Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) Gezi direnişinden bir yıl sonrayı içeren “Yaralar açık, adalet hala yok: Gezi Parkı eylemlerinden bir yıl sonra” raporunu yayımladı.
Salt Galata’da yapılan basın açıklamasına Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Salil Shetty, Uluslararası Af Örgütü Uluslararası Sekreterya Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner, Uluslararası Af Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü John Dalhuisen ve Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü Murat Çekiç katıldı.
"Polisin şiddet kullanımı devam ediyor"
Toplantıda Shetty rapora ilişkin bulguları aktardıktan sonra “Biz Türkiye’de temel hakların garanti altına alınmasını işitiyoruz. Bunu Türkiyeliler de bölge de istiyoruz” diye konuştu.
Gezi direnişinden bir yıl sonra bile güvenlik güçlerinin hala yoğun şiddet kullandığına dikkat çekerek buna rağmen cezasızlığın devam ettiğini ifade etti.
Gardner ise raporu hazırlarken 30’an fazla davayı incelediklerini, çok sayıda mağdur ve avukatla konuştuklarını belirterek “Ancak şiddet kullanımı devam ediyor, hükümetin bu tavrı hala değişmedi” dedi.
Gardner ayrıca Perşembe günü başlayacak olan Taksim Dayanışması davasına da dikkat çekerek “Bu dava toplanma özgürlüğüne açılmış bir davadır” dedi.
49 sayfalık raporda şu başlıklar yer alıyor:
* Polis ihlallerinin cezasız kalması
* Gezi hareketinin ve destekçilerinin sürekli hedef alınması
* Örgütlü suç ve Terörle Mücadele Yasaları (TMK) uyarınca yargılamalar
* Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) ilgili maddeleri uyarınca açılan davalar
* Gezi hareketini desteklediği düşünülen gruplara gözdağı verilmesi ve açılan davalar
* Barışçıl toplanma özgürlüğü hakkının devam eden şekilde engellenmesi ve polisin gücünü kötüye kullanması
* Sonuç ve tavsiyeler
5500 kişi kovuşturmaya tabii tutuldu
Uluslararası Af Örgütü’nün raporu özetle şöyle:
* Gezi Parkı eylemlerinin üzerinden bir geçmişken barışçıl protestoların bastırılması ve polis şiddeti aynı oranda devam ediyor.
* Polisin insan hakları ihlalleri konusunda yüzlerce şikayet olmasına rağmen yalnızca dokuz polis memuruna yönelik beş soruşturma başlatıldı.
* Türkiye çapında 5.500’den fazla kişi Gezi Parkı eylemleri ile bağlantılı olarak kovuşturmaya tabi tutuldu.
*Yargılananların çoğu sadece eylemlere katılmakla suçlanırken, bazıları ise temelsiz iddialarla ve yeterli delil olmaksızın şiddet olaylarına karışmakla suçlanıyor. Yüzlerce kişi terörle mücadele ve örgütlü suç yasaları uyarınca yargılanıyor.
Sosyal medya hedefte
* Sosyal medya kullanıcıları protestolarla ilgili bilgi paylaştığı için mahkemeye çıkarıldı.
* Getirilen yeni yasalar, sosyal medyaya erişimi kısıtladı.
Doktorlara yaptırımlar
* Tabip odaları, doktorlar ve diğer memurlar eylemler destekledikleri iddiaları yüzünden yaptırımlarla karşı karşıya kaldı.
* Yetkililer eylemler sırasında kurulan revirlerde acil sağlık hizmeti veren sağlık kuruluşlarına ve doktorlara karşı çeşitli yaptırımlar uygulamaya çalıştı ve bu tür acil sağlık hizmetlerinin sunulmasını suç sayan yasal düzenlemeler yaptı.
Öneriler
“AK Parti hükümeti hoşgörüsüzlük, çatışma ve kutuplaşma yolunu seçti. Kontrol altına alınmadığı sürece, bu durum Türkiye’de insan hakları siciline daha da zarar verecek gibi görünüyor” tepitinin yer aldığı raporda şu öneriler yer alıyor:
* Gezi hareketinin ve destekçilerinin hedef gösterilmesine son verilmeli
* Kolluk kuvvetleri tarafından işlenen insan hakları ihlallerinde cezasızlığa son verin
* Türkiye’de barışçıl toplanma hakkının keyfi bir şekilde reddedilmesine son verin
* Polisin gösteriler sırasındaki tutumunun uluslararası insan hakları standartlarına uygun olmasını sağlayın
Raporun tam metnine buradan ulaşabilirsiniz. (EA)