Dr. Cengiz Aktar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın üçüncü ülkelerdeki "soykırım" kararlarına karşılık Türkiye'de kayıtdışı çalışan Ermenistanlıları sınırdışı etme önerisini değerlendirirken "Uygulanabileceğine ihtimal dahi vermiyorum. Düşünülmeden sarf edilmiş sözler. Bir insanlık dramını önermek ayıp" diyor.
Aktar'ın Erdoğan'ın sözleriyle ilgili saptama ve değerlendirmeleri şöyle.
Uygulanması mümkün değil: Başbakan'ın söylediğini uygulaması mümkün değil. Bunun en vahim örneği birkaç yıl önce Nijerya'da yaşandı. Petrol zengini Nijerya, komşu ülkelerden gelen kayıtdışı işçileri, kamyonlara doldurup tehcir etti. Dünyada çok büyük tepki uyandırdı. Aynı şey Türkiye'ye de olur.
Erdoğan Türkiye'deki gibi konuşuyor. Yurtdışında bu ifadeler hiç hoş karşılanmaz. Türkiye'nin vermek istediği, diyalog taraftarı, komşularıyla sıfır ihtilafı olan ülke imajını tamamen bozar mahiyette ifadeler. Ayrıca Ermenistan'la ilişkileri geliştirmek iddiasıyla tezat oluşturuyor.
1915 kararları kuvvetlenir: Uygulanacağına ihtimal dahi vermiyorum. Başbakan bu sözleri, ABD ve İsveç'teki parlamento kararlarına karşılık söylüyor, ama eğer söylediklerini uygularlarsa, o parlamento kararlarının kat be kat fazlası ortaya çıkar.
Türkiyeli Ermenileri de töhmet altında bırakır: Bu ifadeler Ermenistanlıları hedef gösterdiği gibi, Türkiye'deki Ermenileri de töhmet altında bırakabilecek ifadeler.
Sınırı mı açacak: Diyelim uygulandı. Başbakan kendisiyle çelişir. Binlerce insanı göndermek için Türkiye-Ermenistan sınırını açmak gerekir. Uçakla yapamazlar.
İnsanlık dramı: Bu kayıtdışı işçiler, dünyanın her ülkesinde olduğu gibi, yaşadıkları ülkede en korumasız, savunmasız, toplumsal güvenceden yoksun kişilerdir. Çünkü hiçbir hukuki dayanakları yok. Örneğin çocukları okula gidemiyor. Böylesine kolay bir "kurbanı" tehcir etmeyi, hiddetini teskin etmek amacıyla dile getirmek dahi, ayıptır. Başbakan bir insanlık dramını hayata geçirmekten bahsediyor. Bunu telaffuz etmek bile sorundur.
Bu kayıtdışı işçiler keyiflerinden değil, ekonomik zorunluluktan gelmişlerdir. İş buldukları, birileri istihdam ettiği için kalmışlardır. İnsanca muamele, burada yaşayan her insan kadar onların da hakkıdır.
100 bin değil, 12 bin: Türkiye'deki kayıtdışı Ermenistanlı işçilerle ilgili rakamları sürekli artırıyorlar. 70 bindi, şimdi 100 bine çıkmış. Bu konudaki ilk ciddi çalışmayı Kültür Üniversitesi Küresel Siyasal Eğilimler Merkezi için gerçekleştiren Alin Ozinyan gerçek rakamın 12 bin civarında olduğu söylüyor. Çoğunluğu, evde bakım hizmetlerinde çalıştırılan kadınlar.
İsveç'te diaspora yok: Başbakan parlamento kararlarının diasporanın marifeti olduğunu iddia ediyor. ABD'de böyle olabilir, ama İsveç'te Ermeni yoktur.
Erdoğan İttihatçılar gibi konuşuyor: Başbakan, tıpkı İttihatçı zevatın kullandığı bir tehdidi savururken, CHP'li Şükrü Elekdağ, Canan Arıtman'la benzer şeyleri söylüyor. Mücadele ettiği bir zihniyetle aynı tarafa düştüğünün farkında bile değil. (TK)