Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinisto ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen dünkü ortak basın toplantısında soruları yanıtladı.
Diktatör müsünüz sorusu
Erdoğan, toplantının sonunda Finli gazeteci Tom Kankkonen'ın “Halk sizden korkuyor. Ülkenizde sizin diktatör olduğunuz konuşuluyor, siz diktatör müsünüz? Bundan daha vahimi ise Ankara’daki saldırının içinde devletin parmağı olduğundan bahsediliyor. Bu iddialara ne cevap vereceksiniz?” sorusuna da şöyle yanıt verdi:
"Diktatörün olduğu bir ülkede herhalde böyle bir soru soramazsınız. Diktatörün olduğu bir ülkede o ülkenin başbakanı ve cumhurbaşkanına ailesi dahil sınırsız hakaretin olduğunu göremezsiniz. Özgürlüklerin sınırsız yaşandığı ülke Türkiye’dir. Avrupa Birliği üye ülkeleriyle yarışırız, iddia ediyorum. Yazılı ve sosyal medya… ailem, eşim, çocuklarım olmak üzere her türlü hakaretle karşılaşmaktadır. 13 yıllık süreçte buna sabırla katlandık.”
DDK görevlendirildi
Erdoğan, Ankara'daki patlamayla ilgili yaptığı açıklamada son 40 yılda Türkiye’de ASALA, PKK ve IŞİD’in yaptığı saldırıları hatırlatarak onlar gibi Ankara’daki patlamanın da üzücü olduğunu belirtti ve Devlet Denetleme Kurumu’nu görevlendirdiğini ifade etti.
“DAEŞ, PKK, PYD ve DHKP-C dahil tüm ihtimaller sorgulanmalıdır. İnşallah bir süredir yoğunlaşan bu saldırıları aynı şekilde boşa çıkaracağız. Millete kardeşliğimizin sınandığı bu dönemde hepimize düşen görevler var.
İş bırakanlara şahit olduk
"Tarih herkesi bu kritik dönemlerde gösterdiği tavra göre kaydecektir. Ülkesinin yanında olanlarla, kendi çıkarları için hareket edenler için böyle dönemler turnusol kağıdı görevi görür. Yaralılara müdahale edilmeden Ankara’da, suçlu yarışına girenlerin samimiyetsizlerin durumunu kaydettik.
"Kendilerince romantik kasım güzellemeleri yapanları izledik, henüz cenazeler kaldırılmadan iş bırakanlara milletçe şahit olduk. Sosyal medyada kalemini silah gibi kullananları gördük. Bu tutumların hepsinin terör örgütlerine hizmet ettiklerini vurgulamak istiyorum. Bu süreçte en iyi imtihanı milletimiz verdi. Milletimiz tercihinin birlikten güvenden istikrardan yana olduğunu gösterdi.
Derin devlet diyen kendini gizliyor
"Cumartesi ile ilgili olan hadiseyle ilgili derin devlet deniyor. Bu neye göre söyleniyor? Bilgiyle değil, dedikoduyla konuşuluyor. Derin devlet diyenler aslında kendini gizliyorlar. Saldırının ardında kimler varsa ortaya çıkacak.
"Her olayda hemen istifa mekanizmasını çalıştırma yaklaşımı doğru değildir. Biz devlet yönetiyoruz ve insanız. Hepimizin hatası olabilir. Bunu söyleyenler istifa mekanizmasını bu kadar kolay yakıştırıyorlarsa, siz siyasi partiyi iktidara taşıyamıyorsanız neden istifa etmiyorsunuz.
"DNA testleri yapılırken. Günler, haftalar öncesine gidilip, istihbarat örgütünün vermiş olduğu, ülkemize girerek, değişik eylemlerde bulunmaya yönelik bazı hazırlıkların yapıldığı ki, bu Suriye kaynaklı olduğuna dair burada bazı istihbaratlar var. İstihbarat örgütü bize taşır. Tüm bunların sonucunda eksiklerimiz nerede bunun üstüne gidilecektir."
Finli gazeteci daha önce de sormuştu
Daha önce de Finli gazeteci Tom Kankkonen Erdoğan'a soru sormuştu.
Kankkonen, 2013 yılında da Başbakan Erdoğan’ın Finlandiya Başbakanı Jyrki Katainen ile düzenlediği ortak basın toplantısının ardından, devam etmekte olan “kızlı erkekli öğrenci evi” tartışmasına değinerek “Türkiye'de bazı kesimlerin son günlerde artan bir rahatsızlığı var. Öyle bir iddia var ki siz insanların özel hayatına daha fazla müdahale ediyorsunuz, hatta hayat tarzına müdahale etmek üzeresiniz. Son örnek, kız erkek öğrencilerin yaşama koşulları. Böyle bir müdahaleye neden gerek görüyorsunuz?" diye sormuştu.
Erdoğan ise gazetecinin sorusunu “Birileri sizi özel olarak görevlendirmiş” şeklinde yanıtlamıştı. (NV)