Gazeteci Cengiz Çandar, BBC'ye gerekirse Türkiye'deki "kaçak Ermenilerin" sınırdışı edilebileceğini söyleyen, tepkiler üzerine de sözlerinin çarpıtıldığını söyleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, "Biz yanlış anlamadık" yanıtı geldi.
Referans gazetesinde önceki gün (20 Mart) yayımlanan "Başbakana Sorular" başlıklı yazısında, kendisinin de Başbakanın sözlerini "Kaçak Ermenileri sınır dışı etmek" şeklinde anladığını ve bu sözlere karşı çıktığını ifade ederek sordu: "Kaçak Ermenileri sınır dışı etmekten yana mısınız değil misiniz?"
Çandan gibi Kanal D Haber genel yayın yönetmeni Mehmet Ali Birand da, 19 Mart akşamı sunduğu haber programında, Erdoğan'ı "Başbakan bizi döverek viraj almaya çalışıyor" diyerek eleştirdi. Yazar Yaşar Kemal de, Ermenilerin sınırdışı edilmesine dair sözlerle ilgili, "Etmesinler, ayıptır yahu!" demişti.
Çandar: Başbakana yakıştıramadım
Söz konusu sert üslubun Başbakana yakışmadığını ve bu nedenle özür dilemesi gerektiğini daha önce yazan Çandar, Erdoğan'ın "Bir defa dürüst ol. Doğrunun avukatı ol" sözlerini kendisine yakıştıramadığını belirtti.
"Bu hiddetli yaklaşım, nice dış ve iç gulyabaniye karşı sizi desteklerken geçerli miydi? O durumlarda "yanlışın avukatı" mıydık? Ne oldu da birden "doğruluk", "dürüstlük" tarafınızdan sorgulanır oldu? Özür dilemek bir erdem konusudur. Özür dileyip dilememek sizin bileceğiniz iş. Ama madem "Biz yolumuzda aynen devam edeceğiz" diyorsunuz, peki... Kolay gelsin."
Başbakan, 19 Mart'taki konuşmasında, kendisini özür dilemeye çağıran yazarları hedef almış ve şöyle konuşmuştu: "Londra'da ifade ettiğim, ülkemdeki kaçak Ermenileri sınır dışı etmek ifadem, maalesef ulusal ve uluslararası platformlarda kaçak kelimesi atılarak kullanıldı ve kullanılıyor. Ermenileri sınır dışı etmekle kaçak çalışan Ermenileri sınır dışı etmek arasında derin bir anlam farklılığı vardır. Kaçak Ermenilerle ilgili sözlerimi saptırmak isteyenler, umarım kendilerini tashih ederler."
Erdoğan'ın geçen hafta BBC'ye verdiği mülakatta da şunları söylemişti:
"Ülkemde, 170 bin Ermeni var; bunların 70 bini benim vatandaşımdır. Ama yüz binini biz ülkemizde şu anda idare ediyoruz. E ne yapacağım ben yarın, gerekirse bu yüz binine hadi siz de memleketinize diyeceğim, bunu yapacağım. Niye? Benim vatandaşım değil bunlar. Ülkemde de tutmak zorunda değilim. Yani şu anda bizim bu samimi yaklaşımlarımızı bunlar, bu tavırlarıyla ne yazık ki olumsuz istikamette etkiliyorlar, bunların farkında değiller." (EÖ)