Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 33. Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu.
Erdoğan konuşmasında, Reina saldırısı sonrası büyüyen “hayat tarzına yönelik saldırı” – “yılbaşı eğlencesine saldırıldı algısı oluşturularak dindarlara baskı” kutuplu tartışmaya atıfla yorum yaptı:
“Ezana tahammül edemeyenlerin müezzinin üzerine yürümesi ne kadar yanlışsa, namaz kılmayana baskı da yanlıştır.”
Kendi eleştirilerini savundu
Erdoğan daha önceki dönemlerde yaptığı hayat tarzına yönelik eleştirilerini de şöyle savundu:
"Bunları da bireysel ifade özgürlüğümün sınırları dahilinde söylemişimdir ama asla temsil ettiğim kamu gücünü kullanarak, kimsenin hayat tarzına müdahale sayılabilecek bir yola başvurmadım. Bu yönde bir uygulamaya asla tevessül etmedim. Kurucusu olduğum siyasi partinin de bu yönde girişimi, adımı hiçbir zaman bu noktada olmamıştır."
"Hayat biçimi sistematik tehdit altında değil"
TIKLAYIN - AKP'NİN 12 YILLIK YAŞAM TARZI MÜDAHALELERİ
Erdoğan ayrıca "Türkiye'de kimsenin hayat biçimi, sistematik bir tehdit altında değildir. Buna asla müsaade etmeyiz. Buna 14 yıllık iktidarımız döneminde fırsat vermedik. Aksini iddia eden varsa, somut örnekleriyle bunu ortaya koymak mecburiyetindedir" dedi.
"Benim gibi Karadenizli, Kasımpaşalı biri bile"
"Türkiye’nin hayat biçimi yüzünden en çok saldırıya maruz kalmış kişi bu kardeşinizdir. Hakkımda demediklerini bırakmadılar, eşime çocuklarıma saldırdılar. Benim gibi Karadeniz kökenli, Kasımpaşa’da yetişme, biri bile yasal haklarımı kullanmamın dışında bir yola başvurmadım".
"Bu oyuna gelmeyeceğiz"
Erdoğan Reina saldırısı üzerinden yorumlarını şöyle sürdürdü:
"Saldırıların amacı bizi birbirimize düşürmektir. Toplum içindeki fay hatlarını derinleştirmek isteyenler her fırsatı değerlendirmekten geri durmuyor.
"Türkiye terör örgütleri üzerinden ateşle imtihan ediliyor. Her mücadele gibi bu asimetrik saldırılarda malesef kayıplarımız oluyor. Toprağa düşen her can kor bir ateş gibi yüreğimizi yakıyor. Bu saldırıların asıl amacı bizim muvazenemizi bozmadır. Duygularımızın aklımızın önüne geçirmektir. Bizi birbirimize düşürmektir. Bu oyuna gelmeyeceğiz, gerekirse kan kusup, kızılcık şerbeti içtik deme pahasına dik duracağız, soğukkanlılığımızı her daim muhafaza edeceğiz."
"Etnik kimlik ve mezhepçilik"
"Türkiye'de etnik kimlik üzerinden siyaset yapılmasına benim kadar karşı olan yok. Tüm siyasi hayatım bununla mücadele ile geçmiştir. Mezhepçilik üzerinden kendine alan açmak isteyenlerin dertlerinin de bu vatandaşlarımız olmadığı ortaya çıkıyor."
"Hesap sorma sokakta kendi başına yapılacak bir şey değil"
Erdoğan, isim vermeden Barbaros Şansal'a linç girişimi için de tek merci hukuktur şeklinde yorum yaptı:
"Türkiye bir hukuk devletidir. Hesap sormayı yaptırıma dönüştürecek tek merci hukutur. Kimse sokakta bunu kendi başına yapma hakkına sahip değildir."
"Türkiye’ye saldıranların söylemi”
Erdoğan bölgesel gelişmeler ve uluslararası ilişkiler konusuna da değindi:
"Türkiye'nin kendi güvenliği için bölgesinde yürüttüğü mücadeleyi 'başka devletlerin içişlerine karışmak' olarak gören bir kafa, olup bitenlerden hiçbir şey anlamıyor demektir. DEAŞ'a karşı en etkili mücadeleyi veren bir ülkeyi, hala 'bu alçak örgüte destek sağlıyor' imasıyla suçlamak, tam da terör örgütleri üzerinden Türkiye'ye saldıranların istedikleri türden bir söylemdir."
“Yazılı, sözlü destek verenler”
"Bölücü örgüte, dinimizi istismar eden FETÖ, DEAŞ gibi örgütlere fiili, yazılı, sözlü destek verenlere ne yapılıyorsa, mezhep ayrımcılığı veya hayat tarzı üzerinden milletimizin bir kesimini istiskal etmeye çalışanlara da aynı muamele yapılacaktır, bu böyle bilinmeli."
"Herkesin aynı hayat biçimine sahip olma mecburiyeti yok"
"Hayatı, Türkiye'yi bir kesimin diğerleri üzerinde tahakküm kurduğu bir ülke haline getirmek isteyenlere karşı mücadeleyle geçmiş şahsımdan başka, farklı bir davranış bekleyenler daha çok beklerler. Çünkü biliyorum ki dünyadaki ve ülkemizdeki herkesin aynı hayat biçimine sahip olma mecburiyeti yoktur."
"Tahakküm edilmesine karşıyız"
"Ezan okunmasına tahammül edemeyenlerin müezzinin üzerine yürümesi ne kadar yanlışsa, namaz kılmayana karşı zor kullanılması da aynı derecede yanlıştır. Geçmişte, örtülü olduğu için okullara alınmayan kız çocuklarımıza yapılanlara nasıl rıza göstermemişsek, bugün aksi yönde bir davranış sergilenmesi halinde aynı tavrı ortaya koyarız. Çoğunluğun azınlığa tahakkümüne karşı olduğumuz gibi azınlığın çoğunluğa tahakküm etmesine de karşı olduğumuzu da açıkça ifade etmek isterim."
El Bab
"Suriye'de El Bab operasyonunu inşallah kısa sürede bitirecek şekilde yeni bir tertiplenmeye gidildi. İnşallah bu çok yakın bir zamanda hallolacak. Ardından Münbiç başta olmak üzere, terör örgütlerinin yuvalandığı diğer bölgeleri de temizlemekte kararlıyız."
"Rusya ile birlikte yürüttüğümüz Suriye'de kalıcı bir ateşkesin sağlanması ve ardından anlaşmazlıklara görüşmeler yoluyla siyasi çözüm aranması çalışmalarında umut verici gelişmeler var.".
"Döviz alınacak' değil 'döviz satılacak' günler"
Hiçbir krizin sürdürülebilir olmadığını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İçinden geçtiğimiz günler, 'döviz alınacak' değil 'döviz satılacak' günlerdir, bunu özellikle söylemek istiyorum. Hiçbir kriz sürdürülebilir değildir. Ülkemize yönelik saldırılar da aynı şekilde ilanihaye devam edecek değildir." (HK)