Alevi kadın olarak ve bir sosyalist olarak, Gültan Kışanak’ın Ankara Belediye Eşbaşkan Adaylığının anlamı çok büyük.
Onun adaylığı gaspçı kayyım rejimine, haksızlık ve hukuksuzlukla malul yargı düzenine, hayatlar arasında ve hatta ölümler arasında vicdana sığmayan hiyerarşiler kuran “yas” retoriğine ve riyakâr beka söylemine karşı kadınların verebileceği en anlamlı cevaptır. Onun hayatı; Diyarbakır 5 no’lu cezaevinden, 12 Eylül’den, özgür basın geleneği emektar gazeteciliğinden, kadın mücadelesinden ve her türlü zulümden geçerek, TBMM’ye ve Barış ve Demokrasi Partisi Eş başkanlığına, oradan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş başkanlığına uzanan ve halihazırda yeniden Kandıra Cezaevinde siyasi tutsaklıkla devam eden bir hayattır. Her yerde ve her şeye rağmen mücadeleyi sürdüren bir hayat. Hiçbir konfora teslim olmayan bir hayat.
Bugün azami tutukluluk süresi dolduğu halde tahliye edilmeyen, tutsaklığı keyfi biçimde sürdürülen Gültan Kışanak’ın Ankara Büyükşehir Belediye Eşbaşkan Adaylığı, cezaevlerindeki tutsak kadınların, rehin alınmış siyasetçilerin ve bizzat siyasi tutsaklığın AKP-MHP zulüm iktidarına cevabıdır.
Gültan Kışanak kadınların, “Vazgeçeceğimizi mi sanıyorsunuz?” diyen sorusu ve aynı zamanda “Asla vazgeçmeyeceğiz” diyen cevabıdır.
Sevgili Kadınlar, biz kadınlara hayatın ve siyasetin mutfağından başkasını bırakmaya rıza göstermeyen, aklını ve izanını yitirmiş siyasi iktidara da o iktidarın suretlerini üretmeye sonsuz teşne muhalefete de Ankara’da cevabımız Gültan Kışanak’ın Eşbaşkanlığı olsun!
Gültan’ın adaylığı “üçüncü yolumuzun” güzergahı olsun.
Kampanyamız, Gültan’ın sokağın kalabalığını seyredeceği o küçücük penceresi olsun.
Beraber olalım, gecenin sonuna beraber yürüyelim!
Gültan Kışanak, olması gerektiği gibi yarından tezi yok kendi adaylık kampanyasının başında olsun! Özgür olsun...
Siyasetin mor DEM’i olsun! Jin, Jiyan, Azadi!
DEM Parti, Ankara’da Gültan Kışanak ve Öztürk Türkdoğan’ı aday gösterdi
(EMK)