Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda dün (17 Nisan) düzenlenen festivalin kapanış gecesinde, sahneye ödülünü almak için çıkan sanatçıların "Emek'i yıktırmayacağız" sözleri dakikalarca alkışlandı. Gecede, İsyanbul Kültür Sanat Varyetesi de borazan çalarak "Yıktırmayacağız" afişi açtı.
"Bu gecenin starı Emek"
Sunuculuğunu sanatçı Mehmet Ali Alabora'nın yaptığı geceye, İzlanda'da yaşanan volkan patlaması nedeniyle katılamayan birçok yabancı sanatçı ödülünü alamadı.
Festival'de "Yaşam Boyu Başarı Ödülü" alan Klaus Maria Brandauer, "Volkan patlaması nedeniyle İstanbul'da mahsur kalmaktan çok memnunum. Böylece iki kere ödül alabildim. Bu gün en çok alkışlanan ise bir sinema salonu oldu. Bu gecenin starı Emek" dedi.
"Bu yıl buruk bir festival yaşıyoruz. Çünkü Emek sineması yıkılacak" diyen Alabora'nın "İstanbul'un gerçek sermayesi kültürdür. Hep birlikte bu sermayeye sahip çıkalım" sözleri salondan yoğun alkış aldı.
Aralarında çok sayıda yönetmen ve oyuncunun da bulunduğu İsyanbul Kültür Sanat Varyetesi de borazanlar eşliğinde "Yıktırmayacağız" afişi açtı. Daha sonra emek sinemasını gösteren kısa bir film gösterildi. Gösterimin ardından sahne alan Kardeş Türküler Kürtçe şarkılarını seslendirdi.
Radikal Halk Ödülleri sahiplerini buldu
Radikal gazetesinin düzenlediği halkın oylarıyla verilen "Radikal Halk Ödülleri" ne Annemi Öldürdüm (I Killed My Mother) filmiyle Kanadalı yönetmen Xavier Dolan ve Semih Kaplanoğlu'nun Bal filmi layık görüldü. kazananlar ödüllerini Radikal gazetesi genel yayın yönetmeni İsmet Berkan'ın elinden aldı.
Avrupa Konseyi Sinema Ödülünü ise (FACE) "Sinemada İnsan Hakları" bölümünde, Filistinli Scandar Copti ve İsrailli Yaron Shani'nin yönetmenliğini üstlendiği Ajami filmi aldı. Avrupa Konseyi Genel Sekreter Yardımcısı Maud de Boer-Buquicchio, ödüllerini takdim ederken, "Filmler dünyayı değiştirmez. Ama filmler dünyayı değiştirmek için bizi harekete geçirir" diye konuştu.
"Emek'i yıkan tehdide karşıyız
Uluslararası Sinema Yazarları Federasyonu (FIPRESCI) Ödülleri ise Stephane Brize'nin Matmazel Chambon filmi ile Yağmur Taylan ve Durul Taylan'ın Vavien adlı filmine verildi. Federasyon Başkanı Barbara Loney'in "Biz de Emek sinemasına yönelik tehditlere karşı olduğumuzu söylemek istiyoruz" sözlerinin ardından ödülünü almak için sahneye çıkan Durul Taylan da Emek sinemasının kendisini için ne ifade ettiğini anlattı:
"Yağmur (Taylan) ile 1980'lerin başında İstanbul'da okurken film festivallerini Emek'te izlerdik. Ve yönetmen olmaya orada izlediğimiz filmlerden sonra karar verdik. Bu ödülü Emek'i yıktırmayacaklar adına alıyorum."
Alabora'nın "Kültür Bakanlığının katkılarıyla düzenlenen bu gecede Altın Lale Ödüllerini sunuyorum" sözleri yine Varyete tarafından borazanla protesto edildi. Alabora da "Emek sineması için harekete geçmelerini diliyorum" dedi. Daha sonra ödül törenine geçildi.
Altın Lale Ödülleri sahiplerini buldu
Şakir Eczacıbaşı anısına verilen "Altın Lale Uluslararası Yarışma Ödülü", Belçikalı yönetmen Felix van Groeningen'in "Şeylerin Boktanlığı" adlı filminin oldu. Uluslararası Yarışma'da "Jüri Özel Ödülü"nü ise Stephane Brize'nin Matmazel Chambon adlı filmindeki rolüyle Sandrine Kiberlain aldı.
"Altın Lale Yılın En İyi Türk Filmi" ödülü Yağmur Taylan ve Durul Taylan'ın Vavien adlı filminin olurken, ödülü takdim eden Altın Lale Ulusal Yarışma Jüri Başkanı yönetmen Yeşim Ustaoğlu da "Yarın herkesi saat 17.00'de Taksim'e bekliyoruz" çağrısını yineledi.
"Altın Lale Yılın En İyi Yönetmeni" ödülüne ise geçen günlerde kaybettiğimiz gazeteci yazar Evrim Alataş'ın senaryosunu yazdığı Min Dit - Ben Gördüm filminin yönetmeni Miraz Bezar layık görüldü. Bezar, ödülünü alırken "Bu hafta benim için ailem için çok kötü bir haftaydı. Evrim Alataş benim yengemdi. Bu hikayeyi beraber yazdık. İsterdim ki bugünü de beraber yaşayalım. Ama yapamadık. Biliyorum bizi bulutlardan zıplayarak isliyor" diye konuştu.
"En İyi Kadın Oyuncu" ödülü Min Dît - Ben Gördüm filminin küçük oyuncusu Şenay Orak'ın oldu. Orak ödülünü sokak çocukları adına aldığını söyledi. "En İyi Erkek Oyuncu" ödülü ise Beş Şehir filmindeki rolüyle Tansu Biçer'in oldu. Biçer de "17.00'de Taksim'de olalım. Herkes arkadaşlarına haber versin. Daha çok gidelim" dedi.
Emek hiçbir zaman kirli olmadı
Festival'de Ulusal Yarışma'da bu yıl "En İyi Senaryo Ödülü" Vavien filmiyle Engin Günaydın'ın oldu. Günaydın da Emek sinemasının yıkımına ilişkin "Aslında söylenecek çok şey var. Ama ben kısaca söylemek istiyorum. Zaten sahnede de yazıyor 'Emek Sinemasını Yaşatalım' Bu çok zor bir konu olmasa gerek" şeklinde konuştu.
"En İyi Görüntü Yönetmeni" ödülünü Bal filmiyle Barış Özbiçer, "En İyi Müzik Ödülü"nü Min Dit (Ben Gördüm) filmiyle Mustafa Biber kazandı. Semih Kaplanoğlu'nun "Bal" adlı filmi ise "Jüri Özel Ödülü"ne layık görüldü. Kaplanoğlu'na ödülünü veren yönetmen Pelin Esmer de, "Bu yıl kazananlar galalarını Emek'te yaptıramadı. Ama bundan sonraki yıl kazanan galasını Emek'te yapabilecek. Çünkü orayı yıktırmayacağız" dedi. Kaplanoğlu'nun da Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ın sözlerine gönderme yaptığı "Hayatımın en iyi filmlerini Emek'te izledim. Bu yıkıcı Vandalizm ormanlardan şehirdeki varlıklara da el atmaya başladı. Ve Emek hiçbir zaman kirli ve yağlı olmadı" sözleri dakikalarca alkışlandı.
Ödül alan herkesin Emek sinemasına ilişkin konuşma yapması üzerine Alabora'nın "Şimdi de En İyi Emek Sineması ödülünü sunuyorum" esprisi salondakileri güldürdü.
Gece, Rodrigo Garcia'nın "Anneler ve Kızları" filminin gösterimiyle sona erdi.(BT/EÜ)