*Fotoğraf: Greenpeace
Türkiye’nin Paris Anlaşması’na taraf olmasını kabul eden kanun dün TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi ve Paris Anlaşması'na ilişkin kanun yürürlüğe girdi. Paris Anlaşması'nın onaylanması için bir süre önce imza kampanyası başlatan Ekosfer Derneği, kampanyaya katılan 25 bine yakın kişiye ve destek veren 48 sivil toplum kuruluşuna teşekkür ederek bir açıklama yaptı.
Anlaşmayı onaylayan 192. ülke
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Şimdi Türkiye'nin anlaşma kapsamında verdiği taahhütleri iyileştirmesi, kömürden çıkış için bir takvim belirlemesi ve enerji dönüşümü için hızla harekete geçmesi gerekiyor.
TIKLAYIN - Paris İklim Anlaşmasının onaylanması ne anlama geliyor?
"Dünyanın ortalama sıcaklığındaki artışı 1,5, bu başarılamazsa 2 derecenin altında tutmayı amaçlayan Paris Anlaşması’na Türkiye de taraf oluyor. Dün akşam saatlerinde TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen Paris Anlaşması’nın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi ile Türkiye, 5 yıl önce imza attığı anlaşmaya taraf olarak süreci tamamladı. Böylelikle, Paris Anlaşması’nı onaylayan 192. ülke oldu."
Ekosfer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Gürbüz ise konuyla ilgili şunları söyledi:
"Bugün çok önemli bir gün. 5 yıl gecikmeyle de olsa Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı onaylaması ve bu karara TBMM’deki milletekillerinin büyük çoğunlukla destek vermesi sevindirici. Şimdi Türkiye’nin önünde uzun ince bir yol var ama fazla zamanımız yok. Fosil yakıtlarla (kömür, petrol ve doğalgaz) vedalaşmak, enerji verimliliği ve net sıfır emisyon hedefleri için sivil toplumla birlikte gerçekçi bir yol haritası belirlemek gerekiyor."
Anlaşma Türkiye’de neyi değiştirecek?
"Paris Anlaşması Kyoto Protokolü gibi ülkelerin hedeflerini belirlemiyor" diyen Gürbüz şöyle devam etti:
"Anlaşmaya taraf ülkeler imza atarken verdikleri ve seragazı emisyonlarını nasıl sınırlandıracaklarını gösteren ulusal katkı beyanlarıyla kendi hedeflerini belirliyor. Türkiye de 2016 yılında verdiği Niyet Edilen Ulusal Katkı Beyanı’nda, 2012 yılında 430 milyon ton olan toplam seragazı emisyonlarını, 2030 yılına gelindiğinde 929 milyon tonun altında tutma sözü vermişti. Bir başka deyişle emisyonlarını iki katından fazla artırabileceğini söylemişti. Bu oldukça zayıf bir hedefti ve Türkiye’nin ekonomik sisteminde hiçbir değişikliğe gitmeden bu hedefe ulaşılabileceğini o zaman da söyleyip, eleştirmiştik. 2018 yılına gelindiğinde Türkiye’nin toplam seragazı emisyonlarının 506 milyon tonda kaldığı düşünülürse yanılmadığımızı söylebiliriz. O nedenle bu beyanın güncellenmesi gerek. Anlaşma koşullarından biri de zaten 5 yılda bir beyanların güncellenmesi. Türkiye iyi niyetli, sorumluluğuna uygun bir hedef belirlemeli, bunu da sivil toplumun görüşünü alarak yapmalı."
Ekosfer Derneği ayrıca Paris Anlaşması sonrası yapılması gerekenleri öneren beş maddelik bir liste de hazırladı. Beş madde şöyle sıralandı:
- Ulusal Katkı Beyanı’nın güncellenmesi.
- Kömür santrallarının kapatılması için bir takvim belirlenmesi ve yeni inşaatların durdurulması.
- Enerji tüketimini azaltmak için başta enerji verimliliği olmak üzere gerekli politikaların hayata geçirilmesi.
- Rüzgar, güneş ve yeşil hidrojen gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının tercih edilmesi; fosil yakıtlar ve nükleer enerji gibi kaynaklara verilen teşviklerin durdurulması.
- Ulaşımda hava ve karayolu yerine demiryolu, toplu taşıma ile bisikletin öne çıkarılması.
Paris İklim AnlaşmasıParis Anlaşması, Aralık 2015'te Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) 21. Taraflar Konferansı'nda kabul edilmişti. Türkiye'nin 22 Nisan 2016'da 175 ülkeyle birlikte imzaladığı anlaşma, 4 Kasım 2016'da yürürlüğe girdi. Sözleşmeye taraf 197 ülkenin imzası bulunan anlaşmaya Eritre, Irak, İran, Libya, Yemen ve Türkiye taraf olmadı. Dünyanın ilk kapsamlı iklim anlaşması olarak tarihi önem taşıyan Paris İklim Anlaşması, ülkelere bir azaltım hedefi koymazken, taraf ülkelerin kendi iradeleriyle belirlediği ulusal katkı beyanlarının küresel ısınmayı iki derecenin, mümkünse 1.5 derecenin, altında tutmayı ve bu amaç için de ülkelerin ortak çalışmasını sağlamayı hedefliyor. Gelişen ülkelere ise gelişmiş ülkelerce teknolojik ve mali destek sağlaması isteniyor. Türkiye’nin beyannamesiTürkiye’nin BM Sekreteryası’na sunulan Niyet Edilen Ulusal Katkı Beyanı’nda, 2012’de 430 milyon ton olan toplam sera gazı emisyonlarının, azaltım önlemleri ile 2030’da 929 milyon tona kadar çıkarabileceği belirtildi. Başka bir deyişle Türkiye sera gazı emisyonlarını azaltma taahhüdü vermedi, iki katından fazla artırabileceğini söyledi. Türkiye bunu yaparken, eğer hiç önlem alınmazsa emisyonlarının 2030’da 1 milyar 175 tona çıkacağını, verilen beyanla bu miktarın 929 milyon tonda tutulacağını ifade etti. Bu beyanını da “artıştan yüzde 21 oranında azaltım” olarak tanıttı. Türkiye’nin resmi planlarında 2030 sonrasındaki dönemde de sera gazı emisyonunu azaltmaya yönelik bir hedefi bulunmuyor. |
(SO)